Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu'nun hedefinde bu kez HDP ve Selahattin Demirtaş var. Çözüm sürecinin savunucuları arasında yer alan isim, bugünkü yazısında eleştiri oklarını HDP'ye çevirdi. Yazar, "Tek taraflı şiddet analizleri…" başlıklı bugünkü köşesinde Çözüm sürecini Erdoğan'ın baltaladığını iddia eden Demirtaş ve HDP yöneticilerinin iktidara yönelik söylemlerini sorguladı.
ADALET HERKES İÇİN OLMALI
Erdoğan'ın çözüm sürecindeki kimi açıklamalarını hatalı bulan yazar, eleştirilerin aslan payını HDP'ye verdi. Bayramoğlu, "Söyledik, siyaset ve demokrasi, adalet ve hakkaniyet sadece hükümet değil herkes için, Kürt hareketi, kanaat önderleri için de pusula olmalıdır. Ne var ki böyle olmuyor." diye yazdı.
Çözüm sürecinin kopuşunda hükümetin hataları yanında, Kürt tarafının da ciddi hata ve sorumluluğu bulunduğunu aktaran Bayramoğlu, bu durumun muhalefet tarafından örtülmeye, Kürtler tarafından doğrulanarak geçiştirilmeye çalışıldığını savundu.
Yazarın eleştirileri bununla sınırlı değildi. Kobani ve Rojava politkalarında yanlış gördüğü noktaları sıralayan Bayramoğlu, yazısını bomba sorular ve çözüm sürecini ateşe atan PKK'nın eylem takvimini köşesine taşıyarak tamamlıyor:
BARIŞ GÖRÜŞÜLÜRKEN EYLEM VE TEHDİT
"Kobani olaylarındaki sorumluluk, Rojava'yı dayatma yöntemindeki sorumluluk, barış görüşülürken devletleşme çabalarını göstermesi, alan kontrolüne girişilmesi, bunları kah eylem kah tehdit şeklinde sıkça bıçağın ucunun gösterilerek yapması en az AK Parti'nin tutumu kadar tartışmaya, eleştireye açık durumlar değil midir?
Veya hükümete dair eksiklikler, sorumluluklar ya da hatalar, Kürt hareketinin şiddet kullanması, infazlar yapmasını doğrular mı ya da bunların üzerini örter mi örneğin?
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARININI, CİNAYETLERİ DOĞAL SEBEBİ OLARAK İLAN ETMEK KABUL EDİLEBİLİR Mİ?
Çözüm sürecinde şu ya da bu yanlışların, Erdoğan'ın kimi açıklamalarının karşılığı öldürmek ve bu cinayetleri doğal bir sonuç olarak ilan etmek kabul edilebilir mi?
Bakın şu takvime:
11 Temmuz'da KCK ateşkesi bitirdiğini açıklayan bir bildiri yayınlıyor.
15 Temmuz'da KCK yöneticisi Bese Hozat'ın Özgür Gündem'de, “yeni süreç devrimci halk savaşı sürecidir” diyen bir yazısı çıkıyor.
19 Temmuz'da, KCK Eş Başkanı Cemil Bayık halka silahlanma çağrısı yapıyor.
20 Temmuz'da Suruç saldırısı yaşanıyor.
21 Temmuz'da Bese Hozat saldırının sorumlusunun AKP olduğunu ilan ediyor ve HDP'lilerden benzer açıklamalar geliyor.
22 Temmuz'da Ceylanpınar'da iki polisin uyurken vurulup öldürülmesini PKK 'Suruç'a misilleme'diye üstleniyor.
23 Temmuz'da Diyarbakır'da bir başka misillemede başka bir polis öldürülüyor.
24 Temmuz'da asker IŞİD mevzilerini vuruyor. HDP bunu Türkiye'nin Suruç saldırsını örtbas etmek ve göz boyamak yapıldığını söylüyor.
YA VİCDAN HAKKANİYET?
Ve ardından Türkiye'nin operasyon kararı geliyor.
Peki Demirtaş'tan, HDP'den, tek taraflı şiddet analizcilerininden bir izahat beklemek gerekmez mi?
Ya vicdan ve hakkaniyet?"