Hâlihazırda içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl “İnternet Çağı”, “Görsellik Çağı” ve “iletişim Asrı” olarak adlandırılıyor. Websiteleri, uydular, televizyon kanalları, İP tvler, wikiler, mail grupları, facebook, twitter ve MSN’ler tamamen insanı hapsetmiş durumda. İnsanoğlu tarih boyunca ürettiği makinenin içine bu kadar garkolmuş değil…
Bu “sınırsız” yolculuk aynı zamanda beraberinde birçok değişimi de getiriyor. Artık bilgiyi üretip yönetenler, imtiyazların kaybediyor. 19. ve 20. yüzyılda imparatorluklar sonrası oluşan modern devletler, iktidarlarının ellerinden kayıp gidişini çaresizce seyrediyor. Teknoloji, özgürleşip bireyselleştikçe devlet çatısı çatırdıyor ve duvarlar leaks’e yani ‘sızıntı’ya açık konuma geliyor.
Wikileaks’in son yıllarda ülkeleri sarsmasının nedeni buradan kaynaklanıyor. Yeni dönemde “şeffaf” olamayan devletler, kurumlar, örgütler, cemaatler ve fertler seslerinin ve görüntülerinin youtube, dailymotion vb.. sitelere sızdırıldığını gördüklerinde şaşırmamaları gerekiyor. Çünkü dünya ilk kez devletinden ferdine kadar teknolojinin esiri olmuş durumda. Hatta yaşadığımız evlerden yediğimiz gıdalara kadar hemen her şey artık bir teknolojik ürün…
Devletler, ordular ve küresel şirketler siber âleme hazırlık için kendilerini yeniden yapılandırıyorlar. Zaten yeniden var edilmeye çalışılan NATO’nun yeni savaş alanı da siber âlem değil miydi?
İşte, dünya teknolojik olarak kendini yeniden yapılandırmaya çalışırken, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da kısacası Arap dünyasında halk ayaklanmaları patlak verdi. Herkes bu ayaklanmalara odaklanmışken ve bunu yorumlamaya çalışırken aslında kaçırdığımız bir şey vardı; o da geçmişte bir değişimle koltuk sahibi olanların yeni değişimi okuyamadıklarından kaynaklanan gidişlerini seyrediyoruz…
Hakikatte internetin toplumsal hareketler ve gençler üzerindeki ilk etkisi 1999 yılında ortaya çıkmıştı. İnternetteki ağlar üzerinden bir araya gelen gençler, 1999’daki Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) karşı kitlesel protesto olan “Seattle Savaşı”nda dünyanın dikkatini çekmişlerdi. Burada, 73 ülkeden farklı kültürel, etnik ve siyasal geçmişten gelen 50 binin üzerinde eylemci, neo-liberal küreselleşmenin takatsiz bırakıcı etkilerine, emek ve insan hakları, çevrenin sürdürülebilirliği, demokratik uygulama ve ulusal bağımsızlık pahasına dünyan nüfusunun bir azınlık için muazzam kârlar üreten bir dünya ekonomi politikasına karşı ortak muhalefetlerini birleştirip daha önce görülmemiş bir ittifak oluşturdu.
İnternet, kampanya ve hareketlerin “süper hareket alanları” içerinde örgütlenmesini kolaylaştırmış ve eylemcilerin daha önceki, zaman, mekân ve maliyet engelleri olmadan iletişim kurmalarını ve seferber olmalarını sağlamıştı. İnternet’in yeni küresel eylemcilik için önemi Seattle protestosu esnasında tekno-eylemcilerin Bağımsız Medya Merkezi (IMC)’nin diğer adıyla indymedia’yı devreye sokmasıyla daha da arttı. Böylece IMC küresel tekno-eylemcilerin merkezin haline dönüştü. Tekno-eylemciler daha sonra birçok sokak gösterilerinin başlamasında bu site üzerinden görüşerek başladılar. 24 Kasım 1999’da indymedia sitesinde konuyla ilgili yayımlanan bir makalede şuna yer verilmişti; “Direniş küreseldir… Pasifik ötesi işbirliği bu websitesini var etmiştir.”
Elbette bununla sadece internetin Arap ülkelerinde diktatörlüklere karşı başlayan benzersiz ayaklanma ve yeni devrimlerin asıl faktörü olduğunu söylemiyoruz. Ancak gençlik örgütlenmelerinin net üzerinden başladığı ise inkâr edilemeyecek bir gerçek.
Arap halk ayaklanmalarının arkasında birçok nedenin yanı sıra internetin rolünün de olduğu aşikâr. Gençlik örgütleri net üzerinden örgütlendi ve gösteri çağrılarını bura üzerinden ilan ettiler.
Wiki-Wiki siteleri
Son yıllarda wiki tarzı sitelerin sayısı artarken aynı zamanda dünyayı da sarsmaya devam ediyor. Wiki, içeriğinde kullanıcıların değişiklik yapmasına izin veren web sitesi manasından kullanılıyor. Wiki yazılımı 90’ların ortalarında tasarım modeli topluluğu içersinde model dilleri yazma ve tartışma aracı olarak doğdu. İsim ve kavramı Ward Cunningham icat etti ve ilk Wiki makinesini 1995’te uygulamaya koydu. Sürati nedeniyle sisteme “çabuk” anlamına gelen bir Hawai terimi olan wiki-wiki adını verdi. Cunningham kendi kurduğu sistemi şöyle tanımlar; “Wiki birbirleriyle bağlantılı serbestçe genişletilebilir bir web ‘sayfaları’ koleksiyonu, bilgi depolaması ve düzeltilmesi için bir üstü metin sistemi –her sayfanın form- yetenekli bir web tarayıcısı olan her kullanıcı tarafından kolayca değiştirebileceği bir veri tabanıdır.”
Gücün merkez dışına yayılması, azınlığın çoğunluğa hükmettiği modern kapitalist toplumları tanımlayan toplumsal hiyerarşilere zarar vermek için önemlidir. Pasif, güçsüzleştirilmiş daimi tüketici rolüne indirilmiş yurttaş çoğunluğuna sahip modern Batı kapitalizminde bu elit azınlık bilgi üretimine hâkimdir. Bir wikide erişim engelleri yoktur: Indymedia’da olduğu gibi içerik üreticileri onun tüketicileridir, bunun tersi de doğrudur. Indymediacılar bunu şöyle yorumluyorlar; “Herkes katılabileceği için herkes sorumluluk sahibi olduğunu hisseder.”
Wikipedia, wikimedia ve wikileakslerin gençlerin yeni uğrak yeri olmasının nedeni buradan geliyor. Çünkü herkes bu gücün içinde yer almak istiyor. Buna imkân tanınmayan siteler ise uğrak yeri olmaktan çıkıyor.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz, dünya teknoloji (internet) bağlamında yeni dünya nizamına doğru gidiyor. Teknoloji bir mücadele alanına dönüşmüştür. Çevrimiçin tutulmaya çalışılan insanlık E-akıl (veya tekno-akıl) ile yönlendirilmeye çalışılıyor.
Siber âlemdeki hâkimiyet savaşı hâlâ devam etmektedir ve karşıt amaç, değer ve çıkarlara sahip aktörler üstünlük savaşını sürdürmektedir. Modern kapitalizm internet üzerinden biçimlenmektedir bundan dolayı dünya demokrasi, teokrasi ve nomokrasinin yanı sıra netokrasiyi de gündemine alacaktır.
Genelde teknoloji ve özelde internetin ahlâkî yönünün ayrı ele alınması gerekiyor. Ancak insanlığı esir alan bu ağa karşı bilinçli bir toplum oluşturmamız gerekiyor. İlkokul’dan üniversiteye internet kullanımı ve teknoloji felsefesi üzerine gecikmeden dersler konulması gerekiyor.
Not: Bu yazı Önder Vakfı'nın çıkarmış olduğu Tohum dergisi için kaleme alınmıştır. Dergide yayımlandıktan sonra, yayıncıların izniyle buraya alıntılanmıştır.