Milliyet'ten Serpil Çevikcan'a konuşan Deniz Baykal, Bir Meclis Başkanı'nın Anayasa'daki yeminin aynen tekrar edilmesini sağlaması, talep etmesi en temel sorumluluğudur. Yeminin değiştirilmesine göz yummaya hakkı yoktur" dedi.
Baykal sözlerine şöyle devam etti:
''Bunun çaresi, anayasa değişikliği yapılırken, bunun dikkate alınması ve gereğinin yapılmasıdır. Yani buna derseniz ki, 'Boş ver, bunu istediği gibi söylesin', bu iyi bir tarz değil. Ülke böyle yönetilmez, siyaset böyle olmaz. Bu konudaki yeminin daha doğru bir şekilde düzenlenmesi talebini saygıyla karşılarım ve onun gereği yapılır. Benim tepkim o lafa değil. Yeminin kişisel bir tercihle, takdirle bozulmasına tepki. Ben orada öyle bir konuşma yapmasaydım bunu yapmayacakmış. Ne alakası var? Bu başka bir şey. Sen benim konuşmama cevap vereceksen, yeminini edersin, çıkarsın dışarıda cevabını verirsin. Orada yemini istediğin gibi değiştirmeye hakkın var mı? Bu demokratlık değil. Önce ciddi olacağız. Görevimizi doğru dürüst yapacağız. Meclis'i yöneteceğiz. Neye göre; elimizdeki hukuka göre. Elimizdeki hukuk yanlışsa onu düzelteceğiz. Düzeltmeden bozmaya göz yumamam. Ben ne Türkiye milleti ifadesini özel olarak kullanmak yoluyla tahrik edici olurum ne de Türk milleti Türk milleti diye kafaya vurmak isterim. Dikkat edilirse benim açış konuşmamda da 'Bizim dışımızda bu denildi' diyor. 'Bunu yapana Türk milleti denir' diyor. Bu, inkar edilemez. Ama bunu her yerde kafaya kakmak benim üslubum değil. Türkiye milleti diyene kızmak benim anlayışım değil. Türkiye milleti demeyi uygun gören de başımla beraber. Benim Türkiye milleti lafıyla bir kavgam, sıkıntım yok. Ortadaki yemin bu. Bu yemini değiştirmek isteyene de hiçbir itirazım yok. Türkiye milleti lafının söylenmesine de hiçbir itirazım yok. Ama 549 kişi böyle okuyup gereğini ifa etmişken, bir kişinin 'Ben bunları kabul etmiyorum' demesini haklı karşıladığınız zaman olay bambaşka bir yere gider.''