Star'dan Bedir Acar'ın haberine göre, Bundan bir süre önce, Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki mozaiklerin yanlış restorasyona kurban gittiği haberleri medyada yer almıştı. ‘Botokslu mozaikler' olarak sunulan haberde mozaiklerde yer alan suretlerin adeta ‘çarpılmış' yüz ifadesine yer veriliyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu haber üzerine soruşturma başlatmış, soruşturma sonucuna göre de, henüz restorasyon işlemi bitmeden mozaiklerin fotoğrafının çekildiği ve ardından art niyetle medyaya servis edildiği kayıtlara geçmişti.
Mevcut iktidara karşı histerik bir muhalefet arzusuyla her taşın altının kurcalandığı bu dönemde ‘Botokslu Mozaik' yalanı bir yana, geçmişte Türkiye'nin restorasyonlarla başı zaman zaman dertte oldu. Pek çok kültür varlığı, restorasyon adı altında tahribata uğradı. Ancak, konu hiç bugünkü kadar gündeme getirilmedi.
BAKANLIK NE DİYOR
Son olarak Aspendos Antik Tiyatorsu'nun merdivenlerinde beyaz mermer kullanıldığı ve dolayısıyla yanlış restore edildiği haberlerinin gündeme gelmesi üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı bir açıklama yaptı. Açıklamada 2000 yıllık antik tiyatronun orijinal basamaklarından numune alındığı ve özgün taşlara en yakın özelliklere sahip, ‘Korkuteli Beji' rengindeki kireç taşının kullanılması kararı alındığı ifade edildi. Açıklamada, restorasyon çalışmalarının Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun kararı ile uygun bulunan projeler doğrultusunda yapıldığı da vurgulandı.
Medyada yer alan ‘Restorasyon Antik Tiyatro'nun ruhuna aykırı' iddialarının aksine Kültür Bakanlığı'nın açıklamasından da anlaşılıyor ki restorasyon esnasında bilimsel bir çalışma yürütülmüş. Şu satırlar bunun ispatı: ‘Orijinal taşın ve örnek alınan numunelerin analizleri yapılmak üzere laboratuvara gönderilmiştir. Laboratuvar sonuçları doğrultusunda renk, doku gibi fiziksel özelliklerinin yanında, basınç dayanımı, kütlece su emme, yoğunluk vs mekanik özellikleri ile de özgün taşlara en yakın özelliklere sahip, homojen yapıda, ‘Korkuteli Beji' rengindeki kireç taşının kullanılması kararı alınmıştır.
Ancak, söz konusu tiyatronun orijinal taşlarının yaklaşık 2000 yıllık olduğu ve geçen zaman içinde çevresel etmenlerle (yağmur, rüzgar vb.) yıpranmış ve üzeri grileşmiştir. Restorasyonda kullanılan taşların rengi iklim ve tabiat şartlarının etkisi ile zamanla değişerek patina oluşturacak ve orijinal taş malzemenin rengini alacaktır.'
Botokslu gazetecilik
Terör propagandası yaptığı iddiasıyla Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan Doğan Medya'nın yayın organı Hürriyet gazetesi bir süre önce “Botokslu Mozaik' yalan haberine imza atmıştı. Habere göre Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki mozaikler yanlış restorasyon kurbanı olmuştu. Ancak Kültür Bakanlığı'nın soruşturmasına göre mozaiklerin restorasyonu henüz tamamlanmadan çekilen fotoğraf medyaya servis edilmiş ve ortaya bu görüntüler çıkmıştı.
Mesele mermerin rengi değil
-Hassa Mimarlık sahibi Hilmi Şenalp:
Aspendos'ta malzemenin beyaz olması sorun değil, restorasyonda renk esas değildir. Bin yıllık yapının yanında yeni yaptığınız bir parça elbette aynı renk olmayabilir. Ama aynı taşı kullanmak lazım. Mutfak taşı diye dalga geçilen taş Marmara taşıdır ve dünyanın en kıymetli taşlarındandır. Restorasyon mantığımız temelden yanlış. Bizde Avrupa'nın dayattığı bir restorasyon şekli var. II. Dünya savaşında Londra, Berlin, Paris baştan aşağı yıkıldığı halde, kendileri sanki tarihiymiş gibi şehirlerini yeniden yaptılar. Ama aynı şeyi biz yapmaya kalktığımız zaman bir sürü kaideler uydurdular. Kendimize has, tarihi ve sivil mimarimize uygun bir restorasyon anlayışı oluşturmalıyız. Bugün bir tarihi eserin sahibi kimdir deseniz işin içine Diyanet, Vakıflar, belediyeler, Kültür Bakanlığı girer... İşi baştan almak lazım, yoksa sonuçlarla uğraşmak zorunda kalırız hep.
Kültür ve Turizm Bakanı Topçu: Sabah eline küreği alan restorasyon yapmıyor!
Bu ideolojik bir linçtir
Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Aspendos Antik Tiyatrosundaki tadilat eleştirilerine Antalya'da cevap verdi. Kültür varlıklarıyla ilgili yapılan çalışmaların belirli bir silsile içinde gerçekleştirildiğini söyleyen Bakan Topçu: “Sabah eline kazmayı küreği alan gidip orada çalışmıyor. Bu işler teknik meseleler, uzmanları var. Cümle kurmaktan aciz insanlar bu işi siyasete alet ederse doğru olmaz” dedi.
Bakan Yalçın Topçu, bu tür açıklamaların ideolojik linç olduğunu, iktidarı yıpratmak için yapıldığını söyledi. Topçu şöyle dedi: “Kültür varlıklarımızla ilgili yapılan çalışmalar belirli bir silsile içinde olmakta yani birileri ideolojik bir linç, şuradan da ne çıksa da vursam, iktidarı yerle yeksan etsem, yani bu tür anlayışlardan vazgeçmek lazım. Kültür varlıklarımızın korunması siyasete alet edilecek bir şey değildir. Bunu eleştiri konusu yapanlar da bunu iyi bilirler.''
Kültür varlıklarının da artık siyasallaştırılmaya başlandığına dikkat çeken Topçu “Her şeyi siyasallaştırıyoruz, hep söyledim camiden kışladan okuldan siyaseti uzak tutalım, şimdi kültürden de uzak tutalım diyorum” dedi.
Muhalefet peşindeler
-Prof. Dr. Sadettin Ökten: Restorasyonla ilgilenen kimseler Türkiye'nin Batıcı grubu. Bunlar zamanında kendilerine altyapı ve yer edinmişler ve Türkiye'yi Batı'nın hegomonik yapısı içinde algılamak istiyorlar. Türkiye'de şu anda bir halk iktidarı söz konusu. Oysa Batıcılar, ‘Bu halk, bu Müslümanlar birşeyden anlamaz, bunları her türlü dışlamak lazım' düşüncesinde. Restorasyon meselesinde bile muhalefet peşindeler. Buradan da vuralım diyorlar. Samimiyetle restorasyon isteyenlerin sayısı çok az. Yoksa geçmişte tarihi eserler ayaklar altına alındı kimsenin gıkı çıkmadı. Ne zaman ki sağ iktidarlar geldi, bu işler de gündeme geldi.Birgün Türkiye ciddi bir medeniyet sorunsalı hissederse, bu konuları daha geniş manada ele almak gerekiyor. Bir karar vermek lazım, neyi niçin koruyacağız, nasıl koruyacağız, biz kimiz, altyapımız, imkanlarımız ne? sorularını sormamız lazım. Bu maddi, manevi ve kültürel boyutları olan bir meseledir.