Çavuşoğlu: Yapılan saldırı 'barbarca'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, hiçbir uyarı yapılmadan doğrudan bomba ve toplarla saldırılmasını 'barbarca' bir yaklaşım olarak nitelendirdi.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-11 16:59:46

Güncelleme Tarihi: 2015-05-11 16:59:46

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya açıklarında Türk gemisine düzenlenen saldırıyla ilgili Türkiye'nin diplomatik girişimlerde bulunduğunu, Libya'daki Tobruk yönetiminin atadığı İstanbul başkonsolosuna Türkiye'nin tepkisinin iletildiğini ve nota gönderildiğini bildirdi.

Bakan Çavuşoğlu, TRT Türk'ün canlı yayınında Libya'daki saldırı, Suriye, Irak ve terör örgütleri, Kıbrıs'ta çözüm arayışları ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarının oy kullanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çavuşoğlu, hiçbir uyarı yapılmadan Libya açıklarında Türk gemisine saldırı düzenlendiğini, saldırıda 3. kaptanın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Biz tabii diplomatik girişimlerimizi yaptık. Hem İstanbul'daki başkonsolosluğa hem de Ankara'daki büyükelçiliğe. İstanbul'daki başkonsolos da Tobruk'un atadığı kişi olduğu için hem tepkimizi hem de notamızı gönderdik" dedi.

İlgili yerlere bütün girişimlerin yapıldığını aktaran Çavuşoğlu, ticari bir yük gemisi karaya yanaşırken ve her türlü araştırma ve soruşturma imkanı varken hiçbir uyarı yapılmadan doğrudan bomba ve toplarla saldırılmasını "barbarca" bir yaklaşım olarak nitelendirdi.

Bir Türk şirketine ait Cook Adaları bandıralı kuru yük gemisi "Tuna-1"e yapılan saldırının Libya'daki durumun gerçek sebebinin bir göstergesi olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Libya'nın kendi içine düştüğü durumun sebeplerini herkes merak ediyor. İşte göstergelerinden biri. Dışarıdan müdahaleler var, askeri yardım yapanlar var, silah yardımı yapanlar var. Hava saldırısı düzenleyenler var, yeni bir Sisi olma yolunda hevesli bir Hafter var. Libya'da bir taraftan müzakereler devam ederken bunu bozmak için adeta girişim yapan gruplar ve bunların dışarıdan destekçileri var."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya'da bir ulusal birlik hükümeti kurulmasını istediğini hatırlatarak, özel temsilci Emrullah İşler'in her iki tarafa da ziyaretlerde bulunduğunu ve bölge ile sürekli temas halinde olduğunu söyledi. "Biz bölgenin gerçeklerini çok iyi biliyoruz" diyen Çavuşoğlu, Suriye, Irak, Yemen konularında Türkiye'nin son derece net politikalar izlediğini vurguladı.

- NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı -

Antalya'da yapılacak NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı ve G20 Zirvesi'ne ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, iki gün sürecek toplantıda sadece 28 üye ülkenin dışişleri bakanları ve temsilcilerinin değil, aynı zamanda 50'den fazla ülkenin ve uluslararası örgütün temsilcilerinin bulunacağını kaydetti.

Çavuşoğlu, toplantı kapsamında Afganistan, Ukrayna, Kuzey Avrupa ve pek çok konuda özel toplantıların yanı sıra dışişleri bakanlarıyla ikili görüşmelerin de yapılacağını belirtti.

- Suriye ve Irak -

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye, Irak ve Yemen konusundaki politikalarının açık olduğunu, amaçlarının bu ülkelerde kan ve gözyaşı yerine çözüm bulmak olduğunu bildirdi.

"Bizim düşüncelerimiz, 4-5 sene önce söylediklerimiz maalesef bugün gerçek oldu" diyen Çavuşoğlu, 8 ay önce terör örgütü DAEŞ'e karşı bir koalisyon oluşturulduğunu, Türkiye'nin DAEŞ ile mücadelede hangi adımların atılması gerektiğine dair düşüncelerini açık ve net bir şekilde söylediğini, DAEŞ ile mücadelenin hava saldırılarıyla yürütülemeyeceğini söyledi.

Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün ve Katar'da uygulanacak eğit-donat programına da değinen Çavuşoğlu, eğitimlerin başlamasındaki gecikmenin sebebinin görüş ayrılığından değil, teknik çalışmaların uzun sürmesinden kaynaklandığını kaydetti.

Çavuşoğlu, İran ve Rusya'nın halen Suriye'de rejimi desteklediğini, siyasi bir dönüşüm için müzakerelerin bir an önce başlaması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Esed'den sonra kim yönetecek, herkes bu soruyu soruyor. Suriye Ulusal Koalisyonu, Suriye'de yaşayan halkın hepsini temsil ediyor. İçinde Kürtler var, Hristiyanlar var, Şii, Nusayri, Türkmen, Arap herkes var. Burayı daha güçlendirerek en azından geçici yönetimi oluşturmak istiyorsak Esed rejimine alternatif bir güç oluşması gerekiyor. Bugünkü şartlarda zaten Esed'in yerine kim gelse daha iyi olur. Çünkü bu rejim 300 bine yakın insanın ölmesine sebep oldu ve büyük bir kısmını da kendisi doğrudan öldürdü"

- Yemen -

Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini dile getiren Çavuşoğlu, Kral Salman ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretiyle ilişkilerin yeniden ivme kazandığını aktardı.

Çavuşoğlu, Yemen konusunda da Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin de katılacağı geniş katılımlı toplantıda Yemen'in geleceğinin ele alınacağını, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

- Kıbrıs -

Çavuşoğlu, Kıbrıs hakkında ise Türkiye'nin Kıbrıs'ta çözüm konusunda herkesten bir adım ileride olduğunu, KKTC'nin çıkarlarını da koruması gerektiğini, kalıcı ve iki devletli bir çözüm istediğini belirtti.

Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum kesimi ve Mısır'ın nisan sonunda düzenlediği zirvede imzalanan ortak açıklamanın coğrafi, fiziki ve hukuki olarak anlamı bulunmadığını belirten Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin içinde olmadığı kısıtlamaların geçerliliğinin olmayacağını söyledi. Çavuşoğlu, "Mısır'ın darbe yönetimini eleştirdiğimiz için Yunanistan ve Rum kesimi ile hareket etmesini aslında biraz da çocukça buluyoruz" diye konuştu.

- Seçimler -

Bakan Çavuşoğlu, 7 Haziran genel seçimlerine ilişkin olarak da yurt dışındaki vatandaşları oy vererek demokratik haklarını kullanmaya çağırdı. Yurt dışındaki vatandaşların seçme hakkından sonra seçilme hakkına da kavuşacağını açıklayan Çavuşoğlu, "Nasıl Antalya bir seçim bölgesiyle yurt dışı da bir seçim bölgesi olacak. Doğrudan kendi milletvekillerini seçip Ankara'ya gönderecekler" diye konuştu.

Çavuşoğlu, 1915 olaylarına ilişkin bir soru üzerine de Türkiye'nin verdiği olumlu mesajların Ermenistan tarafında karşılığını bulmadığını belirtti. Çavuşoğlu, Ermenistan'ın yurt dışındaki siyasi partilere ya da meclislere karar aldırmayı kendine misyon edindiğini ifade etti.

Tarihle ilgili kararları vermenin siyasilerin veya meclislerin haddi olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Tek taraflı hafızaya dayalı bilgilerle meclislerin tarihi olaylarla karar vermesi saçmalık. Bir kere bu doğru da olsa yanlış da olsa meclislerin 'öyle veya böyle' demesi, sınırlı bilgiyle böyle kararlar vermesi maalesef iki yüzlülüğün başka bir göstergesi" şeklinde konuştu.

Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın dünyada özellikle de Avrupa'da artış eğiliminde olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Almanya'da son yıllarda Türklere yönelik saldırıların 200'e yaklaştığı bilgisini verdi.

"NSU davası gerçekten ibretlik bir dava. Sürekli görüyorsunuz şahitler yok ediliyor, ifade verenler öldürülüyor ve kimin öldürdüğü de ortaya çıkmadı. Zaten NSU davasında Alman istihbaratının bu işin içinde olduğu ortaya çıktı. Şu anda 201'inci duruşmada ve maalesef bir sonuç yok" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, yabancı düşmanlığının Avrupa'nın hastalığı haline geldiğini söyledi.