Arınç'tan HDP iddiası

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "HDP, terör örgütünün eylemlerine karşı şu ana kadar sadece yarım ağızla 'Ölenlere üzüldük' dediler ama öldürenler için bir şey diyemediler. Korkuyorlar, çekiniyorlar. Çünkü arkalarındaki güç o" dedi.

Arınç, Van'da seçim çalışmaları yürüten eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile Özalp ilçesinde, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.

Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, Özalp'ın geçmişte büyük acılar yaşadığını, insanlarının haksız, hukuksuz şekilde kurşuna dizildiğini anlattı.

"(Muğlalı hadisesi) olarak bilinen bir olaydan söz ediyorum. 33 insanımızı sorgusuz şekilde, haksızca kurşuna dizip, idam ettiler" diyen Arınç, "Bu zulümle alay edercesine kahraman ordumuzun bir kışlasına bu zulmün mimarının adını verdiler. Kışladan yıllar sonra ismini sildirdik ve o olay nedeniyle halkımızdan özür diledik" ifadesini kullandı.

Özalp'ta ilçe halkıyla bir araya gelmek için masum bir toplantı düzenlediklerini ama salonda bulunan bazı insanların telefonla tehdit edildiğini vurgulayan Bülent Arınç, şunları söyledi:

"PKK terör örgütüdür, herkes de böyle diyor. Yeni birileri 'Silahlı örgüttür ama terör örgütüdür diyemezsiniz' diyor. Kapıköy'de devletin memurları kaçırıldı. Bunu örgüt kaçırdı ve tehdit etti. Bölge fakir olsun diye. Biz bölgeye batıdaki hastanelerin aynısını yaptık. Ama dört gün önce Şemdinli'de hastane önünde patlayıcı patlattılar, insanlar zarar gördü. Ambulansları molotofla ateşe veriyorlar. Baraj yapıyoruz topraklarımızı sulamak için mühendisleri kaçırıyorlar. Havaalanı yaptık Yüksekova'da. Dört yıldır yaptırmamak için iş makinelerini yaktılar, müteahhitleri kaçırdılar. Neden Çünkü millet devlete düşman olsun, bu imkanlardan yararlanmasın. Ağrı havaalanı yaptık Ahmed-i Hani adını verdik, Yüksekova'ya havaalanı yaptık Selahaddin Eyyubi adını verdik, Cizre havaalanına Şerafettin Elçi adını verdik. Ayrım yapmadık. Ahmed-i Hani'ye, Feqiye Teyran'a kurban olsunlar. İslam için çalışan Said Nursilere kurban olsunlar. Hepsinin isimlerini veriyoruz ki isimleriyle birlikte fikirleri de yaşamış olsun."

"2013 Nevruz'da Abdullah Öcalan gönderdiği talimatla 'Artık silah bırakacaksınız, Türkiye dışına çıkacaksınız, silah bitti, bundan sonra siyaset konuşacak' dedi. Biz zannettik ki örgüt buna 'Evet' diyecek. Ama bu sözlere karşı çıktılar, ülkeden çıkmadılar ve ülke içinde silah yığdılar" ifadelerini kullanan Arınç, PKK'nın eylemlerini uzun uzun anlatmayacağını, ancak örgütle arasına mesafe bırakamayan HDP'nin barajı aşmasına rağmen baskıdan, şiddetten ve korkudan vazgeçmediğini kaydetti.

- "PKK can yakıyor, insanları öldürüyor, masum insanları katlediyor"

HDP'den "silah yok, şiddet, terör yok, biz Türkiye partisiyiz" demelerini beklediklerini, ancak bu ümitlerinin boşa çıktığını dile getiren Bülent Arınç, şöyle konuştu:

"HDP, terör örgütün eylemlerine karşı şu ana kadar sadece yarım ağızla 'Ölenlere üzüldük' dediler ama öldürenler için bir şey diyemediler. Korkuyorlar, çekiniyorlar. Çünkü arkalarındaki güç o. Sana verilen oyların çok azı örgüte sempati duyanlarındır, oylarının fazla olan kısmı, 'terör ülkeye hakim olsun, baskı, şiddet artsın' diye oy vermedi. Bölge halkından oy verenlerin yüzde 99'u 'Kürt siyaseti yapıyorlar, barajı aşsınlar, çocuklar dağdan insin, terör bitsin, refahımız artsın' diye oy verdi. Böyle oy verdiyseniz, bu siyasi partinin terörle arasına dağ kadar mesafe koyması lazım. PKK can yakıyor, insanları öldürüyor, masum insanları katlediyor, Hakkari milletvekili 'PKK çok güçlü, sizi tükürüğüyle boğar' diyor. HDP milletvekili bunu söylediği zaman, masum insanları tehdit ettiği zaman, insanların söylediği bir söz olmalı. 'Ben sana bunun için oy vermedim. Ben ölümlerden değil, ülkemin birliğinden, bütünlüğünden yanayım' demeli."
Arınç, "Siz oylarınızı Cemil Bayık, Karayılan, Duran, Karasu için vermediniz, HDP'ye siyaset yapması için verdiniz ama yapmadılar" diyerek, şöyle devam etti:

"Kimse de onlarla birlik yapmadı. 'Terörle arana mesafe koymadıkça, sırtını ona dönmedikçe bu ülkede siyaset yapman mümkün değil' dedi bütün Parlamento. Çok güzel okullarımız var. 'Bu okullara çocuklarınızı göndermeyin' diye boykot yaptılar. Havaalanı, okul, baraj yaparsın karşı çıkarlar. Sizi düşündükleri yok. 'Bizi besleyen unsurlar budur diyorlar' ve cinayet işlemeye devam ediyorlar. Çözüm Süreci'ni biz bitirmedik. Bu eylemler bitsin, silahlar bırakılsın Çözüm Süreci eskisinden daha hızlı devam edecek. Çözüm Süreci'nin teminatı AK Parti'dir. Kaymak gibi bölünmüş yollar bizim eserimiz. Okullar, üniversiteler, spor yatırımları ne varsa biz yaptık. Sizden aldığımız güçle, verdiğiniz desteklerle yaptık."

- "Kimse kimseye baskı yapamaz"

Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise geçmiş dönemlerde devlet ve devlet adına bazı kamu görevlilerinin buralarda yanlışlar yaptığını belirterek, artık devletin baskısının, işkencesinin ve zulmünün olmadığını vurguladı.

Bölgede başka bir baskının yaşandığını, eşkıyanın, terör örgütü mensuplarının insanlara baskı kurarak tehdit ettiğini söyleyen Atalay, devletin Çözüm Süreci'ni istismar eden bu unsurlara karşı operasyonlar başlattığını kaydetti.

Beşir Atalay, kırsal kesimde ve kentlerde bu operasyonların devam edeceğini de dile getirerek, "Devlet, 'terör örgütü gelip insanları rahatsız etmesin, huzuru kaçırmasın' diye operasyonları sürdürecek. Devlet, ülkemizin her karış toprağında huzur içinde yaşasın diye yapıyor. Türkiye, hepimizin bütün haklarımızla, değerlerimizle, inançlarımızla, anadilimizle huzur içinde yaşayacağımız büyük bir ülke. Kimse kimseye baskı yapamaz. Biz de hepimiz bina bina, okul okul gezeceğiz ve hileye izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın sandığa AK Parti için attığı hiçbir oyu heba ettirmeyeceğiz. Biz hiç kimseyle demokratik hakların pazarlığını yapmadık. Bunlara inandığımız için o kardeşlerimizin hakkı olduğu için o adımları attık ve atmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.