Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü "Rusya krizi nereye gidiyor" başlıklı yazısında Türkiye'nin sınır ihlali gerekçesiyle Rus uçağını düşürmesi nedeniyle ortaya çıkan krizi ele aldı. Ankara, krizi kademeli olarak düşürmek için diyalog kanallarını zorluyor, ifadesini kullanan Selvi, "Normalde bu uyarı 2 ya da 3 kez yapılıyor. Ama Rus savaş uçağı tam 10 kez uyarılıyor. Angajman kuralları gereği sınırımıza 5 mil yaklaştığı anda vurabiliriz. Ama Ruslarla ilişkilerimiz dikkate alınarak bu uyarı 10 kez yapılıyor. 5 mile girdiği anda vurulmuyor. Sınırımızı ısrarla ihlal edince müdahale ediliyor" dedi.
İşte Abdülkadir Selvi'nin yazısından bir bölüm:
Bakanlar Kurulu'nun açıklanmasından sonra dün AK Parti grubu toplandı.
Grubun toplandığı salonla milletvekillerinin, bakanların Meclise girdiği kapı arasındaki orta kulis oldukça hareketliydi.
Bakanlar Kurulu geçidi gibiydi adeta.
En son Başbakan geldi. Hükümetin kurulmasıyla birlikte omuzlarından büyük bir yük kalkmış gibiydi. Yüzü gülüyordu. Bir süre kuliste oturdu, milletvekilleriyle sohbet etti. Hükümet programı görüşmeleri olunca ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'le daha uzun sohbet etti.
Meclis'te hükümet programı görüşülüyordu ama aklımızın bir köşesinde Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili gelişmeler vardı.
Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e, “One Minute” çektiğinde birileri ekranlara çıkıp, ”Türkiye'yi bilemeyiz ama Erdoğan bitmiştir” demişti. Rus savaş uçağını düşürdüğümüzde de aynı koro harekete geçti. Öyle ki, “Putin'e ne gerek var bizim içimizdeki Putin'ler yeter” demek geliyor insanın içinden. Bizim Putinlere kalsa Rusya, Stalin'in İkinci Dünya Savaşından sonra yapamadığını yapacak. Bu kez Boğazlarla, Kars ve Ardahan'ı istemeyecek. Hazır kuvvetlerini getirmişken Suriye sınırından girecek.
Böyle bir şey yok. Rus savaş uçağının düşürülmesiyle birlikte bir kriz yaşandı. Ancak Ankara önce krizin büyümemesi için çaba gösterdi. Dün itibariyle de iki ülke arasındaki askeri ve diplomatik kanallar işlemeye başladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Rus meslektaşı Lavrov'la görüştü. Sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'le yapacağı görüşme var. Erdoğan-Putin görüşmesi için zemin hazırlanıyor. 30 Kasım Pazartesi günü Paris'te yapılacak İklim Zirvesi'nde Erdoğan-Putin görüşmesi planlanıyor. Ama ondan önce iki liderin telefonla görüşmesi gündemde. Erdoğan-Putin görüşmesine olayın seyri açısından çok büyük önem veriliyor.
Ankara, krizi kademeli olarak düşürmek için diyalog kanallarını zorluyor. Bu çabanın ilk sonuçları da alınmaya başlandı. Öncelikli olarak krizin tırmanmasının önüne geçildi. Sırada tansiyonun kademeli olarak aşağıya çekilmesi var.
Kimilerinin çizmeye çalıştığı dehşet senaryosuna gelince. Bu sorunun cevabını Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov verdi. Lavrov, “Türkiye'ye savaş açacak değiliz” dedi.
Bu olayın Rusya'nın canını sıktığı ve karizmasını çizdiği anlaşılıyor. Ancak Türkiye, Ukrayna, Gürcistan ya da Suriye değil. Kendi sınırlarını korumaya muktedir bir ülke. Türkiye muz cumhuriyeti değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kimse bizden sınır güvenliğimizin ihlal edilmesine sessiz kalmamızı beklemesin” demek suretiyle bunu gayet soğukkanlı bir şekilde ortaya koydu.
Bu arada Rus savaş uçağının nasıl vurulduğu ve hangi mekanizmanın işlediği konusunda ulaştığım bilgileri paylaşmak istiyorum.
Rusya'nın Suriye'de operasyonlara başlamasıyla birlikte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında yeni durumu değerlendiren bir dizi toplantı yapıldı. Rus savaş uçakları 3, 4 ve 29 Ekim tarihlerinde olmak üzere üç kez ısrarlı sınır ihlalinde bulundu. Rusya Büyükelçisinin Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak uyarıldığını biliyorsunuz. Ancak Rus savaş uçaklarının ihlalleri üzerine 6 Ekim tarihinde Başbakan Davutoğlu'nun başkanlığında kapsamlı bir toplantı yapıldı.
Burada “Angajman kuralları her ülkeye aynı şekilde uygulanacak mı?” sorusuna siyasi irade cevap verdi. Çünkü Suriye'de keşif uçağımızın düşürülmesi üzerine ilan edilen bu kuralların sadece Suriye rejimi için mi geçerli olduğu, başta Ruslar olmak üzere diğer ülkelere de geçerli olup olmadığı konusunda bir soru işareti vardı. Başbakan'ın, “Angajman kuralları her ülke için geçerli” talimatını verdiğinin altını çizmek istiyorum. Ama Rusların Suriye'de operasyonlara başlamasıyla birlikte yeni bir mekanizma oluşturuldu. Bu mekanizma Türkiye-Rusya ilişkilerinin önemi dikkate alınarak oluşturulmuş bir mekanizma.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!