Geçen haftalarda Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen “Karadavi Talebelerinin İlk İlmi Buluşması”na iştirak ettim. Dünyanın farklı bölgelerinden 40’a yakın Müslüman âlim ve düşünür bu ilmi buluşmaya katıldı. 8 gün süren buluşmada katılımcılar, çağımızın önemli âlimlerinden Yusuf el Karadavi’den Kur’an, hadis, fıkıh ve İslam düşüncesi üzerine dersler aldı. Ders sonrası yapılan uzun mütalaalar ve ümmetin sorunları çerçevesinde yapılan münazaralar gerçekten çok müfitti.
Yusuf el Karadavi, günümüz İslam dünyasının en tanınmış simalarından biri. 13 yıldır el Cezire televizyonunda “eş-Şeria ve’l Hayat” adlı programda Müslümanların sorunlarına yönelik çözümler sunuyor. Ansiklopedik bir ilme sahip olan Karadavi, bugüne değin 150’ye yakın kitap telif etti. Halen yüzbinlerce kitap ihtiva eden kütüphanesinde saatlerce okumalar yapmaktadır.
Gazali’den Teymiyye’ye, Benna’dan Mevdudi’ye…
Muhammed el Behiy el Huli, eş Şa’ravi, Seyyid Sabık, Hasan el Benna, Mahmut Şaltut, Abdullah Draz, Muhammed Ebu Zehra, Ebu Gudde ve Abdulhalim Mahmut gibi birçok âlimden dersler alan Karadavi, geçmiş ulemadan da İmam Gazali, İbn Teymiyye, İbn Hazm, İbn Kayyim, İbn Rüşd, İmam Şatibi ve İmam Şevkani’nin yöntemlerinin etkisinde kaldığını ifade eder. Karadavi günümüz âlim ve düşünürleri arasında da Reşid Rıza, Cemalettin Kasımi, Sıddık Hasan Han, Mevdudi, en-Nedvi ve Seyyid Kutub’un tesirinde kaldığını belirtir.
Arap diline çok iyi vakıf olan Karadavi, son yıllarda Arap dilinde yapılan hataları tashih için “Yaygın Dil Hataları” adlı bir kitap telif etti. Kahire’de bulunan Arap Dili Kurulu üyesi olan Karadavi, şiirleriyle de çok iyi bir şair olduğunu ispatlamıştır. Hocası el Behiy daha genç yaşlarda onun için “bu, ya büyük bir şair ya da bir âlim olacak” demişti. Karadavi, İslam âleminin tanınmış bir âlimi oldu ancak şiirlerinden İslam dünyasını mahrum bırakmadı. En-Nuniyye, El Usuliyyun, Ena Aidun ve Muslimun gibi birçok şiiri üniversite gençlerinin en çok ezberlediği şiirler arasındadır.
İlerleyen yaşına rağmen üstad Karadavi, hâlâ İslam dünyasında yazdığı kitapları ve söylemleri ile ses getirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan son kitabı “Fıkhu’l Cihad/Cihad Fıkhı” adlı kitabı ilk kaleme aldığı “Fıkhu’z Zekat” ve “İslam’da Helal ve Haramlar” kitapları gibi İslam âleminin temel kaynakları arasında yerini almaya şimdiden aday görünüyor. Karadavi, son kitabıyla birçok âlim gibi tekrara düşmediğini, bilakis kendisini sık sık yenilediğini ayan beyan bir şekilde gösterdi. Üstad, hâlihazırda tek ciltlik bir tefsir ve siret üzerinde çalışmaktadır.
Son yıllarda İslam dünyasını etkileyen önemli ilim adamları arasında gösterilen Karadavi’nin İslam düşüncesi, fıkıh ve İslami hareket konusunda kaleme aldığı kitapları, dünyanın birçok diline tercüme edilmiş ve referans kitaplar arasında zikredilmektedir. Karadavi, aynı zamanda fıkhı çağdaş hayatın içine intibak ettirmiş ender şahsiyetlerden biridir.
Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Başkanı
21. yüzyılda inşa edilmiş en önemli kuruluşlardan biri olan Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Başkanı olan Karadavi, çağımızın önemli ekolü haline gelen “vasatiye fıkhı” veya “teysir fıkhı”nın öncülerindendir. Kişinin İbn Teymiyye’den istifade ettiği gibi İmam Gazali’den ve Muhammed Abduh’dan istifade ettiği gibi Zahid Kevseri’den de aynı ölçüde istifade etmesi gerektiğini belirten Karadavi, modern dönemdeki neo-zahiri, neo-selefi, neo-Mutezili ve neo-mezhepçilerine karşı uyarıda bulunuyor. Geçmiş ekollerin isimlerini kullanarak kendi cehaletlerini meşrulaştırmaya çalışanların çelişkilerini ortaya koyan Karadavi, örneğin günümüz zahirilerinin bildiğimiz zahirilikle bir alakasının olmadığını ve bunların ansiklopedik bir ilme sahip olan zahiri imamlardan İbn Hazm’dan bilgi açısından fersah fersah uzakta olduğunu söyledi. Karadavi ayrıca, günümüz modernistlerine neo-Mutezile demenin onları taltif olacağını ve hatta Mutezile’ye zulüm olacağını açıkladı.
Konuşmalarında özellikle fıkhın Müslümanların hayatlarına ve düşüncelerine yön veren çok önemli bir ilim dalı olduğunu vurgulayan Karadavi, İslam ümmetine yön verenlerin genelde fakihler olduğunu belirtti. Geçmiş insanların fukahaya değer verdiğini ifade eden Karadavi, fakihin de asrın kültürüne iyi derecede vakıf olması gerektiğini söyledi. Karadavi, fakihten kastın kuru fıkhî bilgilere sahip olanları kastetmediğini bilakis Kur’an ve hadis ilmine de aynı derecede vakıf kendisinin “fukahau’l hadis” olarak isimlendirdiği kişileri kastettiğini bildirdi.
Çok verimli geçen Katar’daki ilmi buluşmaya aralarında Selman en Nedevi, Ali el Karadaği, Selman el Avde, Raşid el Gannuşi ve İsam el Beşir gibi birçok ünlü isim de katıldı ve Karadavi’nin ilmi ve fıkhı hakkında birer tebliğ sundular. Birebir diyalog ve hasbıhallerin yapıldığı buluşmada güzel dostluklar kuruldu.
Toplantı sonunda Yusuf el Karadavi Enstitüsü’nün kurulması ve Karadavi’nin sitesinin farklı dillere tercümesi karara bağlandı. Toplantı sonunda Tunuslu ünlü mütefekkir Raşid el Gannuşi başta olmak üzere birçok düşünür, Karadavi’nin ümmetin “İmamı ve Şeyhu’l İslam”ı olarak ilan edilmesi gerektiğini açıkladı.
84 yaşında olan ünlü İslam âlimi Karadavi, ilerleyen yaşına rağmen genç bir şuura, hissiyata ve sese sahipti. İlmiyle, parlak zekâsıyla ve klasik eserlere vukufiyetiyle herkesi şaşırtıyordu. Katılımcılar akşam yemeği sonrası Karadavi’nin teşvikiyle şiirler okuyor ve marş söylüyordu. Lâkin o kadar katılımcı arasında en duygulu ve coşku dolu şiirler-marşlar üstad Karadavi’den geliyordu.