Kurban kesme eylemi, İslam Dini'nin doğuşundan çok önceki çağlara kadar uzanır. Çok eski tabiat dinleri ile Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Hint, Çin, İran ve İbrani dinlerinde yılın belli aylarında dinî törenlerle kurban sunma, bayram yapma geleneği vardır Ancak insanlık tarihinde en fazla şöhret bulan kurban olayı Hz. İbrahim'inkidir...
Gagauzlar'ın kurban ibadeti içinde en dikkate değeri "Allahlık" adını verdikleri kurbandır.
Iduk kelimesi ile aynı anlama gelen Allahlık; mal mülk sahibi bir çiftçinin en güzel boğa yavrusunu kurbanlık olarak seçmesi ve kırlara salıvermesidir...
"Türk Mitolojisi'nde Kurban" isimli çalışmasında önemli bilgilere yer veren Selahaddin Bekki'nin makalesinde ise ilginç bilgiler mevcut:...Cahiliye dönemi Arapları'nda da insan kurbanına rastlıyoruz.Cahiliye devri Arapları'nın Sabah Yıldızı'na daha doğmadan büyük bir acele ile insan ve beyaz deve kurban ettikleri bilinmektedir. Yine önemli putlardan Uzza'ya oğlanlarla, kızların ve esirlerin de kurban edildikleri ileri sürülmektedir...Ama Türklerde insan kurbanının bulunmadığına dair ortak kanaat mevcut.
Türkler ve at kurbanı
Kanlı kurbanların başında at gelmektedir. Yukarıda da izaha çalıştığımız gibi insanların kurban olarak sundukları, sahip oldukları varlıklarla doğru orantılıdır. Bütün göçebe topluluklarda olduğu gibi Türkler için de at en değerli hayvanlardan birisiydi. Savaşta ve barışta devamlı at üzerinde olan Türkler ayrıca atın etinden ve sütünden de istifade ediyorlardı Halböyle olunca Tanrı'ya sunulacak en değerli kurban da at olmaktadır.Manas destanında bir çok yerde at kurbanı geçmektedir: "Manas'ın oğlu Semetey Talas'ta Zülfikâr dağında oturan Bayoğlu Bakay'ı ziyaret eder. Bakay sevinir. Tanrı yoluna atlar kurban eder"
Peygamber dönemi ve Osmanlı'da yeniden şekil kazandı
Görüldüğü üzere kurban tarihi süreç içerisinde çok farklı milletlerde çok farklı uygulamalardan geçerek günümüze gelmiştir.
İslamiyette dini bir ibadet olarak addedilen kurban uygulamasını Peygamberimiz de uygulamış; Osmanlı'dan günümüze de bu ibadet aynen devam ettirilmiştir.....
Padişah adına 9 kurban kesiliyordu
Osmanlı döneminde Kurban bayramı, arefe günü atılan top atışlarıyla başlar ve son günün ikindi zamanında atılan topla sona ererdi. Padişaha özel olarak hazırlanan koç, özel kıyafetli görevliler tarafından beslenir, hazırlanır ve taşınırdı.
Kurban Bayramında padişah için 9 adet kurbanlık kesilirdi. Bunlardan 2 tanesi arefe günü Topkapı Sarayı'nda kesilir ve adandığı medreseye gönderilirdi. 7 tanesi ise bayramın birinci günü, sarayda binek taşının önünde törenlerle kesilmiştir.
Kurbanlar nerelere gidiyor?
Önceleri medrese öğrencilerine bırakılan kurban derileri, Sultan Abdülhamid döneminde 1902'den itibaren Hicaz Demiryolu'na kaynak yaratmak için devlet tarafından toplanmaya başlandı. 1909 yılında Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra ise kurban derileri Donanma Cemiyeti gibi kurumlar tarafından toplanmaya başlandı.
Peygamberimiz bizzat kesmiştir
Kurban ibadeti hicrî ikinci yılda meşru kılınmıştır.Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi sitesindeki bilgiye göre; Hz. Peygamberin (s.a.s.) de bu yıldan itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir
Hz. Peygamber , Veda Haccı'nda yüz deve kurban etmiştir. Hz. Ali, “Peygamber yüz deve kurban etti. Etlerini dağıtmamı emretti, ben de dağıttım.” demiştir. Hz. Enes'ten (r.a.) Hz. Peygamberin siyah-beyaz benekli iki koçu besmele ve tekbir ile bizzat kestiği rivayet edilmektedir.
Peygamberden kesim tavsiyesi
Rasûlullah şöyle buyurmuştur: “Ey Fâtıma! Kalk kurbanının yanında bulun, şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.”
Peygamber Efendimiz, bıçakların bilenerek hayvanlardan gizlenmesini emretmiş ve şu tenbihte bulunmuştur: “Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!”
“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!”
Burada hayvanı rahatlatmaktan maksat, bıçağı bileyerek hayvanın boğazına sür'atle sürüp kesimi çabuk yapmak ve hayvanı okşamak gibi şeylerdir.
Peygamberimiz nasıl kesiyordu?
Câbir R.A Allah Resûlü'nün kurban kesmesini şöyle anlatır: “Resûlullah, kurban günü alacalı ve boynuzlu iki koç kesti. Onları (yatırıp kıbleye) yöneltince: «Ben hanîf olarak (Allah'ı bir tanıyarak), yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim» (En'âm 6/79) «De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim» âyetlerini okudu ve: «Ey Rabbim! (Bu kurban bize) sendendir ve senin için kesiyoruz. Muhammed (s.a.v) ve ümmeti adına kesiyorum. Bismillahi vallâhu ekber!» deyip koçu kesti.” (Ebu Dâvud, Edâhî, 3-4/2795; İbn-i Mâce, Edâhî,1)