Bakan Çağatay Kılıç, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin büyük bir ihanet ve geleceğini karartmaya çalışan FETÖ'nün saldırısı ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Kılıç, “FETÖ, devletin belli kademelerine sızmış, devletimizi terörize etmeye çalışan bir yapı. Bu yapıya artık her şey ortaya çıkmış iken hala bu şekilde yanında yer alanlar ile artık bizim işimiz olmaz” diye konuştu.
FETÖ yapılanmasının sporun içine sızdığına dikkat çekerek, Hakan Şükür ve Enes Kanter örneğini veren Bakan Çağatay Kılıç, “Mesela Hakan Şükür. Dönem içerisinde, Türk futbolu içerisinde belli başarılar elde etmiş ama devletine ve milletine ihanet içinde olanlar ile berber olursanız, o konu bitmiştir. Enes Kanter ile ilgili Ben hiç konuşmadım bu güne kadar. Daha önce bazı arkadaşlar, çiçeği burnunda federasyon başkanımız Hidayet Türkoğlu onunla ilgili açıklamayı yaptı. Kendisi ile aynı branşta ve tanıdığı, bildiği bir kişi. Hidayet'in değerlendirmesine bende katılıyorum. Bizim FETÖ terör örgütü ile birlikte çalışan, beraber olanlarla işimiz olmaz” şeklinde konuştu.
Bakan Çağatay Kılıç, FETÖ yapılanması konusunda kulüpler ile ilgili bir araştırma yapıldığını, bazı tespitlerin ortaya konduğunu ve yapılan bu tespitler doğrultusunda gerekli işlemlerin yapıldığını ifade etti.
“MAĞDUR OLAN VATANDAŞLARIDIR”
Bakan Çağatay Kılıç, FETÖ soruşturmasında muhalefetin bazı mağduriyetler yaşandığına yönelik iddialarına da şu yanıtı verdi:
“Şu anda muhalefet diyor ki mağduriyet var. Asıl mağdur olan 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve vatandaşlarıdır. Böyle bir şey olabilir mi? Birileri, TSK'nın şanlı üniformasını giyecek, F-16'ya binecek Ankara'nın semalarında ses hızını aşarak bir sürü şey yapacak, sonra milletin meclisini bombalayacak, gidecek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalayacak, İstanbul'da köprü kapatacaklar. Başarılı olsalardı ne ile karşılaşacağımızın hesabını yapabiliyorlar mı? Neymiş mağduriyet. Biz ince eleyip sık dokuyoruz. Aldığımız bilgiler ışığında çalışmalar yapıyoruz. Ama kusura bakmayın, biz acıyamayız. Adil olacağız ama acıma yok. Bizim de incelediğimiz bazı iddialar oluyor. Bana da gelen bakanlığımla ilgili şeyler var. Bakıyorsunuz matbudan çıkmış dilekçeler, aynı kelimeler, boş bırakılmış yerlere yerleştirilmiş isimler. Şimdi bundan şüphelenmez misiniz? Mağduriyetini dile getirenler açısından söylüyorum gerçekten mağduriyetle karşı karşıya kalanlar ile ilgili işlemler yapılıyor. Biliyorsunuz kanun hükmünde kararnamelerle görevine iade edilenler oldu. İnce eliyoruz sık dokuyoruz ama kusura bakmayın tekrar altını çizerek söylüyorum, acıma yok. Adil olacağız ama acımayacağız.”
“BİZİM İŞİMİZ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAK”
Bakan Çağatay Kılıç, dijital oyunlarda İslamofobik unsurlarla mücadele konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Bazı dijital oyunlarda İslam'ın kutsal olarak gördüğü birçok konunun, simgenin olumsuz olarak kullanıldığını anlatan Bakan Çağatay Kılıç, bununla ilgili olarak bir web sitesi hazırladıklarını ve bu oyunlarla alakalı başvuruları değerlendirdiklerini söyledi. İslamofobik unsurların tespit edilenlerini gerekli firmalara ileteceklerini anlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Ben zaman zaman farklı forumlara da bakıyorum. Mesela, ‘işiniz gücünüz yok mu? Bunlarla ilgileniyorsunuz' diyenler oluyor. Bizim işimiz gücümüz işte bunların bir parçası. Bizim işimiz gücümüz geleceğimize, kendi inancımıza, kendi değerlerimize sahip çıkmak” diye konuştu.
“HALKIN AB'YE DESTEĞİ YÜZDE 50'NİN ALTINDA”
Bakan Çağatay Kılıç, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile müzakereleri dondurma kararını da eleştirdi. Türkiye'nin 50 yılı aşkın bir süredir devam eden AB üyelik sürecinde, en büyük ivmenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldığını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, “Avrupa Birliği'yle beraber yaptığımız çalışmalara baktığımızda AK Parti iktidarının ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda çok büyük bir emeği var. Çok büyük kararlılığı söz konusu. Ama şu da bir gerçek; Avrupa sadece Türkiye ile olan ilişkilerinde değil kendi içerisinde de büyük tartışmalar ve çalkantılar yaşıyor. Ama Türkiye'ye karşı tutundukları tavra baktığımız da tabii ki bizim ve milletimizin de kabul etmediği bir durum sözkonusu. Kamuoyu araştırmalarına baktığınızda da Avrupa Birliği süreciyle alakalı milletin desteğinin ciddi anlamda düştüğünü görüyoruz. Yüzde 50'nin altında” şeklinde konuştu.