Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, 0-2 yaş aralığında kreş ve benzeri kurumlara kayıt oranında en alt sırada yer alıyor. Belçika ve Danimarka'da yüzde 60'ların üzerinde olan bu oran, Türkiye'de yüzde 0,9.
Türkiye'de kreş çağındaki çocuk sayısı, TÜİK'in 2018 sonu verilerine göre 9 milyon 361 bin düzeyinde. Öte yandan, TÜİK'in hazırlamış olduğu Aile Yapısı Araştırması, 1 milyon 230 bin kadının çocuklarına baktıkları için iş gücü piyasasına hiç girmediklerini tespit ederken, 1 milyon 112 bin kadın ise çocuk bakımı nedeniyle işten ayrılmış durumda.
Çocuk aktiviteleri
Kreşlerde çocukların çeşitli aktiviteler yapıp yaşıtları ile zaman geçirmeleri, sosyal kuralları öğrenmelerinin avantajları ise daha çok 1,5 - 2 yaş aralığındaki çocuklara hitap ediyor, dolayısıyla 0-2 yaş çocuk sahibi anneler kreşin gerekli olmayabileceğini düşünebiliyor.
Kreşler, belli prensipler ve kurallara göre işliyor; yemek saati, uyku saati, oyun saati daha net ve düzenli. Bazı aileler çocukların bu düzen için 3 yaşından önce çok hazır olmayacaklarını düşünebiliyor ve bu nedenle çocuklarını ilk yaşlarda kreşe göndermek istemiyorlar. Bazı çocuklar gerçekten hazır olmayabiliyor da. Hazır olmadıklarında ise, sonrasında okul reddi gibi sorunlar yaşanabiliyor.
Deneyimleme ve keşfetme
Gelişim uzmanlarına göre çocuklar deneyimleyerek ve keşfederek öğrenebiliyorlar; beyin gelişimleri de en çok 0-5 yaş aralığında oluyor.Bu yaş aralığında çocukların farklı ortamlara girmesi, farklı deneyimler yaşayabilmeleri beyin gelişimleri için çok olumlu iken, bu deneyimleri edinirken kendilerini güvende hissetmeleri, ihtiyaçlarına duyarlı cevap verebilecek sabit bir kişinin varlığı da önemli. Özellikle 0-2 yaş aralığında kreşin ve kreşte bakım veren kişilerin çocuğun bu ihtiyaçlarına cevap verebilecek yetkinlikte olmasına dikkat etmek gerekiyor.