İstanbul Adalet Sarayında, DHKP-C'liler tarafından katledilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alındığı ve örgüte ait flamaların bulunduğu fotoğrafları yayımladığı gerekçesiyle 9 gazete hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Umut Tepe tarafından hazırlanan iddianamede, Şok gazetesi sorumlu müdürü Kaan Özbek ve bağlı olduğu yetkili Orhan Duman, Millet gazetesi sorumlu müdürü Sedat Gülmez ve bağlı olduğu yetkili Cuma Ulus, Posta gazetesi sorumlu müdürü Seçil Şengelir Güler ve bağlı olduğu yetkili Mehmet Emin Öztürk, Yurt gazetesi sorumlu müdürü Başak Günseven ve bağlı olduğu yetkili Orhan Şahin, Bugün gazetesi sorumlu müdürü Gökhan Çorbacı ve bağlı olduğu yetkili Temel Tanadalan, Cumhuriyet gazetesi sorumlu müdürü Abbas Yalçın ve bağlı olduğu yetkili Can Dündar, Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü Reyhan Çapan ve bağlı olduğu yetkili Emine Eren Keskin, Aydınlık gazetesi sorumlu müdürü Murat Şimşek ve bağlı olduğu yetkili Mehmet Sabuncu ve Birgün gazetesi sorumlu müdürü Berkant Gültekin ve bağlı olduğu yetkili İbrahim Aydın şüpheli sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, 29 Mart'ta DHKP-C'li teröristler tarafından şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması ve akabinde şehit edilmesi, rehin alınma sürecinde teröristler tarafından başına silah dayandığı, ağzı bantlı, arkasında terör örgütüne ait flamaların bulunduğu resimlerin sosyal medyada paylaşıldığı belirtilerek, bu fotoğrafların söz konusu 9 gazetede 1 Nisan'da yayımlanması dolayısıyla ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan resen soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
Şüphelilerin ifadelerinin de yer aldığı iddianamede, gazetecilerin haklarındaki suçlamayı kabul etmedikleri aktarıldı.
'Mozaikleme ve karartma yapılmadı'
Şüphelilerin sorumlu yazı işleri müdürü ve bağlı olduğu yetkili olarak bahse konu gazetelerde ölen savcının, DHKP-C'liye ve örgüte ait flamaların bulunduğu fotoğrafları herhangi bir mozaikleme ve karartma yapmadan olduğu gibi yayımladıkları vurgulanan iddianamede, ''Devletin bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine kasteden terör örgütünün nihai amacının toplumun huzur ve refahını bozmak, ülke içerisinde kaos ortamı oluşturmak olduğu, terör örgütünün her türlü eylemi yapabileceği ve güçlü olduğu mesajını vermek için öldürülen teröristlerin çekmiş olduğu söz konusu fotoğrafları sosyal paylaşım sitelerinde yayımladıkları, haklarında soruşturma açılan gazetelerinde de terör örgütünün belirtilen amaçlarına hizmet edecek şekilde bu fotoğrafları gazetelerinde yayımladıkları'' aktarıldı.
Bu gerekçeler doğrultusunda şüphelilerin yasa dışı DHKP-C örgütünün basın yoluyla propagandasını yapmış olduklarının anlaşıldığı bildirilen iddianamede, 18 gazetecinin ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Mahkeme heyeti, iddianameyi kabul ederse, şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.