Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Al Jazeera Arapça'da Ahmed Mansur'un sunduğu 'Bila Hudud' (Sınırsız) programına katıldı. Kurtulmuş, Türkiye'nin PKK ve IŞİD'e karşı düzenlediği askeri operasyonlar ve Suriye politikası hakkında konuştu.
Türkiye'nin IŞİD ile mücadele konusunda en büyük rol oynayan ülkelerden biri olduğunu ve bu konuda büyük bedeller ödediğini söyleyen Kurtulmuş, IŞİD'in Ortadoğu'da mezhepçiliği körüklediğini belirtti. “Ancak Türkiye aynı zamanda Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü da savunuyor. IŞİD bölgedeki mezhepçiliği körüklüyor ve bu iki ülkeyi bölmeyi hedefleyen tarafların çıkarında. Bu hedef tamamlandığı zaman IŞİD'e son verilecek. Irak, Suriye, Filistin, Libya, Yemen ve Mısır'da adım adım bölgeyi bölmek için 1991 yılında çizilmiş planlar, şimdi uygulamaya konuluyor” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, Ortadoğu'da bölücü değil, birleştirici bir dilin konuşulması gereğini vurguladı.
‘Türkiye, Esed rejimiyle doğrudan çatışmaya girmeyecek'
Türkiye'nin Suriye konusunda 3 konuda ısrarlı olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, bunları uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit-donat olarak sıraladı. Uluslararası toplumun bu konularda hiçbir adım atmadığını belirterek “En azından Fırat nehrinin batı kıyılarındaki Cerablus'tan başlayarak, 50 km derinliğinde 100 km uzunluğunda bir güvenli bölge oluşturulması gerekiyor. ABD ve NATO ile güvenli bölge konusunda bir mutabakat sağlandı. Ancak bu bölgeyi hayata geçirmek için belli bir zaman tablosundan bahsetmek mümkün değil” dedi.
Kurtulmuş, “Türk uçakları, rejimin bu bölgeyi bombalamasını engelleyecek mi?” sorusuna cevap verdi:
“Türkiye Esed rejimi ile doğrudan bir çatışmaya girmeyecek. Güvenli bölge doğrudan ABD öncülüğündeki koalisyonun denetiminde olmalı.
Esed şansını tüketti. Ordusuna asker tedarik edemediğini kendi diliyle itiraf etti. Bu onun savaşı kaybettiği anlamına geliyor. Uluslararası toplum, savaşın devam etmesinin dünyaya çok pahalıya mal olduğunu anlamaya başladı.”
‘Düğmesine aynı güç tarafından basılmışçasına…'
Kurtulmuş, Türkiye'nin bir savaşa girmediğini ve yürüttüğü askeri operasyonların, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına çekmeye çalışan örgütlere karşı atılmış adımlar olduğunu belirtti. Kurtulmuş, Türkiye'nin eş zamanlı operasyonları savaşa girmemek için tedbir amaçlı olarak yaptığını savundu. “Düğmesine aynı güç tarafından basılmışçasına PKK ve IŞİD Türkiye'ye eş zamanlı saldırdı. Türkiye de uzun bir sessizlikten sonra karşılık verdi ve kendi güvenliğini her şeyin üstüne koydu” dedi.
‘PKK ile mücadelenin maliyeti 1,5 trilyon doları geçti'
Kurtulmuş, Türkiye'nin uzun süredir PKK'yla mücadele ettiğini hatırlattı. “Bu mücadelenin maliyeti 1,5 trilyon doları geçti. Çözüm süreci bu maliyetten kaçınmak için ortaya çıktı” dedi.
“Terör örgütlerinin kendi öz gücü yok. Bu örgütleri kullanan dış aktörler var ve onun taşeronluğunu yapıyor” diyen Kurtulmuş, PKK'ya karşı operasyonun Türkiye'nin güvenliğini ve istikrarını korumaya yönelik olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, PKK'nın yeniden Türkiye'de eylemler yapabileceğinin farkında olduklarını belirtti. “Ancak biz Türk halkının ve Kürt vatandaşlarımızın bu patlamaların yinelenmesini ve PKK'nın baskısının geri dönmesini istemediğine güveniyoruz. PKK'nın Türkiye'nin içinde gücü ne büyüklükte olursa olsun halk bu güce en büyük muhalefet teşkil edecek” diye konuştu.