CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan ve Cumhuriyet gazetelerinde yer alan röportajlarında partisinin AKP ile koalisyon kurma ihtimaline değindi. Kamuoyunda oluşan “AK Parti-CHP koalisyonu gerçekleşecek” algısının ise hayal kırıklığı ile sonuçlanabileceğini söyledi. CHP liderinin başlangıcından itibaren ve temelden değiştirilmesini istediği iki husus var: Dış politika ve eğitim sistemi.
CHP'nin ekstra kriterleri: Dış politika ve eğitim
CHP lideri, yolsuzluk soruşturmalarının yeniden açılması ve Erdoğan'ın anayasal sınırlarına dönmesi gibi taleplerin parlamenter sistem içinde zamanla çözüleceğini söyledi ve iki konuda temelden değişiklikler talep ettiklerini belirtti:
“Dış politikanın, içerideki bürokratik yapının tepeden tırnağa değişmesi lâzım. Bu bürokratik yapıyla siz Türkiye'yi çağdaş uygarlığa götüremezsiniz. Bu eğitim sistemiyle Türkiye'yi aydınlığa taşıyamazsınız. Bunlar temel değişikliklerdir. AK Parti, ‘Evet, haklısınız, biz bu değişiklikleri yapmalıyız' diyecek mi? Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır'a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz Batı'ya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği'ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği'ne de geçmişte verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.”
“Var olan anlayışın arka tekeri oluruz”
Kılıçdaroğlu AK Parti'nin partisi ile koalisyonunun, birçok konuda devletin anlayışının yeniden değişmesine bağlı olduğunu söyledi;
“Yani sadece iki siyasal partinin yan yana gelmesiyle çözülecek kadar basit bir sorun değil bu. 13 yıllık birikim var. Ciddi bir tortu var. Kalıplaşmış, kangren bir yapı var. Bu yapıyı sizin yeniden, hatta neşter atıp düzeltmeniz gerekiyor… Bu anlayış iktidara egemen olmadığı sürece, biz sadece ve sadece, yani koalisyon ortağı olursak, var olan anlayışın arka tekerleği oluruz. Bizim de zaten böyle bir niyetimiz asla ve asla yok, olamaz da. Ciddi değişimin ve dönüşümlerin Türkiye'si yapacaksak, o zaman evet. Bunu yapmayacaksak, bizim bu koalisyonda işimiz yok.”
‘Ben ihtimal vermiyorum'
CHP lideri kamuoyundaki AK Parti - CHP koalisyonu beklentisiyle ilgili olarak şunları söyledi:
“Böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz. Çünkü ben hâlâ bir AK Parti - CHP koalisyonunun olacağına pek ihtimal vermiyorum… Çünkü bu işin zorlukları çok fazla… CHP bir söz verdiği zaman, sözünün arkasında durur. İki, CHP'nin kuralları evrensel kurallar olur. Uygar bir ülkede geçerli olanlar ne ise aynı kuralların Türkiye'de olmasını isteriz biz.”
Kılıçdaroğlu zor olmasına rağmen bu çabanın hayal kırıklığı ile sonuçlanmasını da istemediğini belirtti. AK Parti-CHP koalisyonunun oluşturulması daha zor bir birliktelik olsa da AK Parti-MHP koalisyonundan daha uzun ömürlü olacağını düşünüyor. İş dünyasının AKParti-CHP koalisyonu talebini kendisine ilettiğini de belirtiyor.
“Esas sorun güven”
Kılıçdaroğlu iki parti arasındaki asıl açmazın güven sorunu olduğunu belirtti:
“AK Parti'yle aramızda ciddi bir güven sorunu var. Bu aşılmadan, bir koalisyon için bir araya gelmek bile çok zor. Güven sorununu besleyen unsurlar var geçmişten… Etik değerleri güçlü, verdiği sözün arkasında duran bir kültürle karşı karşıya değiliz. Temel nokta şu: Güven sorunu çözülmeden bu iş olmaz. Bu güven sorununun çözülmesi lâzım. Bize güveni nasıl verecekler? Biz güvenmeyi istiyoruz ama o güveni duyacak verileri görmek istiyoruz. O yüzden dedim, görüldüğü kadar kolay bir ihtimal yok ortada.”
“Rövanşist olmayacağız”
Kılıçdaroğlu 17-25 Aralık, MİT TIR'ları gibi konuları Meclis'e getirip getirmeyecekleri sorusuna şu yanıtı verdi:
“Onlar da gelir ama hemen gelmez. Sanki böyle Erdoğan'dan intikam alıyormuş gibi bir havayı da vermek istemiyoruz. Bu normal akışı içinde parlamentoya gelmeli ve gerçekten hukuk kuralları içinde gelmeli. Yeni deliller, suç unsurları çıkmalı ki sağlıklı bir şekilde, önyargısız oturulup görüşülebilsin, tartışılabilsin. Öbür türlü vatandaşın aklında şu olmasın; ‘Bunlar geldiler, intikam hırsıyla hareket ediyorlar, bir rövanş gibi...' Toplumda böyle bir beklenti de var ama bu CHP'ye yakışmaz. ‘Meclis çoğunluğumuz var, intikam hırsıyla gidelim, üstüne yürüyelim. Biz bunu hallederiz' demek Kenan Evren'in yargılanmasına benziyor.”
‘Kendimizi reddetmeyiz'
“Baş başa görüşmenizde Cumhurbaşkanı ile ilgili özel bir talebiniz olacak mı?” sorusuna verdiği yanıt ise şöyle:
“Cumhurbaşkanı'nın koalisyon görüşmelerinde gündeme gelmesini hiç doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanı kendi yerinde oturuyor zaten. Ondan istediğimiz temel bir kural var; onu da defalarca seslendirdik, kendi anayasal çizgilerine çekilsin o kadar. Onun koalisyon görüşmelerinin bir parçası olmasını asla doğru bulmuyoruz.”
“Meclis Başkanı'nın gücü yok ki…”
Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Deniz Baykal'ın Meclis başkanlığının AK Parti tarafından desteklenmesi durumunda bunun muhtemel bir koalisyonun da işareti olacağı yorumuna ise katılmadı:
“Hiç doğru değil. Meclis Başkanı… Gücü yok ki, koalisyonun ya da koalisyon pazarlığının bir parçası olsun. Orası bir protokol görevi. Yani Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'dan gelen yetkilerinin yarısı burada olsa, o zaman deriz ki, ‘Bu çok önemli bir makam'. Bu bildiğimiz bir protokol makamı.”