Koronavirüs salgını, burka, peçeli çarşaf gibi yüzü tamamen örten giysileri yasaklayan Avrupa ülkelerinde yeni bir tartışmaya yol açtı.
Ülkeler Covid-19 vakalarındaki ani yükselişle yüz maskeleri takmayı zorunlu hale getirirken, bazıları maske ve burka yasağı arasında çelişki olduğunu söylüyor.
Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı'ndan (Equinet) Moana Genevey, "Dini nedenlerle yüzünüzü örtmenizin veya sağlık nedenleriyle yüzünüzü kapatmanızın farkı nedir ve bu ne zaman kabul edilebilir?" sorularını soruyor.
Fransa, 2011'de halka açık yerlerde tam yüz örtmeyi yasaklayan ilk Avrupa ülkesi oldu. Bazı Fransız şehirlerinde maske takmamanın cezası 135 Euro; aynı şekilde yüzü tamamen örten kıyafetler giyenler de 150 Euro'ya kadar ceza alıyor.
Yeni 'birlikte yaşama'
2014 yılında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Fransa'nın kamu güvenliği ve cinsiyet eşitliğinin korunması gerekçeleriyle kamuya açık alanda başörtüsü takılmasını yasaklayan iddialarını reddetti. Ancak, Fransızların “birlikte yaşama” (“le vivre ensemble”) ilkesine aykırı olduğunu kabul ederek yasağı onayladı. Fransa örneğinde, “birlikte yaşama” kavramının ihlali, “kardeşliğin (fraternity) reddi” olarak tanımlandı.
Üç yıl sonra, iki Belçikalı kadın da burka yasağının insan hakları hukukunu ihlal ettiğini savunarak davalarını AİHM'ye taşıdı. Samia Belcacemi hapishanede veya para cezasından korkarak peçeyi halka açık alanda takmayı bırakırken, Yamina Oussar evde kalmayı seçti.
Equinet Hukuk ve Politika Sorumlusu Dr. Jone Elizondo Urrestarazu, "Söylem tamamen değişti ve insanlardan demokratik bir toplumda birlikte yaşayabilmek için yüzlerini kapatmaları isteniyor. Birlikte yaşamak eskisi gibi bir anlam ifade etmiyor, bu yüzden belki bu argümanın değişkenliğini yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir." diyor.
Covid-19 salgını döneminde bu sorunun tekrar gündeme geldiğini belirten Genevey de “Bazı kadınlar, pandemi bağlamında yasağın kendilerine uygulanıp uygulanmayacağını soruyorlardı. Şimdi soru şu: Daha sonra normale dönecek miyiz?" diye soruyor.
İstihbarat ve güvenlik uzmanı Profesör Kenneth Lasoen, maskelerden dolayı suç oranının artabileceğini söylüyor: "Kısa vadede, yüz maskeleri takılarak tanınmanın zorlaştığından dolayı suçlarda bir artış yaşayabiliriz. Durumu dengelemek için, belediyeler sokaklarda yüz maskesi takanları izlemek için CCTV kameralarına yatırım yapıyor."
Lousen ayrıca durumun uzun vadade anayasal tartışmaları da beraberinde getireceğini söylüyor: "Mevcut durum, toplum içinde her türlü yüz maskesi takmak isteyenler için bir örnek oluşturduğundan, anayasal bir zorlukla karşı karşıya kalmamız çok muhtemel.”
"Burka yasağı" 2011 yılında Belçika'da uygulandı ve kimliğini gizleyebilecek şekilde yüzü örten kıyafetler halka açık yerlerde yasakladı.
Brüksel sokaklarında, bazı insanlar koronavirüs salgını ile burka da dahil olmak üzere diğer yüz kapatma türlerinin yasaklanması arasındaki bağlantıyı sorguluyor.
Burkanın yasak listesinden çıkarılmasını isteyenler de var, yasağın Covid-19 maskesiyle bir ilgisinin olmadığını söyleyen de.
Genevey, "Burka yasağı yalnızca dini gerekçelerle haklı gösteriliyorsa, bu ayrımcı bir yasadır" derken, Dr. Elizondo da "Bunun belirli bir dine mensup kadınları etkileyen bir şey olduğunu görmezden gelemeyiz" ifadesini kullanıyor.
Avrupa'daki Müslümanların yüzde 1'inden azının burka ve peçe taktığı belirtiliyor.
Kaynak: Euro News