18. Türk Dili Kurultayı gerçekleşti
18. Türk Dili Kurultayı Priştine Üniversitesi - Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yapıldı.

Oluşturma Tarihi: 2023-09-26 21:58:29

Güncelleme Tarihi: 2023-09-26 22:00:33

18. Türk Dili Kurultayı'nda Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ergin Jable bir konuşma yaptı.

İşte Bölüm Başkanı Prof. Dr. Jable'nin o konuşması;

Kurultay konuşması

Saygıdeğer protokol üyeleri, değerli öğretim üyeleri, sevgili öğrencilerimiz, sayın misafirler. İstanbul'dan önce Türkçenin anadili olarak konuşulduğu ve kalbinde Şah-ı Şehit'in yattığı şehitler merkezine hoş geldiniz.

Bu tarihi günde, merkez vatan başta olmak üzere Türk'ün Dil Bayramı'nda, bölümümüzü, toplumumuzu, ülkemizi unutmayan ve bu kurultayın gerçekleşmesinde Bilkent Üniversitesi'ne ve değerli üyelerine teşekkür ediyoruz.

Tarih boyunca türkü ile yolumuzu bulan biz, türküyü unuttuk, yolumuzu kaybettik.

Kosova'da Türkler eğitim haklarını 1951'de kazanmıştır. Lakin, kendilerini yeterince savunamamışlardır. 40 yıl öncesine kadar Balkanlar'da prestij dili olan Türkçe, 40 yıl sonra prestij dili olmaktan çıkmış, yerel dil haline gelmiştir.

Dil haklarından maruz kalan toplum her geçen gün ilerleyen ve tüm dünyayı etkisi altına alan teknolojinin gelişmesiyle Orhun Abidelerinde gördüğümüz Çinlilerin Köktürklere oynadığı oyunun ve bugün küreselleşme güçleri tarafından hangi ülkede olursa olsun aynı oyunun devam ettiğini gördükçe umutlarımız azalsa bile çalışmakla karşı çıkışımız devam etmiştir.

Dil ve kültürleri tamamen ortadan kaldırmak için küreselleşme güçleri çeşitli baskılar uygulayıp vatan anlayışını kaldırmak istemesiyle birlikte, saflarımızdan onlara uyanlar da olsa, bu uğurda can verenlerle Türkçenin aynı hızla devam edeceği görülmektedir.

Tedbirsizliğin getirdiği disiplinsizlik ve liyakatsizlik gibi ciddiye almadığımız iki küçük sorun, iki büyük sorunu üretmiştir. Birincisi, (özellikle Atatürk'ün vefatından sonra) İktidarlar - Muhalefetler ile ikincisi Türk sorunu ortaya çıkmıştır.

Ticari davaları milli davalar ile birbirine karıştıran siyasi zihniyet toplumu birçok hakkından mahrum etmiş, şahsi menfaati ön plana taşımış, dilin ortadan kaldırılmasıyla Türk'ü vatanından etmiş, dil vatanlarını gündemden çıkarmışlardır. Dilimizle beraber tapu senetlerimiz olan mezar taşlarımızın kırılıp yok olmasından başlayarak var olan diğer eserlerimizin çoğu zarar görmüştür. Türk dili ve kültürü hariç her şeye değer verilmiş, böylece yansıma ile Balkanlar'a uzanıp aynı hastalığı taşımış ve maalesef bu anlayış Türkleri Türkçeden etmiştir.

Yugoslavya dağıldıktan sonra daha dün AB ve BM misyonları tarafından 17 yıl önce Türk dilinin resmiyeti anayasadan çıkarılmış, belediyeler nezdinde tanınmıştır. 24 yıl önce özgürlüğüne ve 15 yıl önce Kosova'yı bağımsızlığına kavuşturan ve tanıyan aynı güçler bugün bölünmesine göz kırpmaktadırlar.

Bu güçler sayesinde, 30 yıl Türkçe yayınlanan “TAN” gazetesi ve beraberinde birçok dergi, Türk Halk Orkestrası kapatılmıştır. Türkçe yayın yapan Radyo ve TV'de çalışan gazetecilerin sayısı asgarinin altına düşürülmüştür. Yüzün üzerinde şair, yazar, gazeteci kısacası aydınımızın çoğu eser üretebilecek en verimli dönemlerinde işsiz kalmışlardır. Her şeye rağmen aydınlarımız edebi eserler üretmeye devam etmiştir.

35 yıldır birçok eser üreten ve çalışmalarına devam eden Türkoloji bölümüne son 4 yıl içerisinde lisans programına kaydolan öğrenci sayısı 100'ü aşmış, Yüksek Lisans programına toplam 57 öğrenci kaydolmuştur.

Bizler, ayakta durmaya gayret eden Türkoloji bölümünü yaşatmaya çalışırken, 1951'den bu yana var olan ve sürekli sorun yaşayan Türkçe eğitim bu yıl son bulmak üzere olan Gilan, Dobırçan ve Mitroviça'da toplumumuza bir yara daha eklenmiştir.

Merkez vatan dediğimiz Cumhuriyet'in 100. yılını bizler buruk sevinç ile kutlasak da bu yarayı milletimiz farklı bir yerde telafi edecektir ümidiyle, Balkan Türklüğü, Milli lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e siyasi olarak bakmayan, gönülden bağlı olan, emanetine sahip çıkmaya çalışan ve emanet ettiği Evlad-ı Fatihanlar Evlad-ı Gariban olmamalı, bu emanet unutulmamalıdır.

Milletçe en büyük hatamız ise bilmeden, dinlemeden, düşünmeden, araştırmadan, incelemeden, sorgulamadan yargıda bulunmamız olmuştur. Taşeron görevlerini üstlenen ve bu karakteri taşıyan makam sahipleri türerken Türkler ve Türkçe en büyük zararı görmüştür.

Oysaki (tüm Türkler ve Türkçe için geçerli olan) milletimizin kurtuluşu iki bin yıl önce Bilge Kağan, bin yıl önce Alpaslan, 500 yıl önce Fatih ve 100 yıl önce Atatürk yasaları ile hareket edilmesi ve gerçekleştirilmesi denenmelidir.

Milletimiz kalıp beyinler yetiştirme yerine evrensel beyinler yetiştirmelidir. Bilimden çok buraya gelmeniz yeterli.

Vuslat anında nefesimizi alan ecel olsa bile şehit olan Murat ve arkadaşları, Yücel şehitleri, Türk ile Türkçe için çıkmayan canımız utansın.

Sorunlarımızı yakından takip eden ve sınırsız destek veren Dekanlığımıza, Rektörlüğümüze T.C Büyükelçiliğine, TİKA'ya, TSK'ya, YEE'ne, araştırmacı - yazar Osman Atalay'a teşekkür ediyoruz.

Üç kere dizimi yere dokunarak tüm Türk Dünyası'nın Dil Bayramı'nı kutluyor, selamlarımı gönderiyorum.

Medeniyetler beşiği Anadolu'dan kültürler mozaiği olan Balkanlar'a özünde Kosova'ya tekrar hoş geldiniz.