Psikolog Can Anarat, yaşanılan deprem felaketinden sonra herkesin içinde olduğu deprem korkusuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Deprem korkusunun belirtilerini anlatarak bu korkuyla başa çıkmak ve onu yenmek için yapılması gerekenlere de ışık tuttu.
Deprem korkusunun, afetin gerçekleşmesi endişesiyle yaşanılan yoğun bir anksiyete (kaygı) durumu olduğunu açıklayan Psikolog Can Anarat, bu korkunun özellikle deprem deneyimlerinden sonra ortaya çıkabileceğini ve depremzedeler başta olmak üzere, dolaylı olarak etkilenen kişilerde de yaygın olarak görülebileceğinin altını çizdi. Deprem korkusunun, kişinin günlük aktivitelerini ve işlevselliğini etkileyebileceğini belirten Anarat, “Bu korku, bazı durumlarda kişinin günlük sorumluluklarını yerine getirememesine veya deprem riski olan bölgelere gitmekten kaçınmasına neden olabilir. Ancak diğer korku ve fobiler gibi, deprem korkusuyla da sağlıklı bir şekilde başa çıkmak için ruh sağlığı uzmanlarından psikolojik destek alınabilir” diye konuştu.
DEPREM KORKUSUNUN BELİRTİLERİ
Çoğu korku türünde olduğu gibi deprem korkusunun belirtilerinin ve şiddetinin kişiden kişiye göre değiştiğini söyleyen Anarat, deprem korkusuyla ilgili genel olarak görülebilecek anksiyete ve depresif ruh hali belirtilerini şöyle sıraladı:
- Depremle ilgili tekrarlayan düşünceler veya kâbuslar,
- Depremle ilgili haberlerin sürekli takibi,
- Kas gerginliği, kalp çarpıntısı, terleme gibi fiziksel anksiyete belirtileri,
- Geceleri uykusuzluk ya da uyku bölünmeleri,
- Alkol veya madde kullanımı gibi sağlıksız kaçınma yöntemleri,
- Umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü,
- Sosyal çekilme (Daha az insanla görüşme/konuşma),
- Aşırı iştah veya iştahsızlık,
- Yorgunluk ve halsizlik,
- Normalden daha yavaş hareket etme veya konuşma,
- Hiçbir şey yapmak istememe.
Deprem korkusuyla başa çıkmak için yapılabilecek birçok şey olduğunu belirten Psikolog Can Anarat, en önemli dört maddeyi şu şekilde açıkladı:
DEPREM SONRASINDA GÖRÜLEN PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR
Bu dönemde, deprem korkusu, kaygı ve depresif ruh hali sorunlarıyla çokça karşılaştıklarını belirten Anarat, “Bu sorunlar, son derece anormal bir duruma verilen normal tepkiler olarak değerlendirilebilir. Binlerce insanın vefat haberini almışken, yas tutmak ve aynı zamanda kendi hayatımız için de endişelenmek aslında çok doğal. Bu endişeler, içinde bulunduğumuz coğrafyanın gerçeklerini bize hatırlatıyor ve harekete geçmemizi sağlıyorsa, bunun son derece sağlıklı ve yararlı olduğunu söylemek mümkün olabilir. Ancak travmatik olayın üstünden bir ay geçtiyse ve eğer bu endişeler, kaygılar günlük yaşamımızdaki sorumluluklarımızı yapmamızı engelliyorsa psikolojik bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Travma sonrası stres bozukluğundan bahsedebilmek için, olayın üstünden en az bir ay gibi bir süreç geçmesi gerekiyor. Bu nedenle travmatik olaylar sonrasındaki ilk bir ayda yaşanılan psikolojik sorunları hemen etiketlememek ve iyileşmeye zaman tanımak çok önemli. Yaşadığımız psikolojik sorunları doğru yönlendirmek ve günlük hayatımızda işlevsellik anlamında büyük sorunlara yol açmamasına dikkat etmek gerekiyor” dedi.
PSİKOLOJİK DESTEĞİN 4 ÖNEMLİ FAYDASI
Deprem korkusunun aşırı olması durumunda kişinin günlük yaşamının ciddi anlamda olumsuz etkilenebileceğinin altını çizen Anarat, bu korkunun aşırı anksiyete, panik atak, depresif ruh hali ve diğer psikolojik sorunları beraberinde getirebileceğini ifade etti. Deprem korkusunun belirtilerinin, bir ruh sağlığı uzmanından alınan destekle hafifleyebileceği gibi tamamen geçmesinin mümkün olduğunu da söyleyen Anarat, psikolojik desteğin deprem korkusuna faydalarını şöyle sıraladı: