Resmi açıklaması "TBMM Üstün Hizmet Ödülü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletine, ulusal ve uluslararası düzeyde üstün hizmette bulunanlara, Türkiye'nin tanımına katkı sağlayanlara; halkın refahı eğitimi mutluluğu ve sosyal gelişimi için yararlı hizmetlerde bulunanlara verilmektedir" biçiminde olan bu ödülü bu yıl alan kurumlardan biri de; kurucuları arasında olduğum "Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı" oldu.
Her ne kadar "Motif"in logosunda sadece "Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı" yazıyorsa da; "halk kültürünün" her türlüsü Motif'in ilgi ve çalışma alanı içindedir. Zaten şimdiye dek yaptığı bilimsel toplantılarda günışığına çıkan "tebliği" ve "çalışmalar" Motif'in bu yönünü açıkça ortaya koyar. Bu böyle olmasa "senin halk oyunlarıyla ne ilgin var" diye sorarlar adama.
Atalarımız "marifet iltifata tabidir" demişler. Gerçekten bu vakıf (ben hariç) birkaç kişinin emek ve özverisiyle ayakta duruyor. Özellikle değerli arkadaşımız Zeki Baykal; maddi ve manevi her türlü özveriyi gözünü kırpmadan yapıyor. Ve böyle bir ödülle "onere edilmek" bizlerden çok onun hakkıydı.
Ama biz vakıf kurucuları; "cümbür cemaat" Ankara'ya gittik ve ödülü hep birlikte aldık. Bunca emek ve özverinin heba olmadığını görmek insanı mutlu ediyor.
Motif'i bu ödül için teklif eden; Malatya Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Faruk Öz olmuş. Yukarıda da söyledim ya "marifet iltifata tabidir."
Ödül kitapçılığında Motif'in "tarihçesi" doğru bir biçimde yayınlanmış. Şöyle yazıyor: "1995 yılından bugünde her yıl istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmekte olan Motif Halk Bilim Ödülleri Törenleri ile yurtiçinde ve yurtdışında halk kültürünün bilinen tüm alanlarında hizmet etmekte olan yüzlerce kişi, kurum ve kuruluşu ödüllendirmiştir. Türk halk kültürünün tarihsel ve sanatsal derinliğini dikkate alarak bu zenginliği akademik platformlarda araştırmak amacıyla 2000 yılından bu yana süreklilik esasına bağlı kalarak Uluslararası Motif Halk Bilim Sempozyumları ile binlerce akademisyeni bir araya getirmiştir. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok festival ve yarışmalara katılarak Türk Halk Oyunları'nı tanıtmaktadır."
Motif bu türden sempozyumları; ülkemizin değişik üniversitelerinin olanaklarından da yararlanarak ve onların da katkısıyla gerçekleştirmektedir. Bunlar arasında; Kocaeli Üniversitesi'nin rahmetli rektörü değerli arkadaşım Prof. Dr. Baki Komsuoğlu'nun adını anmadan geçemeyeceğim. Bu arada; bir de üzüntümü dile getirmek istiyorum.
Kültür Bakanlığımız'ın ilgili dairelerinin bu konudaki ilgisizlik ve duygusallığı; tüm Motif camiasını çok üzmektedir. Değerli Bakanımız ve arkadaşım Ertuğrul Günay'ı bizzat rahatsız etmek istemedik ama umarım Bakanlık da bundan sonra daha ilgili davranır.
x x x
Ankara'daki tören öncesinde ödül alacakların uzun listesini gördüğüm zaman; "ne bu" demiştim. Acaba bu ödül salt hatır için mi veriliyor diye düşünmüştüm. Ancak ödül alanları ve yaptıkları hizmetleri okuyunca; "Allah razı olsun"dan başka söyleyecek şey bulamadım. Zaten bu "hizmetleri" ve "katkıları" görünce; içeriden ve dışarıdan yapılan bütün baltalamalara karşın; bu ülkenin ve devletin nasıl ve neden ayakta kaldığını bir kez daha anladım. Bu dayanışma olmasa; inanın sokaklarda yürüyemez hale geliriz. Ancak insanımız toplumu ayakta tutmanın yollarını buluyor.
Yerim kalırsa bu çok değerli hizmet ve katkıları yapanlardan birkaçının adını ve hizmetlerini anlatacağım. Ancak daha önce değinmek istediğim iki sim var.
Bunlardan biri çok değerli fotoğraf sanatçımız Ara Güler. Türkiye'nin güzelliklerini; bizim ve tüm dünyanın gözlerine sokan bu değerli sanatçıya verilen ödül beni müthiş mutlu etti.
Bir diğeri; gene çok değerli sanatçımız Dr. Alaaddin Yavaşça idi. "Acaba toplantıya katılabilecek mi" diye düşünürken; aslan gibi sahneye çıktı ve ödülünü aldı. Allah sağlık ve uzun ömür versin. Bu gibi insanlarımızı onurlandırmamız gerekir. Zaten böyle yapıldığı zaman; biz onurlanmış oluruz.
x x x
Ödül verilen 5 kurumun yanı sıra 70 kişi ödüle layık görülmüş ve tüm içtenliğimle söylüyorum; gerçekten "layıklar." Fakat bunların büyük çoğunluğunu yaptıkları hizmetlerden okurken; birkaç isim de tanıdık çıktı.
Örneğin Zeynep Bodur Okyay; yaptırdığı anaokulu, rehabilitasyon merkezi, lise spor salonu ve sağlık meslek lisesi nedeniyle aday gösterilmiş. Oysaki bunlara ek olarak bizim İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin "Santral İstanbul" projesine de ciddi katkılarda bulunmuştu.
Adını ilk kez duyduğum Ali Karakaya isimli Elazığlı bir işadamının katkılarını okuyunca gözlerime inanamadım. Bir ilköğretim okulu, 2000 öğrenci kapasiteli öğrenci yurdu. Anadolu lisesi, fen lisesi, ana okulu, Kaya Karakaya Spor ve Güzel Sanatlar Lisesi, huzurevi ve rehabilitasyon merkezi, Ahmet Karakaya Erkek Öğrenci Yurdu, Hatice Karakaya Kız Öğrenci Yurdu...
İnanması zor.
