Sovyetler Birliği'nin Nazilerle işbirliği yapmakla suçladığı Kırım Tatarlarını Orta Asya'ya sürmesinin üzerinden 77 yıl geçti.
18-20 Mayıs 1944'te trenlere bindirilen Tatarların neredeyse tamamı başta Özbekistan olmak üzere çeşitli ülkelere gönderilmişti.
2016 Eurovizyon Şarkı Yarışması'nda Ukrayna'yı temsil eden ve birinci olan Cemile de, seslendirdiği şarkıda Kırım Tatarlarının nasıl sürgün edildiğini hatırlatmıştı.
BBC Ukraynaca Servisi, Kırım Tatarlarının sürgünü hakkında bilinenleri derledi. Kırımlı Tatarlar sürgünden önce nasıl yaşıyordu?
Sovyetler Birliği, 1922'de kurulmasının ardından Kırım Tatarlarını "özerk yerli nüfus" olarak tanıdı. 1920 yılında Tatarlar Kırım'da gazeteleri, eğitim kurumları, müzeleri, kütüphane ve tiyatrolarıyla kendi kültürlerini geliştirme imkanına sahipti.
Kırım Tatarcası Rusçayla birlikte özerk yönetimin resmi diliydi.
1920-1930 yılları arasında Tatarlar Kırım'da nüfusun yüzde 25-30'unu oluşturuyordu.
1930'dan sonra Sovyet rejimi Tatarlar ve diğer halklar üzerinde baskı kurmaya başladı. Önce Rusya'nın kuzeyinde yaşayan Tatarlar sürgüne gönderildi ardından 1932-33 yıllarında kıtlık yaşandı.
Bu gelişmeler Kırım Tatarlarının Sovyet rejimine tepki göstermeye başlamasına yol açtı.
Zorunlu sürgün 18 Mayıs 1944 sabahı başladı ve 3 gün sürdü. Bu sürede 238 bin 500 kişi, yani Tatar nüfusunun neredeyse tamamı sürgün edildi.
Sovyetler Birliği'nin İçişleri Halk Komiserliği sürgün için 32 bin kişilik güvenlik gücü kullandı.
Kırımlı Tatarların sürülmesinin resmi gerekçesi; "Vatan hainliği, Sovyet halkını imha etme girişimi ve Nazi işgalcileriyle işbirliği" olarak gösterildi.
Öte yandan bazı tarihçiler Kırımlı Tatarların Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olduğunu ve Sovyetler Birliği'nin potansiyel bir rakip olarak gördüğü Türkiye ile yaşanacak bir çatışmada Kırım'ın stratejik öneminin farkında olduğunu söylüyor.
Tarihçiler Sovyet lider Joseph Stalin'in Tatarları "olası sabotajcı ve hainler" olarak görerek onlardan kurtulmak istediğini belirtiyor.
Kimi kaynaklara göre Almanların Sovyet karşıtı birimlerinde Kırımlı Tatarlar görev yapıyordu. Bazı Tatarlar Sovyet partizanlarına karşı köylerini korumaya çalıştı. Bazı Tatarlar ise Naziler tarafından yakalandıktan sonra Alman güçlerine katıldı.
Öte yandan Kırım Savaşı sırasında yetişkin erkeklerin yüzde 15'i Kızıl Ordu'da görev yapıyordu. Bu askerler sürgün sırasında ordudan atıldı ve Sibirya ve Ural dağlarındaki çalışma kamplarına gönderildi.
Sürgün nasıl yürütüldü?
İçişleri Halk Komiserliği Tatarların evlerine giderek vatan hainliği nedeniyle sürgün edildiklerini ilan etti.
Her eve eşyalarını toplamak için 15-20 dakika süre verildi. Her ailenin 500 kilo yük taşıma hakkı olmasına rağmen insanların çok daha az eşya taşımasına imkan tanındı.
Tatarlar kamyonlarla tren istasyonuna taşındı ve 70 trenle doğuya sürüldü.
Dar vagonlar fazlasıyla kalabalıktı ve sürgün sırasında çoğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 8 bin insan yaşamını yitirdi. Ölüm nedenlerinin başında susuzluk ve tifo geliyordu.
Tatarların çoğu Özbekistan ve komşu ülkeler Kazakistan ve Tacikistan'a gönderildi. Bazı küçük gruplar Ural Dağları çevresinde ve Kostroma bölgesine gitti. Tatarlar sürgünden sonra neler yaşadı?
İlk üç yılda sürgün edilenlerin yüzde 20 ila yüzde 46'sı açlık, bitkinlik ve hastalıklar nedeniyle öldü.
Birinci yılda ölenlerin yarısı 16 yaşını geçmemiş çocuklardı.
Temiz su bulunmaması, kötü hijyen koşulları ve tıbbi yardım olmadığı için sürgün edilenler gittikleri yerlere sıtma, sarı humma, dizanteri ve başka hastalıklar taşıdılar.
Kırımlı Tatarların büyük bölümü askerlerin koruduğu, kontrollerin yapıldığı ve dikenli telli çitlerin çevrelediği kamplara konuldu. Bu kamplar, Stail döneminde kurulan ve Gulag olarak bilinen çalışma kamplarına benziyordu.
Gelenler büyük tarım kooperatiflerinde, devlet çiftliklerinde, pamuk tarlalarında, madenlerde, inşaatlarda ve fabrikalarda çalıştırıldı.
Sürgün propagandası sayesinde yerel halk arasında Kırım Tatarları "vatan haini ve halk düşmanları" olarak tanıtıldı.
1948 yılında Moskova Kırım Tatarlarını "hayat boyu yerleşimci" olarak tanıdı.
1957 yılına kadar Tatarlar kendi dillerinde ve kimlikleriyle faaliyet gösteremediler.
Tatarlar ne zaman Kırım'a dönebildi?
1950 ve 60'larda Tatarlar vatanlarına dönmek için Özbek kentlerinde düzenledikleri eylemlerle mücadele verdi. Zamanla Kırım Tatarlarının hakları genişledi ama Tatarların Kırım'a dönüşü 1989'a kadar gerçekleşmedi.
Kırım Tatarları için son zorluk Rusya'nın Kırım'ı Mart 2014'te ilhak etmesi oldu. Baskı altında hisseden bazı Tatarlar Kırım'ı terk etti.
Bazı araştırmacılar ve muhalifler Tatarların sürgününün Birleşmiş Milletler'in "soykırım" tanımına uyduğunu savunuyor. Bu araştırmacılar Sovyetler Birliği'nin Kırım Tatarlarını etnik bir grup olarak yok etmeyi planladığını ve bu yolda adım attığını düşünüyor.
Buna karşın tarihi çalışmalar ve diplomatik belgelerde Kırım Tatarların zorunlu yeniden yerleşimi "soykırım" değil "sürgün" olarak tanımlanıyor.
Kaynak: BBC Türkçe