Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 15 ülkede, yaşları 18 ile 65 yaş arasında değişen 10 bin kişiyle gerçekleştirilen araştırma, tüketicilerin otomobile olan tutkusunu, geleceğin trendlerine ilgisini, alternatif yakıtlı araçlara olan merakını, çevre duyarlılığını ve Kovid-19 salgınında değişen alışkanlıklarını analiz etti.
Rapor, pandeminin bütün ülkelerde önemli ölçüde satın alma eğilimlerini etkilediğini gözler önüne serdi. Pandemi döneminde Türkiye'de otomobil kullanımının artması dikkati çekerken, günlük seyahatler ile iş için bireysel mobiliteye önem verildiği görülüyor. Ankete katılanların, salgında otomobilin en güvende ve rahat hissedilen yer olduğunu vurgulaması dikkatleri çekmekte.
Akıllı cepler otomobili solladı
TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan “Otomobiller: İmkansız bir ayrılık mı?” başlıklı 2021 raporuna göre; 10 kişiden 6'sı araçsız yaşayamadığını ifade ederken, akıllı cep telefonuna olan bağlılığın otomobilleri sollaması öne çıkmakta. Raporda ayrıca iki tüketiciden birinin bir sonraki otomobil tercihinin elektrikli veya hibrit olacağı yer alıyor.
TEB Cetelem Genel Müdürü Gamze Halide Berberoğlu, “Otomotiv dünyası her geçen yıl evrimleşmeye devam ediyor. Bu evrimleşmenin temelinde çevresel faktörlerle birlikte tüketici alışkanlıkları ve tercihleri yatıyor. Cetelem Gözlemevi 2021 araştırmasında Otomotiv endüstrisinin tarihinin en büyük değişimlerden birini yaşadığına tanıklık ediyoruz.” şeklinde konuşuyor.
Elektrikli araca umut bağlandı
Araştırma; otomobillerin vazgeçilmez olduğu kadar yeri doldurulamaz olduğunu gösteriyor. Otomobiller ekonomik endişeler, kullanımları ve özellikle sağlık krizi esnasında önem kazanan sağladıkları özgürlük gibi birçok konu ile birlikte anılıyor. Ayrıca otomotiv dünyası elektrikli araçları tek çözüm olarak görürken, tüketiciler 5-10 yıl içerisinde otomobillerin daha ekonomik ve daha sürdürülebilir, ultra yüksek teknolojiye sahip olmaları gerektiğini düşünüyor.”
TOGG da önemli bir eşik
Berberoğlu, Cetelem Gözlemevi'nin hazırladığı araştırmada TOGG'un da örnek olarak gösterildiğine değinerek, “İlk Türk yapımı elektrikli otomobili üretmek üzere kurulan konsorsiyum, önümüzdeki dönemde daha fazla konuşulacak ve aynı zamanda Türkiye'deki elektrikli otomobillerin de kaderini belirleyecektir. TOGG'un getirdiği ivmeyle birlikte 2022 yılından itibaren Türkiye otomotiv gündeminin en büyük konusu elektrikli otomobiller olacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.
Satın almada kovid etkisi
Pandemi tüm dünyada alışkanlıkları değiştirdi. İş yapış şekillerinden sosyal hayata, eğitimden ulaşıma kadar her alanda radikal değişimler yaşanıyor. Ekonomik daralmalar da tüketicilerin satın alma eğilimlerini etkiliyor. Çin, ABD, İngiltere ve Türkiye'de iki katılımcıdan biri otomobil satın alma niyetinin salgından etkilendiğini belirtiyor. Almanya ve Fransa gibi Avrupa'nın önemli ekonomilerinde üç katılımcıdan biri etkilendiğini kaydederken, Portekiz ile Belçika'da 5 katılımcıdan biri krizi hissediyor. Türkiye ve ABD'de katılımcılar COVID-19'dan etkilenerek satın alma niyetlerinin yüzde 35 arttığını açıklamakta.
Kapanmalara rağmen
Pandemide kapanmalar, toplu taşıma hizmetlerinin kısıtlanması, uzaktan çalışma ve eğitim, günlük hayatta radikal değişimlere neden oluyor. Salgında değişen alışkanlıkların otomobil kullanımına yansıdığını gösteriyor. Otomobilini bu dönemde daha az kullanan bireylerin en az kıstıkları alanın günlük seyahatler olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 37'sinin gündelik işleri, yüzde 46'sının özel yolculukları, yüzde 55'inin de hafta sonu ve tatilleri azalttığı belirleniyor. Araçlarını daha fazla kullandıklarını söyleyenlerin bunu günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları araştırmaya yansıyor. Türkiye'nin COVID-19 döneminde günlük seyahat ve işe gitmek için otomobil kullanımını en fazla artıran ülke olduğu öne çıkmakta. Katılımcıların yüzde 60'ı otomobili daha fazla tercih ettiğini belirtiyor.
En tutkulu ülke
10 kişiden 9'u otomobilleri olumlu veya çok olumlu gördüğünü belirtmişti. Geçen 4 yıllık sürede bakış açısının değiştiği görülüyor.Dünyada yüzde 52'lik, Avrupa'da yüzde 48'lik kesim otomobillere meraklı olduğunu söylese de bunun tutkudan ziyade mantığa dayalı olduğu gözlemleniyor. Ankete katılanların sadece dörtte biri araçlardan ve sürüşten gerçekten hoşlandığını ifade ediyor. Brezilya (%48), Türkiye (%43) ve Güney Afrika'nın (%40) otomobile en tutkulu ülkeler olduğu belirlenmektedir. Otomotivin anavatanı ABD'de (%36) merakın azalmadığı hissedilmektedir. Yüksek gelire sahip hane halklarının (%32) daha düşük gelirlilere (%19) oranla otomobil sevdalısı olmaya iki kat daha yatkın oldukları öne çıkmaktadır.
Rüyaları süslemese de..
Otomobiller artık eskisi gibi rüyaları süslemiyor olsa da tüketicilerin bağlılığı nispeten devam ediyor. İnsanların ellerinden bırakamadığı cep telefonları artık otomobilleri geçiyor. Akıllı cep telefonlarına bağlılık, dünya çapında 7,4, Avrupa'da 7,2 puana sahip. Dünyada 10 kişiden 6'sı otomobilsiz yaşayamayacağını belirtiyor. Her ne kadar bu oran gerilese de tüketicilerin otomobil kullanımından vazgeçmeyeceği ortaya çıkıyor.
Yerli üretime özel önem
Otomobilin hangi ülkede üretildiği, dünyada bölgelere göre farklı önem teşkil etmekte. Türkiye otomobil konusunda en milliyetçi ülke olarak öne çıkıyor. 100 katılımcıdan 88'i Türkiye'de üretilen otomobil satın almak istediğini ifade etmekte. İspanya yüzde 86, Japonya yüzde 85, ABD yüzde 81, Brezilya yüzde 80, Almanya yüzde 78'lik oranlarla otomobilin kendi ülkelerinde üretilmesine en fazla önem veren ülkeler olarak sıralanıyor. Hollanda (%48), Polonya (%57), Fransa (%67), otomobilin menşeine dikkate almayan ülkelerin başında geliyor.