Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde klinik çalışmaları yürüten Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özden Altundağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akciğer kanserinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok önemli bir sağlık problemi olduğunu, hastaların yüzde 85'ini ileri evrede teşhis edebildiklerini söyledi.
Hastalığın ileri evrede tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Altundağ, "Akciğer kanserleri maalesef her iki cinste de en sık görülen meme, prostat ve bağırsak kanserlerinin toplam ölümünden daha fazla ölüme yol açıyor" dedi.
Altundağ, akciğer kanseriyle ilgili taramaların yetersiz olduğunu ve hastalığın ileri evrede kendisini gösterdiğini dile getirerek, sadece erken dönemde hastanın ameliyatla tedavi şansının olduğunu belirtti.
Akciğer kanserinin daha çok erkeklerde görüldüğünü aktaran Altundağ, şöyle konuştu:
"Akciğer kanserinin tedavisinde son yıllarda çok ciddi gelişmeler kaydedildi. Sadece akciğer kanseri ile ilgilenen bizler değil, aslında bütün onkoloji camiası son iki yıldır yaşanan gelişmelerdeki ivmeden büyük heyecan duyuyor. Çünkü son iki yıl içerisinde yeni geliştirilmekte olan immuno-onkolojik ajanlar sayesinde çok başarılı sonuçlar elde edilmeye başlandı."
Bu alanda iki yıl önce akciğer kanseriyle ilgili faz 1-2-3 denilen, erken klinik çalışmalar yürütmeye başladıklarını hatırlatan Altundağ, immüno-onkoloji alanında bazı ilaçların, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ve Avrupa Sağlık otoritesinden onay aldığını, bazıları üzerinde ise halen çalışmaların devam ettiğini anlattı.
İmmünoterapi
Prof. Dr. Özden Altundağ, "immüno-terapi"yle tedavi yöntemine ilişkin, şu bilgileri verdi:
"Tümör vücutta büyürken çevresinde kendisine bir yatak oluşturuyor. Mevcut yöntemlerle tümör ve çevresindeki lenfleri çıkarıyoruz veya kemoterapiyle tümörü yok etmeye çalışıyoruz. Ancak tümör kendisine başka büyüme alanları buluyor. Dolayısıyla biz immüno-terapiyle tümörü değil, vücudun savunma mekanizmasını güçlendirmeyi hedefliyoruz. Daha önce direkt tümörü hedeflerken, immüno-terapiyle direkt bağışıklık sistemini hedefliyoruz.
Tümör büyürken kendisini normal akciğer dokusu gibi büyütmeye devam ediyor ve bağışıklık sisteminden saklanıyor. Aslında vücut tümörü büyürken yabancı bir cisim olarak algılasa, savunma yapacak ve tümör büyüyemeyecek. İmmüno-onkoloji işte tam bu noktada savunma sistemine bağlı mekanizmaları tetikleyecek moleküllerin tanımlanmasında devreye girdi. Bu moleküller, doğrudan tümörün çevresindeki bağışıklık sisteminin canlanmasını sağlıyor."
Akciğer kanserinde immüno-onkolojik tedavilerle ilgili klinik araştırmaların devam ettiğine dikkati çeken Altundağ, şunları kaydetti:
"İlk defa geçen yılın sonlarında akciğer kanserinin bir tipinde standart kemoterapilerle karşılaştırıldığında daha önce kemoterapi almış hastalarda genel sağ kalımda bir avantaj sağladığı ortaya çıktı. Bu çok ciddi bir gelişme. Şu anda akciğer kanserinde Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ve devam etmekte olan insani amaçlı erken erişim programları var. Bizim de dahil olduğumuz, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere bazı üniversite hastanelerinde bu program kapsamında immüno-onkolojik ilaçlara erken ulaşıp, bazı hastalarımızda kullanıyoruz. Etkinliğinin değerlendirilmesi için biraz zamana ihtiyacımız var ama kesinlikle iyi sonuçlar alacağımıza inanıyoruz."
10 bin akciğer kanserli hasta çalışmaya dahil edilecek
Prof. Dr. Altundağ, tedaviyi kemoterapi almış ve ileri evre hastalarda kullandıklarını belirtti.
Kemoterapiyle karşılaştırmalı çalışmalarla araştırmalarına devam ettiklerini ifade eden Altundağ, "Bütün dünyada 30'a yakın klinik merkezde 10 bin akciğer kanseri hastasının bu çalışmalara dahil edilmesi bekleniyor. Bu kinik araştırmaların sonucunda hastalarımızın çoğunluğu bu ilaçlarla tedavi edilmeye başlanacak diye düşünüyoruz.
Kemoterapiden daha etkili bir sistem ama 'tek başına immüno-terapiyle hastalık tedavi edilir' dememiz için henüz erken. Bizim hastanemizde bu alanda 4 farklı ilacın araştırmasını yapıyoruz" diye konuştu.
İmmüno-onkolojik tedavilerin akciğer kanseri dışında çok sayıda farklı kanser türünde de etkili olduğuna işaret eden Altundağ, yöntemin özellikle cilt kanseri kanseri tedavisinde kullanıldığını aktardı.
Araştırma sonuçları 2017'de tamamlanacak
Altundağ, immünolojik tedavilerin pek çok farklı kanser tipinde denendiği erken faz çalışmalarının yürütüldüğüne de dikkati çekerek, "İmmüno-terapide yeni bir çığır açılıyor. Özellikle onkoloji alanında çok önemli bir geçiş dönemindeyiz. Devam etmekte olan klinik çalışmaların sonucunu hepimiz heyecanla bekliyoruz. Sonuçların 2017'nin sonunda tamamlanması öngörülüyor. Biz kendi sonuçlarımızı da tamamladıkça dünyayla paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı.