Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Taksim'e çıkmak

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-05 02:17:00

Taksim'e çıkmak
1977 1 Mayıs'ında, Taksim'deydim. O zamanki demokratik örgütümüz olan, 'Tüm-ÖD' (Tüm Öğretim Üyeleri Derneği), flaması altında, 30-40 kişilik bir gruptuk.

Beraber yürüdüğümüz, 'Tüm-As' (Tüm Asistanlar Derneği)'nin grubu, bizden biraz daha kalabalıktı. Zaten, o gün bu gündür; meslek derneklerimiz, bir türlü gelişemedi. Ara sıra katıldığım toplantılara bakıyorum; hâlâ, 'Sen-ben-bizim oğlan...'. Bir de, 'pseude' örgütler, ortaya çıktı. (Pseudo yerine; 'sözde', ya da 'çakma', örgüt denebilir). Üç beş kişi, bir örgüt oluşturuyor ve sonra, hayal bile edemeyecekleri büyüklükteki kurumların adını alarak; sözde, onları temsil ediyorlar. Örnek verebilirim, ama veremeyeceğim.

Kimseyi kırmak istemiyorum.

Evet; 1 Mayıs 1977'de, Taksim'deydim. Fakat çok şükür, o iğrenç görüntüleri yaşamadım. DİSK'in o zamanki başkanı Kemal Türkler, konuşmasına başlayınca; 'Bu iş, buraya kadar', diyerek, toplantıdan ayrılmıştık.

Yaşanan olayları, akşam televizyondan izlemiş ve çılgına dönmüştük. İnanılır gibi değildi.

Fakat bir sene sonra, gene Taksim'deydik. Her ne kadar, yüreklere korku salmaya çalışılmışsa da, yoğun katılım engellenememişti. (Bir yıl önceki kadar olmasa bile...)

Ve 1978 sonrasında; Taksim, bizlere kapatıldı. İki gün öncesine kadar...

12 Eylül yönetimlerinin; bırakın Taksim Meydanı'nı vermeyi, bu türden toplantılara, izin vermesi bile, söz konusu olmazdı. Daha sonraki yıllarda; '1 Mayıs kutlamaları', İstanbul Emniyeti'nin gösterdiği alanlarda yapıldı. Ancak, 'Taksim özlemi', hep yaşandı. Ve nihayet, 2008'de, bu konudaki talep, ciddi sokak hareketlerine zemin hazırladı. Ve bu yıl yaşananlara kadar gelindi.

X                                                      X                                                 X

Bilindiği üzere; bu yıl, 'kutlamaların' nerde yapılacağı, uzun tartışmalara yol açtı. Yoğun görüşmeler sonrasında; Türk- İş ve Hak-İş; Taksim'de, bir 'çelenk koyma' ve 'saygı duruşu' yapma sonrasında, farklı yerlerde kutlama yapmayı kabul ettiler. DİSK ve KESK, bu konuda daha ısrarcı oldu. Bir anlamda, karşılıklı 'inatlaşma', yaşandı ve sonunda; 'makul sayıda' gelerek, çelenk konulması ve saygı duruşu yapılması konusunda, anlaşmaya varıldı. Bence, çok da iyi oldu. Zira, eğer bu anlaşmaya varılmasa da; legal, ya da illegal bazı örgütler, etrafı ateşe bulayacaklardı.

Fakat eğer DİSK'in bu ısrarı olmasa; bu türden örgütler, 'sokağa çıkma konusunda', biraz daha dikkatli olacaklardı. Belki de bir kısmı, hiç girişimde bulunmayacaktı.

X                                                  X                                                  X

1 Mayıs'tan birkaç gün önce, kimi medya kuruluşlarından arayarak, bu konudaki düşüncemi sordular. 'Taksim'e çıkma', konusundaki ısrarın, ne gibi sonuçları olabileceğini ve bunun, 'gerekli olup olmayacağını' ve bu konulardaki düşüncelerimi, öğrenmek istediler.

Taksim'de, eski Maksim Tiyatrosu'nun kapısında, dergi ve gazete satan arkadaştan, dergi alırım. Bazen, çevredeki esnafla da konuşuruz.

Genellikle, gıda üzerine çalışan büfeler; sağolsunlar, bana ikramda bulunmak isterler. Aklım ikramlarında kalsa da, sağlık nedenleriyle pek 'yararlanamam'!

1 Mayıs tartışmalarından birkaç gün önceydi. Dergilerimi alırken, çevre esnaftan birkaç kişi, yanıma geldi. 'Bu 1 Mayıs'ta ne olabilir, Hocam?', diye sordular. 'İnanın' dediler, 'Akşamları bunu düşündükçe, uykularımız kaçıyor. Kepenkleri kapatsak, ekmeğimizden olacağız. Açsak, her şeyin yerle bir olması olasılığı var. Vallahi ne yapacağımızı şaşırdık'...

Doğrusu, nasıl bir yanıt verebileceğimi ben de şaşırdım. Sonunda, 'Korkmayın', dedim, 'Eğer izin verirlerse, nasıl olsa gerekli önlemleri alırlar ve korkacağınız bir şey kalmaz'...

Fakat kendi söylediğimden, kendim de emin değildim.

X                                                   X                                                   X

Bunları yaşadıktan sonra, 'Taksim'e çıkma' konusundaki görüşüm sorulunca; 'Mutlaka izin verilmeli', diyemedim. Sendikaların bu konudaki ısrarlarını, gereksiz gördüğümü söyledim. Başta Süleyman Çelebi olmak üzere; Disk yöneticilerinin de, 'aklı selim' sahibi insanlar olduğunu düşündüğümden; 'provokasyonlara zemin hazırlamamak' için, daha sağduyulu olacaklarına, inanıyordum.

'1 Mayıs, nerede kutlanırsa kutlansın, emeğin bayramıdır', dedim. 'Taksim'de de olsa, Kadıköy'de de olsa, bizim okulun bahçesinde de olsa; 1 Mayıs, emeğin bayramı olarak kutlanabilir'...

Gerçekten, yıllardan beri; 1 Mayıs yaklaştıkça, insanların korkuları tahrik ediyor. Neşeyle kutlanması gereken bir bayramı, bir 'korku bayramı'na dönüştürmenin mantığını, anlamakta, zorlanıyorum.

X                                                    X                                                    X

Fakat tüm bu düşüncelerime rağmen; DİSK, 'makul' denebilecek bir kitleyle Taksim Meydanı'na girerken; gözlerimin dolmasını, engelleyemedim. Hele; 1977'de, Atatürk Kültür Merkezi önüne asılan ve tüm dünyayı kucaklayan emekçinin, dev posterinin bir benzeri açılınca, iyice 'elden çıktım'...

Taksim'e çıkma konusunda ısrar etmenin, yanlış olduğunu düşünüyordum ama; çıkmalarına, pek memnun oldum. Büyük mutluluklar ve heyecanlar yaşattılar.

Kendi adıma söyleyebileceğim tek şey var: 'Sağolsunlar...'

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara