Avukat Eda Salman: Hızlı tüketimden evlilikler de nasibini alıyor
Yapılan araştırmalar, son 2 yıldır Türkiye’de boşanma oranlarının arttığını gösteriyor. Avukat Eda Salman, bu durumda pandemi döneminde çiftlerin aynı evde baş başa kalmalarının büyük payı olduğunu söylüyor. Salman’a göre bir başka neden; tüketim kültürü. Avukat Salman, boşanma ve dava süreçleri hakkında dikkat çekici değerlendirmeler yaptı.

Oluşturma Tarihi: 2022-08-27 14:23:39

Güncelleme Tarihi: 2022-08-27 14:23:39

Avukat Eda Salman, boşanmaların artmasında pandemi sürecinin yanı sıra tüketim kültürünün rol oynadığını söyledi: “İçinde bulunduğumuz dönem, teknolojinin hızlı bir devinim içinde olduğu, bu devinimle beraber her şeyin sürekli değiştiği, eşyaların sürekli yenisinin, yeni modelinin ortaya çıktığı ve almaya, sahip olmaya yönelik talebin sürekli arttığı bir dönem. İlişkiler de bu hızlı tüketimden nasibini alıyor. Tamir etmek yerine yenisini almanın tercih edildiği bir zamanda ilişkilere karşı duruş da aynı oluyor. Emek vermek, düzeltmek yerine boşanma tercih ediliyor. Elbette bu, sorunlu evlilikler ne olursa olsun devam etsin demek değil. İlişkinin devamı konusunda iki tarafın çabalarının sonuçsuz kaldığı noktada boşanma, olması gereken bir sonuç olarak karşımıza çıkabiliyor. Böyle bir durumda önemli olan tarafların birbirlerinin kişilik haklarına zarar vermeden boşanabilmeleri. Bu noktada hukukun ve biz avukatların varlığı önemli. Taraflar boşanırken mutlaka doğru bir hukuksal destek için uzman bir avukata danışmalı.”

ÇOK SEVEN DE KARŞISINDAKİNE ZARAR VEREBİLİYOR

Evliliklerin sona erdirildiği dönemde sürecin genellikle iki taraf için de zorlayıcı olduğunu dile getiren Eda Salman, “Peki boşanma aşamasında işler neden çirkinleşiyor?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Bu biraz boşanmanın taraflar üzerindeki psikolojik etkileriyle ilgili. Psikoloji bunu ‘yas' sürecinde olmakla açıklıyor. Boşanma sürecinde tarafların kızgınlık, ümitsizlik, çaresizlik, öfke gibi duygular içinde olması, onları karşı tarafla pazarlık yapma, kavga, tehdit, inkâr gibi olumsuz davranışlara sokabiliyor. Önce inkâr, sonra kızgınlık, pazarlık ve depresyon aşamalarını yaşayan taraflar, kabullenme aşamasına gelene kadar birbirlerine olmadıkları kişiler gibi davranıyor. Aslında genellikle kimse özünde o süreçteki kadar kötü değil. ‘Duygu' ne kadar çoksa, ‘yas' o kadar sert yaşanıyor. Birbirine en çok zararı, karşısındakinden nefret edenler kadar karşısındakini çok sevenler de verebiliyor.”

BOŞANACAK ÇİFTLEREN ÇOK BUNLARI SORUYOR

Eda Salman, boşanma sürecindeki çiftlerin avukatlara en çok sordukları soruları da şöyle anlattı: “Boşanma düşüncesi içinde olan kişiler, can güvenliği, velayet gibi kaygıları olmadığı sürece, en çok boşanmanın mali sonuçları hakkında sorular soruyor. Olası boşanma davası sonunda elde edebileceği veya ödemek zorunda kalabileceği tazminat ve mal paylaşımı konusu, bu yola girmeden önce mutlaka netleştirilmek isteniyor. Davanın ne kadar süreceği, hangi tarafça açılması gerektiği, duruşmaya bizzat katılması gerekip gerekmediği, gizli olarak çekilmiş görüntü veya ses kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı gibi sorular da sıkça sorulan sorular arasında. 18 yaşından küçük ortak çocuk varsa, velayetin kendilerinde kalması için hangi şartların arandığı, can güvenliği kaygısı varsa bu konuyla ilgili alınabilecek tedbir ve uygulanabilecek yaptırımların neler olduğu evleviyetle soruluyor.