Et yemekleri Türk mutfağının demirbaşıdır.Türkler'de Anadolu'ya geçişle başlayan etle beraber sebze ve bakliyat yeme alışkanlığı, Osmanlı mutfağının sağlıklı beslenmeye ilişkin temellerini oluşturmuştur ama Orta Asya'da Türkler tam bir et ve yağ bağımlısıdır.
Bu et bağımlılığı damak zevkimini bugün de şekillendiriyor.
Sofralar için vazgeçilmez
Misafirlerimizi ağırlarken etli yemekler ikram etmek, geçmişten gelen bir zenginlik göstergesi olarak hâlen günümüzde de devam etmektedir.Bugün Türk mutfağına damga vuran et yemekleri dünya mutfaklarına da büyük tesir ediyor.
İşte etin en lizzetli sunumuyla birlikte 7 hali
Adana ve Urfa Kebap
Adana ve Urfa deyince akla ilk gelen kebap. İki farklı kebap olarak isimlendirilseler de aslında Adana ve Urfa kebapları temelde aynıdır. Sadece Adana kebabı Urfa kebabına göre biraz daha acıdır. Kıyma hailne getirilen etler genellikle soğan, sarımsak ve yerel baharatlarla birlikte yoğrulup şişe geçirilerek pişirilir. Kebaplar diğer ızgara sebzelerle servis edilmektedir.
Cağ Kebap
Adı yoğunlukla Erzurum ile özdeşleşse de ülkenin farklı bölgelerinde iddialı kebapçılar da mevcut. Cağ kebap adını bu iş için özel olarak yapılmış ve “cağ” denen şişlerden alıyor. Kebabın yapımı için önce etler boylamasına kesilerek kemiklerinden sıyrılır. Sonra şişe takılacak boyutlara getirilir, tuzlanarak dinlenmeye bırakılır. Ayrı bir yerde soğan ince ince doğranır, karabiber ve tuzla iyice yoğurulur. Bu harçla etler terbiye edilir, en azından bir saat bekletilir. Terbiye işlemi bittikten sonra etler şişe dizilir ve kömür ateşinin karşısında çevirerek pişirilir. Kebap, cağlarla ya da buradan bıçak yardımı ile çıkarılarak servis edilir. Kebabın yanında mevsimine göre kuru soğan ya da domates, biber yer alır ancak lavaş cağ kebabının olmazsa olmazıdır.
Çöp Şiş
Restoranların ve pikniklerin olmazsa olmazlarından. Şiş kebaba çok benzer olan çöp şişin tek farkı, şişlerin demir yerine tahta olmasıdır. Ancak kullanılan etler ve sebzeler temelde aynıdır. Çöp şiş, şiş kebaba nispeten, daha küçük et parçaları ve daha az sebze içermektedir. Daha küçük parçalarda yapıldığı için diğer kebap çeşitlerine göre daha çıtır çıtırdır.
İskender Kebap
Birçok yörede yapılan İskender kebabı ilk defa 1867 yılında Mehmet oğlu İskender Efendi tarafından yapıldığı biliniyor.İskender Efendi kebapçıların yaygın olduğu Bursa Kayhan'daki dükkânlarında, kuzu etini sinir ve kemiklerinden ayırdıktan sonra, dikey çubuğa kat kat yerleştirir ve dik bir ocağın önünde döndürerek pişirmeye başlar. Et ince-ince kesilir, kebaplık pide adı verilen pideler küçük parçalara ayrıldıktan sonra ocakta kızartılır, kesilen etler pidelerin arasına yerleştirilir.
Bu farklı kebap Bursa'da çok dikkat çeker ve İskender Efendi'nin “dönen kebabı” olarak adlandırılır. İskender Kebabı, döner kebap parçalarının küçük kareler şeklinde kesilmiş pide ekmeklerinin üzerine serilir. Daha sonra tereyağında hazırlanmış baharatlı domates sosu üzerine dökülür ve yanında yoğurt ile servis edilir. Bazı yörelerde közlenmiş biber ve domates ile de servis edilen İskender kebap, en doyurucu kebap türlerinden biri.
Patlıcan Kebabı
Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan Patlıcan Kebabının gerek görüntüsü gerekse lezzeti ile kebaplar içerisinde özel bir yeri vardır. Patlıcan Kebabında kullanılan malzemeler ve etin terbiye edilme şekilleri yöreden yöreye farklılık göstermekle birlikte, sebze ve etin muhteşem uyumu damaklarda unutulmaz bir tat bırakmaktadır.
Şiş Kebap
Ülkemizde yaygın olarak yapılan kebapların başında gelen ve birçok yörede yapılan şiş kebap, adını kullanılan şişlerden almaktadır. Şiş kebap çoğunlukla sadece kırmızı etten yapılsa da bazen et ile birlikte şişe dizilen patlıcan, domates, biber, soğan ve mantar ile birlikte de tercih edilmektedir.
Yozgat Tandır Kebabı
Yozgat ilinde yapılan "Yozgat Tandır Kebabı" adını yıllardır Yozgat ilinde kendine has üretim yöntemiyle yapılmasından dolayı almaktadır. Yozgat Tandır Kebabını diğer kebap türlerinden ayıran en önemli özelliği etin Bozok yaylasında doğal ortamda, doğal besinlerle beslenerek yetiştirilen toklu diye tabir edilen 1 yaş kuzulardan elde edilmiş olması ve kendine has pişirme tekniği olan özel olarak hazırlanmış tandır ocaklarında iki taraflı ateşin ortasında şişlere takılarak pişirilmesidir.