Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Erdoğan ve Davutoğlu arasında yaşananları ve sonraki gelişmeleri bugünkü köşesine taşıdı.
"AK PARTİ - ERDOĞAN NELER YAPTI?"
Yazısına Ak Parti'nin ve Erdoğan'ın neler yaptığına dair notlar düşerek başlayan Albayrak, bu güne kadar yapıldığını belirttiği şeyleri şu şekilde sıraladı:
- Yeni Türkiye'yi başımıza yıkmaya kalkışan askerî cuntaları etkisiz hale getirdik.
- Gezi ayaklanmasını bastırdık.
- 17-25 Aralık darbecilerini bertaraf ettik.
- Siyasi hayatı bitti denilen Erdoğan'ımızı Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına taşıyarak siyasette yeniden ürettik.
- 7 Haziran-1 Kasım Fetret Devri'ni de sağ salim atlattık ve son genel seçimlerde yüzde 44-45 hayalleri kurarken Rabbimiz bize yüzde 49.5 ihsan etti.
- AK Parti'miz dört senede yapmayı taahhüt ettiği işleri üç ayda tamamlayarak destan yazdı.
"SEVİNMEYİ UNUTTUK"
Bunun ardından "Biz çıktık da ne yaptık?" diye soran Albayrak, sıklıkla "Bu badireyi de atlatalım, ondan sonra, şu badireyi de atlatalım, ondan sonra , o badireyi de atlatalım, ondan sonra…" diyerek ""Sevinmeyi erteleye erteleye unuttuk" diye yazdı.
"REİSÇİLİK ADINA BİRİLERİNİN HAKKI HUKUKU YERLERDE SÜRÜNÜYOR"
"...Davadan dönenler oldu, mum gibi sönenler oldu, orası tamam; fakat davayı ve dava çerçevesinde Erdoğan'ı savunmaya devam ettikleri halde sırf ara sıra eleştirilerde bulunuyorlar diye Reisçilik adına hücum edilenlerin hakkı-hukuku yerlerde sürünüyor. Hakaretin, iftiranın, çamurun haddi hesabı yok. Daire içindeki en ufak bir fikir ayrılığı veya üslup farklılığı dünyanın en büyük varoluşsal tehdidi gibi algılanıp/algılatılıp iç savaş tamtamları çalınıyor."
"ERDOĞAN DA DURUN DEMİYOR"
Erdoğan da “Yapmayın çocuklar! Biz kazandık. Hep beraber kazandık. Yedi düvele karşı kazandık. En mutlu olmamız gereken zamanda kırıp dökmeyelim birbirimizi. Allah'a şükürsüzlük etmeyelim. Yüklendiğiniz o adamlar beni zor zamanlarımda savunan adamlardır. Onların eleştirilerine cevap verirken haddi aşmayın. Yalana, iftiraya, hakarete başvurmayın. Kin ve nefret ifadeleri kullanmayın. Pis pis sövüp saymayın öyle. Beni eleştiriyor da olsalar, dava arkadaşlarımı böyle harcamanıza izin vermem. Ben vefalı bir insanım. Onların beni savunduğu gibi ben de onları savunurum. Karşınızda beni bulursunuz!” demedi, demiyor.
"ERDOĞAN'IN YANINDA DURUYORUZ AMA..."
Tarihî ehemmiyetini ve kıymetini müdrik olduğumuz için tabii ki Erdoğan'ın yanında durmaya devam ediyoruz, ama ağzımızın tadını kaçırdılar."
"DERDİNİZ NE KARDEŞİM DAVUTOĞLU'NUN YÜKSEK PROFİLİ Mİ?"
"Niye böyle olsun ki Niye bir ukde kalsın ki içimizde? Niye ukdesiz bir mutlulukla saf tutmayalım ki Erdoğan'ın arkasında? Derdiniz ne kardeşim? Davutoğlu'nun yüksek profili mi? E o da bırakıp gidiyor işte; daha ne? Hâlâ homur homur."
"MİLLET DAVUTOĞLU'NA VEFA GÖSTERİYOR..."
"Ama giderayak Davutoğlu'na methiyeler düzenler var. Milletin vefasına verin kardeşim, olur öyle. Büyütmeyin. Erdoğan'a bağlılıklarının ispatı için Davutoğlu'nun iyiliklerini yok saymalarını bekleyemezsiniz vefalı insanlardan. Neyse… Olan oldu, önümüze bakalım."
"ERDOĞAN NASIL İSTİYORSA ÖYLE OLSUN"
"AK Parti'nin nasipse 22 Mayıs'ta toplanacak olan kongresinde kimin genel başkan -dolayısıyla başbakan- seçileceği, parti yönetim organlarında kimlerin yer alacağı umurumda değil. Cumhurbaşkanımız nasıl arzu ediyorsa öyle olsun. Yeter ki Cumhurbaşkanımız kendini emniyette hissetsin ve bu emniyet hissini çevresindekilere de aşılasın da Erdoğan adına -yahut Erdoğan'ın adı kullanılarak- yürütülen yıkıcı faaliyetler sona ersin. Onların tahriklerine kapılıp Erdoğan'a Frenklerin baktığı yerden bakarak homurdanmalar da sona ersin..."