Lexie Alford adını belki bazılarınız sosyal medyadan duymuş olabilir, ancak bilmeyenler için bir hatırlatma yapalım.
10 Nisan 1998 Kaliforniya doğumlu bu Amerikalı genç kadın henüz 22 yaşında ve geçen sene 196 ülkeyi kapsayan dünya turunu tamamlayarak bu alanda Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi başardı.
Lexie şu anda yeryüzünde "dünyayı gezen en genç kişi" unvanına sahip. Kimimiz onu verdiği TED konferansından, kimimiz Youtube ya da Instagram platformlarından tanıyor olabiliriz.
Lexie şu anda doğup büyüdüğü Los Angeles topraklarına geri döndü. Kendisi burayı, "Amerika'nın en çeşitlilik arz eden yeri" olarak tanımlıyor. "Dünyada yaşamak için buradan daha güzel bir yer bilmiyorum" diyen Lexie belki de haklı olabilir. Bu söz, dünyanın tüm ülkelerini görmüş biri için çok da iddialı olmayabilir. Lexie, dünyayı keşfini kısaca bizler için anlattı.
Lexie, konuğumuz olduğun için teşekkürler. Salgın döneminde eskisi gibi seyahat edebildin mi?
Salgın dönemi çok çılgıncaydı. Brezilya'da karnavaldaydım. Ve bir gün sonra ülkedeki ilk koronavirüs vakası açıklandı. Sanırım mart ayının ilk günleri... Bu sebeple Amerika Birleşik Devletleri'ne geri döndüm ve burada uzunca bir süre tam kapanma uygulandı. “2 hafta kara yoluyla Türkiye'yi gezdim”
Ancak karantina döneminde seyahat etme imkanım da oldu. Türkiye'ye gittim ve 2 hafta bu ülkeyi kara yoluyla gezdim. Daha sonra iki haftalığına da Kuzey Irak'ta kaldım.
Seyahatlerine, 'dünyanın tüm ülkelerini gezen en genç kişisi olma' motivasyonuyla mı başlamıştın ?
Daha ziyade doğal bir süreçte gerçekleşti. Seyahat etmeye çok küçük yaşta başladım çünkü annemin bir seyahat acentası vardı. Annem bu şirketi henüz 19 yaşındayken kurmuş. Ben henüz ergen bir kız iken, beni okuldan alıp bazı seyahatlere götürürdü. Bu çok eğlenceli ve hoştu.
Zaten 18 yaşıma geldiğimde 70 ülkeyi çoktan gezmiştim. Liseden erken mezun oldum ve 18 yaşımda da ön lisans diplomamı aldım.
12 yaşında düşlediğim en büyük hayallerimden biri de, hayatımın bir yılını okula gitmeden ve çalışmadan geçirmekti. Bu sebeple çok tutumlu davrandım ve benim açımdan büyük bir miktar para biriktirdim. Böylelikle o düşlediğim bir sene boyunca seyahat edebilecektim. 18 yaşımdaydım ve "tüm dünyayı gezen en genç kişi" diye Google'da arama yaptım. Karşıma James Asquith'in, Guinness Rekorlar Kitabı kaydı çıktı. Bunu görünce, "eğer bu rekoru kıramazsam hayatım boyunca pişman olacağımı" düşündüm. En azından denemeliyim dedim.
Herkes seyahat etmek ister ancak gerekli zaman ve maddi imkanı bulamaz. Bir sene seyahat etmek için para biriktirdiğini söylemiştin. Peki seyahatinin geri kalanını nasıl karşıladın?
Tüm projemi kendim finanse ettim. Çalışmaya çok küçük yaşlarda annemin seyahat acentasında başladım. Çok şanslıydım. Para kazanamıyordum ancak gezi ve seyahat konusunda çok şey öğreniyordum. Özellikle de çok cüzi bir bütçeyle...
Biriktirdiğim paraları 1.5 sene boyunca kullandım. Bu süre zarfında kameramı aldım, blog sayfam için çekim yapmaya başladım ve sosyal medyayı öğrendim. Bu piyasadaki kişilerle tanışmaya başladım ve bir network oluşturdum. Zamanla cüzi ücretler karşılığı gezi içerikli yazılar yazdım ve daha sonra da şu anda devam eden işimi kurdum.
Şunu akılda tutmakta fayda var. Yüksek bir dağa çıkarken, yamacın kenarından zirveye bakmak, insanın tüm şevkini kırıyor ve hayal kırıklığı yaşıyorsun. Ancak hedeflerine küçük küçük ilerlersen, zirveye çok daha kolay ulaşıyorsun.
Tarihi zenginliği ve antik eserlerin korunması açısından Mısır inanılmaz bir ülke. Giza Piramitleri içerisindeki tünellerde hala boyama ve duman izlerini görebilirsiniz. İzlanda, çok kendine özgü bir ada, belki de dünyanın en kendine özgü yeri.
Tekrar gitmek istemediğin bir yer var mı?
En sevdiğim ya da en sevmediğim yerleri anlatmak beni biraz bunaltıyor çünkü bu öznel bir şey. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bir daha gitmek istemeyeceğim hiç bir yer yok. "Asla, asla demeyin."
3 sene evveline kıyasla şu anda seyahat şeklim ve tecrübelerim çok daha farklı. Önceden gittiğim ülkeleri sayarken, şimdi gezip gördüğüm o çok özel yerlerin tadını çıkarmaya odaklandım. Hangi fırsatın nerede ne zaman karşına çıkacağı belli olmuyor.
Şunu çok iyi öğrendim ki, aslında seyahat etmek insanları tanımakla alakalı bir şey. Sizi gezdiren ya da seyahati sonlandıran onlar. Yaşadığınız seyahat deneyimini unutulmaz kılan barem, insanlar oluyor.
Kadınların yalnız seyahat etmesi konusu ise tam bir bilmece... Özellikle de güvenlik açısından. Ancak sen bu yolculuğa çok erken yaşta başladın. Seni bu yönüyle endişelendiren bir şey oldu mu?
50'den fazla ülkeye tek başıma gittim. Yani 7-8 ay kadar kendim gezdim.
Bence erkek ya da kadın fark etmez, herkes hayatının bir kısmında "yalnız seyahat etme" deneyimini yaşamalı. Bu size bağımsız bir alan sağlıyor ve bu çılgın dünyayı tek başınıza döndürmenize olanak tanıyor. Ancak eve, ailenizin ve arkadaşlarınızın yanına döndüğünüzde, dünyanın farklı ülkelerinden, farklı kültürlerinden insanlarla geçirdiğiniz zamana minnettar kalıyorsunuz.
Lexie'nin gittiği 111'inci ülke Çin olmuş. Lexie bu fotoğrafta başkent Pekin'in tarihi Tiananmen Maydanı'nda...
Tek başına seyahate çıkmak o kadar da büyük bir şey değil. Çok farklı bir ülkeye ya da kültüre bir anda kapı açmanıza gerek yok. Hemen yanı başınızdaki şehre ya da ülkeye gidebilir, kendi düşüncelerinizle baş başa kalabilirsiniz.
Bu sayede seyahat etmenin ne demek olduğunu yavaş yavaş anlayabilir ve daha sonra da dünyayı keşfetmeye başlayabilirsiniz. Ancak seyahat etme deneyimi, tanıştığınız insanlar sebebiyle sizin içinizdeki minnet ve şükran duygusunu açığa çıkarıyor. Tecrübe ettiğiniz deneyimler, gezip gördüğünüz yerler...
Hayallerinin peşinden koşmak isteyen kişiler için ne tavsiye etmek istersin?
Başkalarına tavsiye edebileceğim ve senelerdir inandığım ve uyguladığım bir şey var. Eğer bir hayaliniz varsa ve başkalarına söylediğiniz zaman bunu gerçekleştirmenin imkansız olduğunu söylüyorlarsa, bu kimselere hiçbir şekilde aldırış etmeyin. Hayalinizdeki şeye ulaşmak, sadece ve sadece sizin elinizde olan bir şey.
Kaynak: Euronews Türkçe