Banka promosyonu caiz mi?
Bankaların, kamu veya özel sektörde çalışanlara, çalıştığı kurumlar tarafından maaşlarını kendilerinden almayı tercih etmeleri karşılığında vermiş oldukları promosyonlara nasıl yaklaşılmalı?

Oluşturma Tarihi: 2021-03-29 19:52:36

Güncelleme Tarihi: 2021-03-29 19:52:36

Ekonomik, sosyal ve kültürel alanda karşılaştığımız ve kafamızda dini yönden çelişkiler yaşadığımız durumlarda aydınlatıcı bilgilere ihtiyaç duyarız. Bu bağlamda tartışmaların odağına girmeden dini yönden bu konuda nelerin uygun olup olmadığına bakmak gerek.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu da bu yönde sıkça başvurulan kaynaklar arasında.
İşte kafalarda sıkça soru işaretine neden olan konular ve bu konulara dair aydınlatıcı bilgiler:

Ticarette kar haddi

Fakihler kâr haddinin eşyadan eşyaya fark edebileceğini, bu sebeple de kesin bir takdir yapılamayacağını söylemişlerdir. Bununla birlikte piyasada suistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme yetkisi vardır. Aşırı fiyatın tespitinde ise bilirkişilerin günün piyasa şartları içerisindeki belirlemeleri esas alınır.

Peygamberimizin "Koyun" örneği

Hz. Peygamberin, kendisine kurbanlık bir koyun satın alması için para verdiği Hakîm b. Hizâm'ın bir dinara satın aldığı koyunu iki dinara satıp, sonra bir dinara bir koyun satın almasını (diğer bir rivayette bir dinara satın aldığı iki koyundan birisini bir dinara satmasını) kınamamış, üstelik ona hayır duada bulunmuştur.

Olgunlaşmamış sebze-meyve satışı

İslam âlimleri, Hz. Peygamberin, meyvesi olgunlaşıncaya kadar hurmanın ve aynı zamanda dânesi beyazlaşıp afetten emin oluncaya kadar da ekin satışını yasaklamasını gerekçe göstererek henüz olgunlaşmamış, kendisinden insan yiyeceği veya yem olarak yararlanılacak durumda olmayan sebze ve meyvelerin satışını caiz görmemişlerdir.
İnsanlar için yiyecek, hayvanlar için de yem olarak kullanılabilecek durumda olan sebze ve meyvelere gelince; bunların henüz olgunlaşmadan satışı caizdir.

İcra yolu ile satış

Alacaklının hakkının korunması açısından borçlunun mallarının satılması gerekebilir. Peygamberimiz, borcunu ödeyemeyen Muaz b. Cebel'in malını borcu karşılığında satmıştır ). Hz. Ömer de hac yolunda ticaret yaparken iflas eden bir kimsenin kalan mallarının, alacaklıları arasında taksim edilmesine hükmetmiştir.
Piyasa değerinde veya ona yakın bir fiyatla satılan hacizli malları satın almakta bir sakınca yoktur. Ancak haczedilen mal, değerinin çok altında satılır ise; Hanefilerden İbn Âbidîn akdin fasit olacağını, Şâfiî âlimlerden Nevevî ise geçerli olmakla birlikte bu malın satın alınmasının mekruh olacağını söylemişlerdir. Zira icradaki malların, değerinin çok altında satılması, borçlunun mağduriyetinden yararlanmak anlamına gelir. Bu sebeple hacizli malı satın almak isteyen kimsenin fiyatlandırmayı mümkün mertebe borçlunun mağduriyetini azaltacak şekilde gerçekleştirmesi hakkaniyete uygun olur.

Domuz yetiştirme

Hz. Peygamber, içki, leş, put ve domuzun satımının Allah ve Resûlü tarafından kesinlikle yasaklandığını bildirmiştir (Buhârî, Büyû, 112). Konuyla ilgili bu ayet ve hadislere dayanan İslam âlimleri; domuzun müslümanlar açısından mütekavvim (dinin mal kabul edip haram kılmadığı) bir mal olmadığını, mal olmayan bir şeyin müslümanın mülkü olamayacağı gibi akde de konu olamayacağını, bu sebeple satışının geçersiz, ticaretinin haram olduğunu söylemişlerdir. Buna göre domuzun yetiştirilmesi de, satılması da caiz değildir. Domuz üretimi veya ticaretinden elde edilen kazanç helal olmaz.

Banka promosyonu alınabilir mi?

Bankaların, kamu veya özel sektörde çalışanlara, çalıştığı kurumlar tarafından maaşlarını kendilerinden almayı tercih etmeleri karşılığında vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekle birlikte faiz şüphesinden de tümüyle uzak değildir.Bu itibarla, temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları; bilakis ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun olur.

Ölümlü kazada tazminat alınabilir mi?

Fakihler, hata yoluyla öldürme diyetini/tazminatını, suçlunun âkılesinin (kasıt unsuru bulunmayan öldürme veya yaralama hadisesinde suçlu adına diyet ödemeyi yüklenen şahıslar/kurumlar) ödemesi gerektiği üzerinde ittifak etmişlerdir.Fıkıhta tam diyet genellikle 100 deve veya 1.000 dinar (yaklaşık 4.250 gr. altın) olarak tespit edilmiş ve bunun âkıle tarafından ödeneceği belirtilmiştir.
Günümüzde klasik dönemde olduğu şekliyle âkıle müessesesi işletilemediğinden mevcut sigorta sistemi âkıle kapsamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla sigortanın karşılayacağı veya dava sonucu mahkemenin hükmedeceği miktar, tazminat/diyet yerine geçer. Söz konusu tazminat miktarı, İslam miras taksimatına göre kazada ölen kişinin varislerine verilir. Ayrıca ölüme neden olan suçlunun, “… Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutmalıdır” ayeti gereğince iki ay peş peşe oruç tutması gerekir.