AA'nın haberine göre, İstanbul'da yaşayan Tayip G, arabasını kiraya verilmek üzere oto kiralama şirketine bıraktı. Araba, bu şirket tarafından Fatih D'ye kiralandı. Fatih D'nin süre sonunda aracı getirmemesi üzerine emniyete yapılan şikayet sonucunda arabanın sahte kimlikle Kadir S'ye satıldığı belirlendi.
Tayip G, araç satış sözleşmesinin iptali, arabanın kendisine geri verilmesi istemiyle dava açtı.
Davalı Kadir S. ise internet üzerinden satıcılarla irtibat kurduğunu, arabayı noter sözleşmesiyle satın aldığını, daha sonra çalıntı olduğu gerekçesiyle araca el konulduğunu, asıl mağdurun kendisi olduğunu savunarak, aracın kendisinde kalmasını istedi.
Davayı görüşen Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, aracın sahte kimlikle yapılan satışının geçersiz olduğuna, satış sözleşmesinin iptaline ve davacı Tayip G'ye iadesine karar verdi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, kiraladığı arabası sahte kimlikle başkasına satılan kişinin, aracını geri alabilmesi amacıyla alıcıya, arabası için ödediği ücreti geri vermesi gerektiğine hükmetti.
"Malı başkasına emaneten bırakan kimse, az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin, alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir." denilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Sahibinin elinden rızası hilafına çıkan bir şeyi, iyi niyetli üçüncü şahıs bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs gerekse daha sonraki edinenler aleyhinde açacağı iade davasını kazanabilmesi için aracı alan üçüncü şahsa araç için ödediği bedeli vermesi gerekir."