Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 26 bin yatak kapasiteli 17 şehir hastanesinin tamamında inşaatın devam ettiğini belirterek, "Ankara'da 3 bin 800 yataklı Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük en kapasiteli şehir hastanesini seneye 29 Ekim'de açmış olacağız. Bu engel olanların tedavilerini de burada yapacağız" dedi.
AA'nın haberine göre; Müezzinoğlu, şehir hastanelerinin yapımına desteğinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve hükümete teşekkür etti.
"Birinci hedefimiz dünyanın en ileri ülkelerinin verebildiği sağlık hizmetini 78 milyon ülke insanımıza verebilmek" diyen Müezzinoğlu, bunun en güçlü altyapısının da şehir hastaneleri olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin sağlık turizminde yakın coğrafyanın merkezi olması yönünde çalışmalar yaptıklarına değinen Bakan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Kalp naklinde karaciğer naklinde kanser tedavisinde Türkiye dünya ile yarışabilir bir noktada. Karaciğer naklinde Avrupa'da Türkiye birinci. Diğer organ nakillerinde de çok güçlü. Bu şehir hastaneleriyle gerek cihaz ve tıbbi teknoloji donanımı gerekse fiziki mekanlardaki saygın sunum anlamında çok büyük bir başarıyı yakalamış olacak. Bu başarıyı algılayamayan veya bu vizyonda olmayan ne yazık ki Türkiye'nin muhalefeti bu projelerin hayata girişini en az 3 yıl geciktirdi. Anayasa Mahkemesine gidildi, yürütmeyi durdurma kararları alındı."
HDP'nin, sivil toplum örgütlerinin, özellikle Türk Tabipler Birliğinin projelere engel olduğunu anımsatan Müezzinoğlu, CHP'nin de Anayasa Mahkemesine gittiğini, yasal düzenlemelerin Meclisten çıkarılmasında zorluklar çıkardığını kaydetti.
"En büyük şehir hastanesi 2016'da Ankara'da açılacak"
Bakan Müezzinoğlu, "Şu anda 26 bin yatak kapasiteli 17 tane şehir hastanemizin tamamında inşai faaliyetler devam ediyor. Ankara'da 3 bin 800 yataklı Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük en kapasiteli şehir hastanesini seneye 29 Ekim'de açmış olacağız. Bu engel olanların tedavilerini de burada yapacağız" dedi.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı hakkında da bilgi veren Müezzinoğlu, Türkiye'nin artık sağlıkta bilimsel alanda Ar-Ge yapabilen ve bu projeleri uzun süreli finanse edebilen güçlü bir yapıya kavuşturulduğunu söyledi.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ile sağlıkta bilimsel açıdan dünya ile yarışacak bir altyapının yasal düzenlemesini ve kurumsal alt yapısını kurduklarını dile getiren Müezzinoğlu, "Türkiye belki diyabette, belki kanser ilacında dünyaya 'Bu ilacı ben kazandırdım', 'Şu hastalığın tedavisindeki yeni yöntemi ben buldum' diye önümüzdeki yıllarda farklı örneklerini dünyaya sunacak noktaya gelecek" ifadelerini kullandı.
Yerli plazma ürününde geri sayım
Müezzinoğlu, SGK, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı tarafından yürütülen "Plazma Fraksinasyonu Projesi" ile Türkiye'de plazmadan yerli kan ürünü elde edilmesine yönelik çalışmalar ile ilgili de bilgi verdi.
Özellikle hemofili hastaları için kullanılan plazma ürünlerinin bugüne kadar yurt dışından temin edildiğini hatırlatan Müezzinoğlu, "Bu yıl itibarıyla 500 milyon lira bu alana ödediğimiz para. Bu oran her yıl yüzde 10-15 oranında artıyor. 2017-2018'e geldiğimizde bu rakam ikiye katlayacak yani 1 milyar liraya gelecek" dedi.
Türk Kızılayınca toplanan kanın kullanılmayan ve atılan kısımları olduğunu aktaran Müezzinoğlu, hemofili hastaları için kan ürününden elde edilen ilaçların bu atılan kısımdan elde edildiğini anlattı. Bakan Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk Kızılayı ihtiyaç olan kanı toplayacak veya çöpe atılan kısmı yatırımcı firmaya teslim edecek ve yatırımcı firma önümüzdeki 4 yıl içinde Türkiye'ye teknolojik alt yapıyı getirecek. Türk Kızılayı da topladığı kanın uluslararası standartlara uygun şekilde ilaca dönüşmesini sağlayacak alt yapısını önümüzdeki 16 ayda kuracak ve o kan 16 aydan sonra yurt dışında yüklenici firmanın tesisine gidecek. Yüklenici firma o tesislerinde bizim ihtiyacımızı buradaki fabrikasını kurana kadar oradan temin edecek. 4'üncü yıldan itibaren Türkiye'de üretmeye başlayacak."
Müezzinoğlu, böylece ürünlerin Türkiye'deki hastalar üzerinde kullanılabileceğini vurgulayarak, "Plazma, buradan bizim ihtiyacımızı karşılarken daha sonra yurt dışına ihraç edilecek, dünyaya ve bölgeye pazarlanacak. Bu çok büyük bir proje" ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılayı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında buna yönelik protokolün imzalandığını ve ihale şartnamesinin hazırlandığını bildiren Müezzinoğlu, "Ama süreç yine o ihaleyi yapmamıza müsaade etmedi. İnşallah seçimlerden sonra o ihale yapılacak. Yol haritası belli ve Türkiye'nin yine sağlık alanında en büyük projelerinden biridir. Bunda da çok zorluklar yaşadık ve engeller oldu ama biz hiçbir zaman ağlayan bir iktidar olmadık, çözüm üreten bir iktidar olduk. İnşallah yıl sonuna kadar da hedefe ulaşacağız" diye konuştu.
82 bin kişi donör olmak için başvurdu
Bakan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKKÖK) Projesi ile ilgili de bilgiler aktardı.
Projenin 2014 yılında başladığını ve Türk Kızılayı ile yürütülen çalışmalar çerçevesinde beklediklerinden daha büyük başarıya ulaşıldığını vurgulayan Müezzinoğlu, şimdiye kadar kadar donör olmak isteyen 82 bin vatandaşın müracaatının kabul edildiğini belirtti.
Müezzinoğlu, ayrıca 43 bin ilave doku tiplemesinin kemik iliği bankasına girdiğini kaydederek "Geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde toplam sayımız 45-50 bin aralığındayken kısa bir dönemde ikiye katladık, yıl sonu itibariyle bu rakamın 100 bini geçeceğini hedefliyoruz" dedi.
Bugüne kadar buradan bulunan donörlerden 9 hastaya kemik iliği nakli yapıldığını, halen bin 113 hastanın kemik iliği nakli beklediğini ifade eden Müezzinoğlu, "Bu hastaların da şu anda 44'ünde 10'da 10 doku tiplemesinde uyumu yakaladık. Yani 44 hasta, koşulları uygun olunca hekimleri karar verdiğinde nakle gidecekler. 10'a 9 uyumu yakaladığımız 166 hasta var. Bunlar da koşullar uygun olduğunda nakil olabilecekler" ifadesini kullandı.