Arınç, Mursi'yi unutmadı
Bir cami Açılışında konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, zaman zaman duygu dolu anlar yaşarken, Mısır’ın devrik lideri Muhammed Mursi ve arkadaşları için de dua etti.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-17 18:39:28

Güncelleme Tarihi: 2015-05-17 18:39:28

Arınç, “İslamı kaynağından en güzel şekliyle, en arı-duru şekliyle öğretmek Türkiye'de var. Eğer Türkiye bunu yapmamış olsaydı, IŞİD'lere, El-Kaidelere, El-Nusralara döner, onların yolundan giden yüzlerce, binlerce insan olur ve bir cinayet şebekesine dönüşürlerdi“ dedi.


DUYGULANDI, GÖZLERİ DOLDU
85 öğrencinin hafızlık merasimiyle ilgili konuştuğu sırada duygulanan Arınç, gözyaşlarına hakim olamadı. Arınç, “Hilaliye Eğitim Vakfı, 1979 yılından bu yana Şahin Yılmaz Hoca Efendi'nin kurduğu ve birkaç sadık arkadaşıyla yola çıktığı günden bu yana hamdolsun hizmetine aralıksız devam ediyor. ‘Amellerin eftali az da olsa devamlı olanıdır' diye buyrulmuş oysa bu hizmet hem çoğalarak hem de büyüyerek devam ediyor. Bugüne kadar 3 binden fazla evladımızın hıfzını ikmal ettikten sonra hafızlar ordusuna katıldığını her biri alınları yüzü nurlu kardeşlerimiz olarak çok büyük övgülere muhatap olduğunu biliyoruz. Genç yaşlı Kur'an-i Kerim'in öğretilmesi hizmetleri devam ediyor. Böyle güzel evlatlarımız böyle pırıl pırıl güzel mekanlarda çok değerli hocalarımızla görevlerini yapıyorlar. Bugün için 85 gencimizin hafızlık merasimi var. Çok güzel bir iş yaptılar. Başlarına nurdan bir taç giydiler. Hafızlıklarını bitiren ve yeni hıfzlarına başlayan bu genç kardeşlerimi alınlarından öpüyorum ve tebrik ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Allah kısmet etti son yıllarda bu tür merasimlere katılma fırsatı buldum. 2 yıl evvel temelini attığımız bu güzel külliyenin en azından cami bölümünün bittiğini ibadete hizmete açılmış olmasından mutluyuz. Hepimizin bu hizmetlere destek borcumuz var. Bu işler kolay olmuyor. Elbette maddi desteğe ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Son yıllarda yaşanan bazı gelişmeler bu destekleri biraz kısmış olabilir ancak görüyoruz ki çok güzel ibadet edebileceğimiz rengiyle, mimarisiyle kapasitesiyle güzel bir külliye haline geldi. İhtiyacımız çok büyük. Hali, vakti yerinde olan kardeşlerimizin, bunu sadece Akhisar için söylemiyorum; Türkiye'nin neresindeyse hatta yurtdışında ise katkı sağlamalarını bekliyorum. Resmi bağışlar veya resmi yardımlar bize bu miktarı temin etmez. Hamiyetli insanlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Bir işin içerisine hile karışmazsa, bir işin içerisine riya ve nefis karışmazsa o işler her zaman başarılı olur” dedi.

MURSİ VE ARKADAŞLARI İÇİN DUA ETTİ
Konuşmasında idama mahkum edilen Mısır'ın devrik lideri Muhammed Mursi'ye de yer veren Arınç, “En büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır. Özellikle Kur'an hizmetinin, iman hizmetinin ne büyük ölçüde ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Ben geldiğimde konuşmalarını yapan hocamızın Mursi'den bahsettiğini gördüm. Rabbim ona yardım etsin. Onun arkadaşlarına yardım etsin. Firavunlara, zalimlere Rabbim fırsat vermesin. Onlar Kahhar ismiyle kahreylesin. Ama Mursi'den yola çıkarak tüm İslam aleminin içinde bulunduğu sıkıntıları, dertleri birbirine düşme hallerini çatışmaları, kavgaları görmek bizi çok üzüyor. Suriye'ye bakın, Irak'a bakın, Yemen'e bakın. Uzakdoğu Asya'ya gidin. Mymmar'da Müslümanların yaşadıkları, Arakan Müslümanları, Pakistan'a gelin. Afganistan'a bakın, Bangledeş'i görün. Hep üzüntü verici şeyler. Bunlar Müslüman ve kendi aralarında kavgalılar. İslam'dan uzak, Kur'an'dan uzak ve İslami ilimlerin ibadetlerine göre yaşamayan insanların içine düştükleri felaketlere bakın. İslam Alemindeki cehalet, İslam alemindeki yoksulluk, fakirlik ve kavgalar, çatışmalar bugün bütün dünya Müslüman olmayanları belki sevindiriyor, Müslümanları üzüyor ve perişan ediyor. Hamdolsun ki Türkiye'miz var. Allah İslam alemindeki bu kötüye gidişi durdursun. İstikametlerini Hakka çevirsin. Yanlışlardan Rabbim onları muhafaza buyursun“ dedi.

“YEMEN'İ PERİŞAN ETTİLER”
Kendisinin Yemen'den sorumlu olduğunu vurgulayan Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:”Ben Yemen'den sorumluyum. Karma ekonomik kurul toplantılarına katılıyorum. Ayrıca 5 tane yoksul ve fakir ülkeden sorumluyum. Emin olun ki Yemen'e bugünler de değil, 3-4 sene evvel gittiğimde devlet adamları bana; ‘niçin Yemen Türkiye gibi değil, nasıl Türkiye gibi olabiliriz, içimizdeki ihtilaflar nasıl biter, biz de Müslüman bir ülkeyiz, bu fakirliği, bu yoksulluğu, bu şuursuzluğu biz nasıl aşabiliriz, hangi eğitim yollarını tavsiye edersiniz? diye soruyorlardı. Bunları yapmalarına imkan kalmadı. Yemen'i perişan ettiler. Yemen şuanda bir iç savaş yaşıyor. Başkalarının işgalinde. Biz o ülkelere bakarak, kendi ülkemizde yaşamaktan iftihar ediyoruz. Ama sorumluluğumuz bununla sınırlı değil. Biz bütün Müslümanları bir ümmet olarak görüyor, onların sorunlarına çare aramaya çalışıyoruz. Buralarda yetişen bütün çocuklarımız, hafızlarımız bütün dünya için bir örnektir. İslamı kaynağından en güzel şekliyle, en arı-duru şekliyle öğretmek Türkiye'de var. Eğer Türkiye bunu yapmamış olsaydı, IŞİD'lere, El-Kaidelere, El-Nusralara döner, onların yolundan giden yüzlerce, binlerce insan olur ve bir cinayet şebekesine dönüşürlerdi. Ama biz Allah'ı da, Rabbimizi de, peygamberimizi de onun yolundan gidenleri de iyi bilenlerdeniz. Bize iyi öğrettiler. Allah bugüne kadar İslam hizmetinde irşat görevini layıkıyla yapan bütün hoca efendilerden, bütün sorumlu büyüklerimizden razı olsun.”