Çocukla şakalaşırken hangi ifadeler sakıncalı?
Prof. Dr. Mübeccel Sara Gönen (Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi): Örneğin oyuncağını alıp “Ben vermem, benim oldu!” gibi gereksiz şakalar, somut düşünme aşamasındaki çocuklar için kaygı verici ve korkutucu olabildiğinden, kesinlikle yapılmaması gereken davranışlardır. Bu durum çocuğun olumsuz duygusallık yaşamasına, ağlamasına yol açabilir.
Büşra Tarçalır (Uzman klinik psikolog): Çocuklarla nasıl iletişim kuracağımızı bilmiyoruz. Nedense toplumsal olarak çocukların canlarını sıkacak, itiraz edecekleri ifadeleri tercih ediyoruz, üstelik bu tepkileri de çok komik buluyoruz. Herhalde çocuğu sinir ettiğimizde tepki alacağımızdan emin oluyoruz! “Sen gel, benim oğlum ol!”, “Bu benim annem, sen başka anne bul!”, “Ben yiyeceğim hepsini, sana yok!”, “Sevgilin var mı, söyle bakalım!” gibi özellikle okul öncesi dönem çocuklarının anlamlandırmakta güçlük çektiği söylemlerde bulunuyoruz. Bu yaş grubundaki çocukların henüz soyut düşünme becerisi gelişmemiştir, dolayısıyla şakacı bir tutumla ortaya atılan bu sözleri gerçek zannederler. Sanki o kişi isterse onu ailesinden koparabilirmiş ve hatta annesini alabilirmiş gibi gelir ve büyük bir tehdit hisseder çocuk. Öte yandan bazı ifadeler oldukça indirgemeci ve mahremiyeti ihlal edici! Bir yetişkine yapamayacağınız şakayı, soramayacağınız soruyu çocuğa da soramazsınız. Şaka karşılıklı olduğunda komiktir, bir taraf bundan korkuyorsa, hoşlanmıyorsa işin eğlencesi kaçmıştır.
“Seni çirkin, seni tipsiz” vb. sözlerle çocuğu sevenler de bir hayli fazla. Bunlar doğru mu?
Prof. Dr. Mübeccel Gönen: Çocukla şakalaşırken “Nazar değmesin!” diyerek, eski bir inanışla ‘güzel' yerine ‘çirkin' ifadesini kullanmaya da halk arasında sıkça rastlanır. Bebekler bu ifadelerden zedelenmeyebilir ancak 2-3 yaştan sonra çocuklar bu ifadeler ve şakalardan hoşlanmayabilirler. Komik şakalar çocuğu eğlendirebilir ancak şakanın içeriği, yaşa uygunluğu, yapan kişinin çocukla iletişimi çok önemlidir. Yetişkinler bireysel farklara saygı ve özen göstermeli, çocuğa yönelik olumsuz konuşma ve etiketlemelerden kaçınmalı. Çocukla iletişim daima pozitif duygusal kalitede olmalı.
Büşra Tarçalır: Nedense çocukla doğrudan iletişime geçmek yerine dolambaçlı yolları tercih ediyoruz. Bir çocuğu güzel huylarıyla, becerileriyle ve varlığının size hissettirdiği duygularla sevmek o çocuğu şımartmaz, bu bir şehir efsanesi. Beyin deneyimle değişir, insan ilişkiyle iyileşir. Buradaki matematik hesabının şaşmayacağını garanti ederim. Çocuğa, “Çirkin, tipsiz, tombik, çiroz, safinaz, şaşkoloz” vb. dediğimizde sevgimizi ifade etmiş olmuyoruz, buradan sevgi dışında birçok şey çıkar ama üzgünüm sevgi çıkmaz. Sinirlendirme ihtimali de yukarıda sözünü ettiğim üzere, çocuğun katılım sağlamadığı, yetişkinin monolog olarak sürdürdüğü bir iletişim kuramama hali.
Anne-babalara ve ‘çocuk sevgisi içinden taşarak' aşırıya kaçanlara önerileriniz neler?
Prof. Dr. Mübeccel Sara Gönen: Çocuk gelişiminin ve öğrenmenin tüm alanları fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal olarak birbiriyle ilişkili ve önemlidir. Yetişkinlerin çocuklarının davranışına tepkileri erken çocuklukta gurur ve suçluluk gibi duyguların ortaya çıkmasına yol açabilir. Yetişkinlerin çocuğa karşı tutumlarına dikkat etmesi gerekir. Her olayda aşırı onaylama ve sevgi gösterisi yaşayan çocuk aksi durumlarda sevgisiz kalmaktan korkabilir. Çocuğun sağlıklı benlik geliştirmesi için koşulsuz sevildiğini hissetmesi gerekir. Genelde çocuklarla farklı konular konuşmak, çocuğu dinlemek, olumlu durumu ödüllendirmek çocuğa güven verir. Olumsuzları görmezden gelmek ise davranışın değişmesine yol açar. Çocuğun her duruma uygun tepki görmesi sürekli dikkat çekerek kendini çevreye ispatlamaya çalışmasını önleyecektir
Büşra Tarçalır: Bu tavırların tamamı çocukların birey olma kabulüne ters düşen hareketler. Sıkıştırıyoruz; beden bütünlüğünü, dokunulmaya onay verip vermemesini hiçe sayıyoruz. “Öptürmezsen seni sevmem!” diyoruz. Yani bir yandan sevginin koşulsuz olmadığını söylüyor, öte yandan tehdit ediyoruz. Bile isteye kızdırıyoruz ve bir anlamda “Senin öfken benim eğlence kaynağım, sen bu esnada ne yaşıyorsan çok da umursamıyorum” demiş oluyoruz. Bunlar çok sınırlayıcı müdahaleler ve çocuk için anlamlandırması kolay olmayan deneyimler. Sevgimizi göstermenin daha şefkatli, gene oyuncu ama sınırı aşmayan yollarını bulabiliriz. Bize söylendiğinde rahatsız olmayacağımız cümleler kuralım çocuklarımıza.