Erkeklerin babalık sürecine hangi yaşta geçip geçmedikleri değil önemli olan. Önemli olan ruhen beyin olarak bu süreçte kendilerini nerede görüyor oldukları ve bu konuda nasıl bir tavır takındıklarıdı...
Yaşa göre şekillenen babalık sürecinin de merhaleleri var elbette...
20-30 yaş
Bu yaşlar genellikle mesleki hedeflere ulaşma ya da hayallerin peşinden gidildiği bir dönemdir. Enerjinin maddi hedeflere, karşı cinsle ilişkilere ve güç kazanmaya yoğun olarak harcandığı yaşlardır. Kadınları daha derinden tanıma çabası vardır. Bir kısmı evlenme ve çocuk sahibi olma arzusu içindedirler.
40-50 yaş
Gençliğin yavaş yavaş elden gittiği ve geç kalındığı düşünülen bir dönemdir. Evlenme ve çocuk sahibi olmada kaygıların yaşandığı bir dönemdir. Çocuğa kaliteli vakit ayırmada enerjinin düştüğü ama sabrın da artığı bir dönemdir. Aile ve arkadaşlık ilişkilerinin, işlerin ve kişisel gelişimin daha da oturduğu yaşlardır. Hedeflerin önemli bir kısmına ulaşılmış olur. Sıra eksikliğinin hissedildiği konulara gelmiştir, özellikle de duygusal konularda.
50 ve sonrası
Biyolojik olarak rahatlıkla baba olabileceğiniz bir dönem olmasına rağmen “acaba çocuk sağlıklı olur mu, ben bu çocuğun büyüdüğünü gerebilecek miyim” gibi kaygılı düşüncelerin sarmaladığı bir dönemdir.
Genel olarak baba denildiği zaman insanların büyük bir kısmının aklına öncelikli olarak gelen şeylerden biri sertlik ve disiplin. Çünkü erkek ya da kız çocuk olmaları fark etmez çocukların büyük bir kısmının babaları ile alakalı ilişkileri oldukça sorunlu bir şekilde ilerliyor. İlk zamanlarda bu durum çok büyük etkileri beraberinde getirmiyor. Bunun nedeni ise annenin arada köprü vazifesi görmesi. Ancak ilerleyen dönemlerden itibaren çocukların babaları ile aralarındaki sorunların her geçen gün büyümeye başlaması ile beraber ortaya çıkan sonuçlar tahmin edilenden çok daha ciddi bir hale gelebiliyor.