Necip Fazıl Kısakürek'in Erzurum'da bir grup gençle birlikte çekildiği fotoğrafın hikayesini tam 50 yıl sonra o gün o karenin içinde olan eski başbakan yardımcısı anlattı. İşte detaylar...
Kısakürek ve Erzuzum
Edebi ve fikir dünyasıyla geniş kitleleri etkileyen üstad Necip Fazıl Kısakürek Erzurum'a ilk defa henüz 15 yaşındayken gelir. Annesiyle birlikte burada Emniyet müdürü olarak çalışan dayısının yanında kalır. Bu yıllarda Palandöken Dağları üzerine bir şiir de yazar. Necip Fazıl'ın ilk kez Anadolu insanıyla kaynaştığı şehir Erzurum olur ve bu gönül bağı bir daha kopmaz. 1940'lı yıllarda bir kere daha bu defa askerlik görevi için Erzurum'a gelir. 1960 ve 70'lerde ise konferans vermek için yine yolu bu şehre düşer. Necip Fazıl Kısakürek'in bir grup gençle birlikte bulunduğu tarihi fotoğraflarından birisi işte Erzurum MTTB tarafından konferans vermek için davet edildiği 1974 yılında çekilir. Siyah beyaz bu fotoğrafta Site Bakkaliyesi yazan camekan önünde Necip Fazıl'ın etrafını üniversiteli gençler kuşatmıştır. Gençler arasında o yıllarda Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde asistan olan biri daha vardır: Eski Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Beşir Atalay.
Atalay: İlk kez lise yıllarında tanıştım
Fotoğrafta bulunan gençlerden eski Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Beşir Atalay o zamanları anlattı. Bir konferans için davet ettikleri Necip Fazıl ile ilk kez lise yıllarındayken tanıştığını vurgulayan Atalay, “Necip Fazıl, Cumhuriyet'in kuruluş yılları içinde ezilen, sessizleşsen, cesareti kaybolan İslami kesim için yeniden cesaretli, kişilikli bir ses olmuştur. Güçlü kalemi ve hitabetiyle, şiirleriyle yeniden dinamik bir çığır açmıştır. Daha doğrusu, böyle bir gençliğin oluşması için düşünce ortamı hazırlamış, cesaret ve öz güven vermiştir” ifadelerini kullandı.
"Necip Fazıl İslami kesim için bir ses oldu"
Soru: O fotoğraf karesindeki gençlerden biri olarak sizin gözünüzden Necip Fazıl'ı dinlesek neler söylersiniz?
Bu büyük bir soru, ancak kısa birkaç cümle söylemek isterim. Bu tür değerlendirmelerde daima o günlerin şartlarını göz önünde tutmak gerekir. Bizim ilk gençlik yıllarımız, 1960'lı yıllar, askeri darbe olmuş, hem çok acı olaylar yaşanmış, hem de belirli sebeplerle çok özgürlükçü bir anayasa yapılmış, düşünce hareketleri artmış, sosyalizm rüzgarı dünyayı sallıyor, Türkiye'de bu yönde çok büyük hareketlilik var. İşte böyle bir ortamda Büyük Doğu Dergisi bizim için, inançlı gençler için bir ufuk, adeta bir sığınak olmuştur. Cumhuriyet'in kuruluş yılları içinde ezilen, sessizleşsen, cesareti kaybolan İslami kesim için yeniden cesaretli, kişilikli bir ses olmuştur. Güçlü kalemi ve hitabeti ile, şiirleri ile yeniden dinamik bir çığır açmıştır. Daha doğrusu, böyle bir gençliğin oluşması için düşünce ortamı hazırlamış, cesaret ve özgüven vermiştir. Türkiye'de genelde sağ, milliyetçi, dindar kesimler bu dönemde Büyük Doğu ve Üstad'dan etkilenmiştir denilebilir. Önce Büyük Doğu ve sonra o çizgide daha da derinleşen bakışla Seza Karakoç ve Diriliş dergisi Türkiye'de düşünen, irdeleyen, öz güvenli nitelikli bir Müslüman gençliğin yetişmesinde öncü rol oynamışlardır, ben ve benim kuşağım için bunu söylemek isterim. İşte, Üstad Erzurum'daki bu konferansında da bu gençliğin vasıfları üzerine konuşmuştu.