radikal.com.tr'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, İzmir Çiğli'de, geçen 27 Temmuz'da bir grubun kavşakta ateş yakıp çöp konteynırlarıyla yolu kapattığı ihbarı gelmişti. Aynı gün Emniyet'e ulaşan ihbarda; yolu kapatanların Dev-Sol, DHKP/C, TKİP ve TKEP/L adlı sol örgütlere mensup olduğu, aynı kişilerin ertesi gün silahlı ve molotof kokteylli eylem yapacağı, tüm örgütlerin birlikte hareket edeceği, kendi aralarında“Silahlı çatışma olmazsa olmazımız. Molotof atıp ortalığı savaş alanına çevireceğiz” diye konuştukları iddia edilmişti. İzmir Terörle Mücadele Şubesi de ihbarda adı geçen, tamamı CHP üyesi ve Muş Vartolu olan yedi genci gözaltına almıştı.
Mahkemeye çıkarılan yedi genç verdikleri ifadelerde, eylemle ilgileri olmadığını belirtirken, neyle suçlandıklarını da anlamadıklarını söylemişti. Silahlı örgüt üyeliği, kamu malına zarar
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, ikisi firari, dokuz genç hakkında ‘silahlı örgüt üyeliği, kamu malına zarar verme ve kanuna aykırı gösteri düzenleme' suçlaması yöneltildi. Gençlerin hangi örgüte üye oldukları belirtilmezken, Suruç'taki yaşanan katliama karşılık eylem yaptıkları iddia edildi.
İddianamede şöyle denildi: “Yasadışı terör örgütü üyesi olan şüphelilerin, MLKP terör örgütünün açık alan yapılanması olan SGDF organizesinde 19-24 Temmuz 2015 tarihlerinde Şanlıurfa Suruç ilçesine mücavir Suriye ülkesi Ayn El Arap (Kobane) bölgesine yönelik düzenledikleri etkinlik kapsamında 20 Temmuz 2015 günü yaşanan canlı bomba eylemi ile ilgili ülke genelindeki eylemler çerçevesinde, Suruç'ta ölen şahıslara destek vermek amacıyla yol kesip konteynırları ateşe vermek suretiyle eylem düzenledikleri…” ‘Hukuki dayanağı yok'
İddianameyi kabul eden Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Ekim 2015'e duruşma günü verilmesine karar verdi.
Gençlerin avukatı Eylem Yıldız, iddianamede örgütün belirtilmediğine dikkat çekerek, “İddianamenin hiçbir hukuki dayanağı yok. Müvekkilimle cezaevinde görüştüm. Biz görüşene kadar kendisinin DHKP/C'li olarak suçlandığını düşünmüş. Çünkü iddianame eline ulaşınca oradaki hükümlüler böyle söylemiş ve bu yüzden ciddi bir psikolojik sıkıntıya girmiş. Biz ona izah ettik. Zira hangi örgüte üye oldukları konusunda ne bir delil ne de bir gerekçe var. Ayrıca böyle bir dava için üç ay sonrasına duruşma günü verilmesi de birey haklarını ihlal ediyor” dedi.