Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

'AK Parti krizden güçlenerek çıkacak'

Abdurrahman Dilipak, son dönemde yaşanan gelişmeleri geçmişteki olaylar üzerinden değerlendirmeye aldı...

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-12 08:12:32

'AK Parti krizden güçlenerek çıkacak'

Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü "Bize şer gibi gelen şeylerde…" başlıklı yazısında dış güçlerin Türkiye'ye yönelik müdahalelerini ve Türkiye'de son dönemde yaşanan siyasi gelişmeleri ele aldı. AK Parti'deki kriz, göreceksiniz daha fazla büyümeden bitecek.. Taşlar yerine oturacak. Ama CHP, MHP ve HDP'deki kriz bitmeyecek, ifadelerini kullanan Dilipak, "Bana kalırsa AK Parti, şu son yaşadığı krizden de güçlenerek çıkacaktır göreceksiniz.. AK Parti içinde ciddi bir arınma yaşanacak.. İş, media, STK, tarikat çevresinde AK Parti'yi ele geçirmeye çalışan grublar da tasfiye edilecek.. Bu durumu fırsat bilen birtakım çevreler son bir çaba ile bir kez daha ortaya çıkıp, eteklerindeki taşları dökecekler.. Sureti haktan gözükerek Davudoğlu'nu yanlarına çekmeye, onu kışkırtmaya çalışacaklar, ama Davudoğlu bu tuzağa düşmeyecek.. AK Parti daha bir birlik ve beraberlik havası içine girecek" dedi.

İşte Abdurrahman Dilipak'ın yazısından bir bölüm:

Yakından bakınca, işler kötüye gidiyormuş gibi görünse de, aslında gecenin en karanlık anından aydınlığa en yakın olduğumuz bir başka gerçek..

Esed Suriye'nin geleceği ile ilgili bütün şansını kaybetti. Bu arada İran Şia'sı hem Suriye politikası, hem de Husilere verdiği destekle kendi sonunu hazırladı. Son seçimlerde Reform yanlıları büyük bir çoğunlukla çıktı sandıktan.. Şimdi Hameney'le Musevi arasında bir kriz yaşanıyor. Zaten Kum ayrı, Devrim Muhafızları ayrı, Bazar ayrı, Meclis ayrı, Rehberlik ayrı, Hükümet ayrı.. Hameney sonrasını kimse düşünmek bile istemiyor. Azeriler, Belüçler, Kürtler ve Huzistan bölgesi farklı bir gelecek hayal ediyorlar.. İran Şia'sı, Irak Şia'sı ve Hizbullah Şiası da ayrışma noktasına geldi.. Zeydilerin Şafilere yakınlığı Caferilere yakınlığından daha fazla bu arada.. El Kaide çizgisindeki Vehhabi / Selefi Avami'ler de kendilerini bitirdiler. IŞİD/DAEŞ derken geldikleri nokta ortada.. Söyleyeceklerini söylediler, yapacaklarını yaptılar.. Suudiler bile bunlara sahip çıkmıyor artık..

PKK / PYD şahsında ırkçılık ölümcül bir yara aldı. Ümmet bilinci yükseldi. İsrail Filistin, Gazze ve Kudüs politikası ile bu bilincin güçlenmesine katkı sağladı aslında..

Sisi'ye destek veren ABD ve Batının gerçek yüzlerini gördük. Putin'in de öyle..

Bir sürü batıl/hurafeyle özüne yabancılaşan kimi Sufi hareketler için de yolun sonu gözüktü.

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..

Bizim de para, iktidar, makam ve kadınla imtihanımız pahalı ama iyi bir ders almamıza sebeb oldu. Bu işlerin böyle devam etmeyeceğini gördük..

Görmediğimiz ne kaldı ki, “Derin devlet”ini de gördük, “paralel din” ve “paralel devlet”ini de.. CHP'sini de gördük, MHP'sini de, HDP'sini de.. Liberalini de gördük, solcusunu da, Gezicileri, Çapulcuları da gördük, sermaye çevrelerini de, Media'sını, STK'sını, hepsini gördük. Sonuç ortada.. AK Parti'yi, Erdoğan'ı yıpratalım derken estirdikleri rüzgar kendi çadırlarını başlarına geçirdi.. Tutuşturdukları ateş kendilerini yaktı.

AK Parti'deki kriz, göreceksiniz daha fazla büyümeden bitecek.. Taşlar yerine oturacak. Ama CHP, MHP ve HDP'deki kriz bitmeyecek, gelecek günler onları için geçen günleri aratacak..

Göreceksiniz bölgede Şii-Sünni-Selefi ateşini körüklemeye çalışanlar kaybedecekler.. Halk bu pahalıya gelen acı tecrübeden dönüp, bu ateşi tutuşturanlardan hesap soracak..

Alevi-Sünni-Selefi çatışmasının da, Kürt / Türk çatışmasının da arkasındaki karanlık güçler deşifre oldu artık. Bundan sonra eskisi kadar başarılı olmayacaklar..

AK Parti'yi köşeye sıkıştırmak istiyorlardı, saldırılar artıkça, AK Parti daha kararlı, cesur ve daha sert adımlar atacak.. Türkiye'ye zarar vermek isteyenler her anlamda ağır bir bedel ödeyecekler.. Göreceksiniz İslam birliği yönünde önemli adımlar atılacak. Savunma sanayi, savunma işbirliği alanında da.. Siyaseten ve iktisaden güçlenmeye devam edeceğiz, ah keşke aklen, ahlaken ve ilmen de daha fazla gelişebilsek.. Daha çok çalışmamız gerekiyor. Daha sabırlı olmamız ve tefrikaya düşmememiz, daha merhametli ve affedici olmamız gerekiyor.

Sünnicilik de, Şiicilik de artık prim yapmıyor. Mezhepçilik üzerinden ümmeti kamplara ayırmak isteyenlerin planları deşifre oldu. “Sünnilik” ya da “Şiilik” diye bir din yok.. Tek bir din var onun adı da İslam'dır.. Allah'ı, Resulü, kitabı, amentüsü, ibadeti birdir.. “Muhkemleri bırakıp, müteşabihlerin peşine düşüp, kendi zanlarını din edinenler”le artık aramıza mesafe koymamız gerekiyor.. “Hristiyanlık, Yahudilik” diye de bir din yok aslında. “Allah indinde tek din İslam”dır. Hz. Adem de, Hz. İbrahim de, Hz. Musa da, Hz. Davud da, Hz. Süleyman da, Hz. İsa da bizim peygamberimizdir aynı zamanda.. “Şeytan bizi Allah'la aldatmamalı”. “Din büyüklerimizi İlah ve Rab edinmemeliyiz”.. Muhkem nas ile sabit bir konuda içtihad olmaz. İçtihad olan bir konu zannidir. Hüsnü zan'dır, ilmi zan'dır, ama sonuçta “zan”dır. Mezheplerin tartıştığı konular zanni konulardır.. Zanni olan bir hüküm mutlaklaştırılamaz.. Bunları okuyarak öğrenmedik. Bu işleri bize hayat öğretince ağır bir bedel ödemek zorunda kalıyoruz.

Bu süreçte diktatörlük rejimlerini de gördük. Din adına cinayet işleyen grubları da.. Bunlara arka çıkanları, kullananları, kışkırtanları da gördük.

Birileri hâlâ görmek istemiyor.. İstemeyecek de, ama artık toplumun büyük bir kesimi oynanan bu kirli ve kanlı oyunun farkında..

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara