Dilipak: Muharrem İnce’ye ince ince..
Abdurrahman Dilipak, CHP'li Muharrem İnce'ye söylediği bir sözü köşesinden hatırlattı...

Oluşturma Tarihi: 2015-11-04 08:37:35

Güncelleme Tarihi: 2015-11-04 08:37:35

Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü "Muharrem İnce'ye ince ince.." başlıklı yazısında CHP'li Muharrem İnce'nin AK Parti hakkında söylediklerini hatırlatarak eleştirdi. “AK Parti % 49 oy alırsa gider kitap okurum, tavuk beslerim” diye Muharrem İnce'nin sözünü eleştiren Dilipak, "Ben olsam böyle bir şey söylemezdim. Büyük konuşmuş. Mesela CHP % 49 oy alsaydı ben ne yapardım. Gider arkadaşlarla konuşurdum. Sonra “biz nerede yanlış yaptık” diye düşünürdüm" dedi.

İşte Abdurrahman Dilipak'ın o yazısından bir bölüm:

Muharrem İnce “AK Parti % 49 oy alırsa gider kitap okurum, tavuk beslerim” demiş. Üzüldüm. CHP'nin bugün düştüğü durumun sebeplerinden biri de bu ruh hali. Ali Nesin de CHP içindeki krizi bir başka açıdan yorumlamış. Bu ideoloji ile, Kemalizmle, bu psikoloji, bu söylemle bir yere gidemezsiniz.. Sorunun kaynağı içinizde. Kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşuyorsunuz.

Bakıyorum kimi Türkiye'yi terk etmekten söz ediyor.. Niye, nereye.. Biri Fransa'ya gitmiş. AK Parti'nin Fransa'daki oy oranı Türkiye'dekinden daha az değil. Fransa'nın Mali ya da Çad politikasını hatırlayacak olursa belki Fransa'yı da terk etmek isteyebilir.. Sormak gerek, Türkiye değilse neresi..

Ben olsam böyle bir şey söylemezdim. Büyük konuşmuş. Mesela CHP % 49 oy alsaydı ben ne yapardım. Gider arkadaşlarla konuşurdum. Sonra “biz nerede yanlış yaptık” diye düşünürdüm.

Eğer mal, can, namus, akıl, inanç ve neslime yönelik açık ve yakın bir tehlike söz konusu değilse öyle kaçmaz, küsüp köye gidip tavuk beslemezdim.. Direnirdim, direndim.. 44 yıl sürdü, bir ömür boyu sürdü bu.. Pişman değilim. Bugün aynı şartlara dönersek, yine aynı şeyi yapardım.

Kitap da okurdum, bahçeli evim varsa tavuk da beslerdim ama bunu siyasete alternatif bir iş olarak görmezdim..

Geçmişte neler yaşadıklarımızı düşünüyorum da; günde beş kez, haftada 5 gün mahkemede duruşmaya çıktım. 500 yıldan daha fazla mahkûmiyet talebi ile yargılandım. Ama bir yere gitmedim.

Mesela Mekke'de Resulullah ne yaptı ise onu yapardım. Taife giderdim mesela.

İstanbul'da CHP % 49 oy alsaydı değil, biz 49 kişi kalsaydık, çıkıp “biz Müslümanlardanız ve buradayız” derdim. Şefkat talep ederdim. Yani hukuk ve meşruiyet temelinde bir muamele talep ederdim. Erdemli, akıl ve hikmet sahibi insanlarla birlik olurdum.. Bıçak kemiğe dayanırsa Medine'ye gider Elçi'nin yaptığını yapardım. Güç sahibi olunca döner yine gelirdim. Ben güç sahibi olduğumda ise, daha önce bana yapılanları onlara yapmadan önce, Hz. Yusuf'un yaptığı gibi yapardım. Benim peygamberim Mekke'yi fethettiği gün Kâbe'nin önünde öyle yaptı: Kardeşim Yusuf'un söylediği gibi söylüyorum demişti, dün ayağına taş atıp, yoluna diken döküp, arkasından küfredenlere.

Mekke'de Hılful Fudul, Medine'de ilk sosyal sözleşme imzalayan Resul'ün ayak izlerinden yürüyerek, farklılıklarımıza rağmen barış için bir arada yaşamanın yollarını arardım. “Bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsin” derdim mesela.

Aramızdaki fark bu. Bana kalırsa bir yere gitmemeli.. “Yanıldım” demeli. Böyle halkçılık olmaz. Cumhuriyetçilikten söz ediyorsanız, böyle konuşamazsınız.

Ya bu topraklarda farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşama sabır ve tahammülünü gösterecek, adalet, barış ve hürriyeti sadece kendimiz için değil ötekiler için de kabul edeceğiz ya da bu ülkeyi birbirimiz için cehenneme çevireceğiz. Başkalarının kan ve gözyaşları, çalınan alın terleri üzerine kendilerine iktidar ve servet hayali kuranlarla, nefreti sevgisinden, öfkesi aklından ve merhametinden büyük insanlarla bir yere gidemeyiz..

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!