Diriliş Postası'nda Hakan Albayrak'ın yazısını aynen yayınlıyoruz; Gülencilerin gazetelerinden biri, Alevi oylarının CHP ve HDP arasında nasıl kardeşçe paylaşıldığını ballandıra ballandıra anlatmış.
Kendince algı yönetimi, toplum mühendisliği yapıyor.
Bir kere, Alevi dediğin CHP ve HDP'den başka partiye oy vermez anlayışının yerleşmesine hizmet ediyor.
Ayrıca, Alevi oylarının HDP'ye barajı aştırmakla beraber CHP'yi de mağdur etmeyecek bir şekilde dağılması gerektiği mesajını veriyor.
Belki de “Alayı HDP'ye oy versin ki HDP'nin barajı aşması kesinleşsin, ama biz CHP'ye de böyle iltifat edelim ki Fethullahçılar bizi sattı demesinler” düşüncesi yatıyordur bu kompozisyonun altında.
Her neyse.
Soru şu: Hangi Alevi?
“Eyvallah şahım eyvallah / Hak Lailahe İllallah / Ali bizim şahımız / Kâbe kıblegâhımız / Miraç'taki Muhammed / O bizim padişahımız” diyen orijinal Alevi mi, yoksa 1960'ların sonu yahut 1970'lerin başı itibarı ile Dev-Yol, Dev-Sol, TİKKO, PKK vs, vs, vs, beri taraftan da CHP marifetiyle şekillendirilen ‘Yeni Alevi' mi?
‘Yeni Alevi'nin Aleviliği tabir caizse ırkî bir şeydir; ataları Alevi olduğu için o da kendine Alevi der. Ve kurulan oyun gereği Aleviliğinin içini sosyalist/komünist devrimcilikle doldurur. Hazret-i Ali (radıyallahu anh) ile alâkası yoktur, kalmamıştır. Onun için Faik Bulut bu “Alevilik” türünü büyük bir isabetle “Ali'siz Alevilik” diye tanımlar.
Alevilik esasen Hazret-i Ali'si (radıyallahu anh) olamayacağı gibi Hazret-i Muhammed'siz (sallallahu aleyhi vesellem) de olamaz. Zaten Hazret-i Ali'nin (radıyallahu anh) kıymeti Efendimiz Muhammed Mustafa'yla (sallallahu aleyhi vesellem) irtibatından gelir. Ve Alevi, esasen, Muhammed ve Ali demeden evvel “Hak, Lailahe İllallah” der. Elhamdülillah Müslüman'dır işte.
Müslümanlığı kendilerine yakıştıramayan sözde Alevi türkücüler vardır hani; bunlar kadîm Alevi türkülerini söylemeye başlayınca “Dur bakalım, neresini tahrif edecek” demeyi alışkanlık haline getirdim. Ortaya çok komik şeyler çıkıyor. Mesela, “Ali bizim şahımız”dan sonra “Kâbe kıblegâhımız” yerine “Kıble kıblegâhımız” veya “Yüzü kıblegâhımız” diyorlar; belki Hazret-i Ali'yi (radıyallahu anh) da sevmiyorlar, ama “Kabe” yerine ona veya yüzüne kıble demeyi tercih ediyorlar. Çok enteresan.
Uzatmak istemiyorum. Alevi kardeşlerimizi kadîm Alevi türkülerindeki gibi “Hak, Lailahe İllallah” ve “Ali bizim şahımız / Kâbe kıblegâhımız / Miraç'taki Muhammed, o bizim padişahımız” diyenlerle, Efendimizi (sallallahu aleyhi vesellem) güya tahkir edenlerle değil onu derin bir hürmetle “Sultan-ı Enbiya” diye ananlarla beraber olmaya çağırıyorum.
Ne güzel Alevi türküsüdür:
Hüseyin attan düştü
Sahra-yı Kerbelâ'ya
Cibril kurban haber ver
Sultan-ı Enbiyâ'ya
Hakan Albayrak
