Albayrak: Yeter artık, kendinize gelin!
Hakan Albayrak, Atatürk heykeliyle ilgili ortaya atılan iddialar konusunda sert eleştirilerde bulundu...

Oluşturma Tarihi: 2016-06-02 05:23:07

Güncelleme Tarihi: 2016-06-02 05:23:07

Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, bugünkü "2023'te Türkçe namaz mı kılacağız?" başlıklı yazısında Atatürk heykeli üzerinden tarihteki bazı olayları da ele alarak, ciddi eleştirilerde bulundu. 1938 yılından itibaren Atatürk sevgisini yok etmek isteyen bir cenah var, ifadesini kullanan Albayrak, "Yani, Kurtuluş Savaşı'ndan çıktığımızda, halkın iaşelerini kesip heykel yapmak için sıraya giren belediyeler varken... . Bugün, Bağcılar Belediyesi heykel kaldırmakla meşgul… Marmaray yapımı sırasında, Atatürk'ün heykeli yanında vinç çalıştıran kafa, çevre düzenlemesi bahanesiyle Atatürk'ü kenara almış… Yeter artık… Kendinize gelin ve aslınıza dönün…" dedi.

İşte Hakan Albayrak'ın yazısından bir bölüm:

Seyfi Uzunkök, Milat gazetesinde “Atatürk Heykeli Düşmanları” diye nefis bir yazı yazdı.

Şöyle:

Bağcılar Belediyesi, “Meydan düzenleme projesi” yapmış… Atatürk heykelini çalışma esnasında bir kenara koymuş… Sen misin Atatürk'e hakaret eden! Heykel kırana 9 yıl ceza verilen ülkemde; Ulusal Kanal, Kanal B panik havasına girmiş…Sorun ne? “Heykel bir kenara koyulamaz”

Ne olacaktı? Üç Kulhü bi Elham okuyup, göbek üstüne gelecek şekilde yükseğe mi koyacaklardı…
Doğrusu bu aslında(!)
1938 yılından itibaren Atatürk sevgisini yok etmek isteyen bir cenah var…
1924 yılında 15.000 liraya Henrik'e bronzdan yaptırılan, Sarayburnu Atatürk Anıtı varken… 1926 yılında Konya Atatürk Anıtı, 1927 bronzdan yapılan Ankara Zafer Anıtı… 1931 Onur Anıtı… 1936 Büyük Utku Anıtı… Ve… 1938 Oturan Atatürk Anıtı varken…
Yani, Kurtuluş Savaşı'ndan çıktığımızda, halkın iaşelerini kesip heykel yapmak için sıraya giren belediyeler varken... . Bugün, Bağcılar Belediyesi heykel kaldırmakla meşgul…
Marmaray yapımı sırasında, Atatürk'ün heykeli yanında vinç çalıştıran kafa, çevre düzenlemesi bahanesiyle Atatürk'ü kenara almış…
Yeter artık… Kendinize gelin ve aslınıza dönün…

1924-1938 yılları arasında otorite; Ulu Önder Atatürk'ün bronzdan heykellerini yapmış… Bugün, büyük devlet olmamıza rağmen, Kurtuluş Savaşı sonrası gösterdiğimiz heykel hassasiyetini göstermiyor, saçma sapan işlerle meşgul oluyoruz…
Neymiş efendim, köprüymüş… Neymiş, Marmaray'mış… Neymiş, yolmuş… Neymiş, hastane yapımıymış… Neymiş, yerli ‘tank'mış... Neymiş, İHA'ymış... Kendinize gelin beyler!
Ve…Bronz yerine, altın heykel dönemini başlatın…

***

Seyfi kardeşimiz espri yapıyor, ama Binali Yıldırım şimdi kalkıp “Doğru ya. Niye Atatürk'ün altın heykelini yapmıyoruz?” diyebilir!
Abartıyorum tabii.

Abartıyorum, abartabiliyorum, çünkü Yıldırım'ın yerli yersiz “Atatürk” vurgusu buna el veriyor.

AK Parti Genel Başkanlığına aday gösterildiği toplantıda “Değerli dava arkadaşlarım” diye başlayarak yaptığı konuşmada evvela “19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”nı kutladı, ardından “Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan için canını veren şehitlere” rahmet diledi. Böylece “Gazi”nin aslında şehit olduğunu öğrenmiş olduk ama hangi muharebede şehit düştüğünü henüz bilmiyoruz. Genel Başkan adayı olarak “dava arkadaşları”na hitap eden Yıldırım'ın her şeyden evvel “Atatürk”ü anma gereğini duyması nasıl bir dava anlayışına delalettir, onu da bilmiyoruz.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!