Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Mustafa Kemal

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-10 03:37:00

Mustafa Kemal
 
Bugün 10 Kasım.

Ülkemizin bağımsızlığını kazandıran kadronun lideri ve Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü. Aradan bunca yıl geçti ama gene de ulusumuzun başı sağ olsun.

Gençliğimde 10 Kasım'lar; tam bir "Ağlama Duvarı"na dönüştürülmeye çabalanırdı. Atatürk'ün bir "fani" olduğu unutulur ve unutturulmaya çabalanır; "sen kalk ben yatam..." muhabbetleriyle; büyüklüğünün anlatılması ihmal edilirdi.

Aslında; çocuklarımızın önünü arkasını düşünmeden samimi bir Atatürk hayranı olarak yetiştirilmesini doğru bulurum. Zira bizim çocuklarımızın da; pek çok ülke çocuklarına aktarıldığı gibi "insanüstü görülebilecek" ve hiç kuşkusuz "karizmatik liderlere" gereksinimi vardır. Çünkü o yaşlardaki eğitimin amaçlarından biri çocuklarımızda ülke ve ulus sevgisinin aşılanmasıdır. Böyle "kurucu-önderler"; bu politikanın temel süjeleridir. Fakat aynı şeyi üniversite düzeyinde ve hatta "akademik yaşamda" yaparsanız; en basitinden gülünç olursunuz.

x x x

Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım'ın üç çocuklarından biri olan Mustafa; herhangi bir soyluluğu olmayan, herhangi bir ekonomik gücün gölgesinde yaşamayan bir insandır. Doğum günü bile belli değildir. O dönemde; varlıklı aileler bir çocukları olduğu zaman; evde bulunan Kur'an'a "tarih düşerlermiş." Belli bir tekniği olan bu tarih düşme; aruzla yazılan birkaç mısradaki harflerin yerleştirilmesiyle olurmuş. (Doğrusu; bu işi ben de pek bilemiyorum.) Ne Mustafa, ne kız kardeşi Makbule ne de çok küçük yaşta ölen kardeşi Naciye için böyle bir tarih düşülmemiştir.

Cumhurbaşkanlığı sonrasında; İngiltere Sarayı Atatürk'ün doğum gününü sormuş. O zamanlar; İngiltere her devlet başkanına doğum gününde bir buket çiçek gönderirmiş. Israrla sorulması üzerine; Mustafa Kemal "Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır" diye bir yanıt vermiş. Oysaki Zübeyde Hanım "Mustafam doğduğu zaman dışarıda kar yağıyordu. Sobanın üstünde kestane pişirirdik" demekteydi. Selanik'te kar yağdığına göre Atatürk'ün doğduğu ay; ocak ya da Şubat olmalıydı.

Zübeyde Hanım'ın daha sonraki yaşamındaki tutumuna baktığımız zaman; biraz "tutucu" bir hanımefendi olduğu anlaşılıyor. Buna karşılık; memuriyetten ayrıldıktan sonra ticarete atılan ve çok genç yaşta ölen babası Ali Rıza Bey'in çağdaş ve modern bir insan olduğu anlaşılıyor bunu küçük Mustafa'nın okul çağı geldiği zaman; anne ve babasının farklı yaklaşımlarından anlıyoruz. Zübeyde Hanım oğlunu mahalle mektebine göndermek isterken; Ali Rıza Bey; Selanik'te yeni açılan Şemsi Bey Okulu'na göndermek ister. Sonunda; bir ara yol bulunur ve bir gün mahalle mektebine giden Mustafa; daha sonra Şemsi Bey Okulu'na gider.

Şemsi Bey sıradan bir eğitimci değildir. Fransa'da pedagoji okumuş ve memleketi Selanik'e dönünce; öğrendiklerini uygulamak üzere söz konusu okulu açmıştır. Selanik'in ve muhtemelen imparatorluğun en iyi okuludur. Mustafa Kemal ilk eğitimini bu seçkin okulda atmıştır.

Daha sonra; Selanik elimizden çıkınca Şevki Bey İstanbul'a gelmiş ve bir süre; Fatih Kız Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yapmıştır.

Daha sonra; "Fevziye Vakfı"nın kuruluşuna önayak olacaktır.

x x x

Küçük Mustafa'nın bu mutlu yaşamı; Ali Rıza Bey'in genç yaşta ölümü ile noktalandı. Herhangi bir geliri ve serveti olmayan Zübeyde Hanım, Yanya'da çiftçilik yapan kardeşinin yanına sığındı. Ancak çocuklarının eğitimininin böyle yarım kalması ve bir noktada olayın kardeşini de aşması Zübeyde Hanım'ı çok üzüyordu. Ve bu durumdayken eşini yitirmiş bir talibinin teklifine olumlu yanıt verdi ve evlendi. Küçük Mustafa'nın bu üvey babadan pek memnun olduğunu sanmıyorum. Fakat bu yaşlı üvey baba da kısa bir süre sonra hayata veda edecektir.

Bu dönemde; Mustafa'yı kendisine "Kemal" adını armağan eden matematik hocası Mustafa Efendi'nin ders verdiği Manastır Askeri Okulu'nda görüyoruz. Ancak gene aynı dönemde; hafta sonlarında döndüğü Selanik'te Fransız frerlerinin açtığı Fransızca kurslarına devam ediyor. O dönemde; askeri okullarda iyi Fransızca öğretildiğini biliriz. Fakat bu Fransızca Mustafa Kemal'e yetmiyor. "Bir şeyler yapabilmek için..." yabancı bir dili iyi öğrenmek gerektiğini düşünüyor. Ve oralardan öğrendiği Fransızca ile klasikleri ve "aydınlanmacı filozofları" okumaya çalışıyor.

Mustafa Kemal'in okuduğu kitaplar elimizdedir. O yaşta bir çocuğun; "neleri" ve "nasıl" okumaya çalıştığını görünce insan hem duygulanıyor ve hem de heyecan duyuyor.

X x x

Mustafa Kemal'in; İstanbul'da Harp Okulu'ndaki yaşamı da ilginçtir. Namık Kemal'i çok seven Mustafa Kemal; birkaç arkadaşıyla birlikte Namık Kemal'in şiirlerini elle yazıp çoğalttıkları için; bir muhbir tarafından jurnallenmiş ve gözaltına alınmıştı. Fakat okul kumandanı Ali Rıza Paşa "bunlar iyi çocuklardır yaptıkları şey de masumane bir harekettir" diye; Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ordudan atılmalarını engellemişti.

Mustafa Kemal kurmay yüzbaşı rütbesiyle 1905'te orduya katılır ve ilk görev yeri olan Suriye'ye gider. Daha sonra; Mustafa Kemal'i Libya'da (Trablusgarp) İtalyanlar'a karşı mücadele sürdüren yerli kabilelere yardım eden Osmanlı Subayları arasında görüyoruz. Bu subaylardan biri de Enver Bey'dir.

Libya'da başarı şansı yoktur. Zaten bu arada Balkan Savaşları patlayacak ve Libya'daki subaylar geriye döneceklerdir. Bunu 1. Dünya Savaşı izler...


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara