İŞTE DİLİPAK'IN YAZISI;
Size yardım gelip başarıya ulaştığınızda şükretmeniz ve size verilenlerden ikram etmeniz gerekmez mi idi. O gün güç sizin elinize geçince, her taraftan size koşup geldiler. Güç sizden gittiğinde onlar çevrenizden dağılıp gideceklerdir. Aslında onlar size değil, elinizde tuttuğunuz şeyler için çevrenizde dönüp dolaşıyorlardı. Yoksa siz onların size geldiklerini mi sandınız!
Şimdi “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım diye” düşünmenin zamanıdır.
Bu sonucu kimse beğenmedi. Millet kendi iradesi ile kendi başına çorap ördü. Kendi düşen ağlamaz. Onlara “tadın ellerinizle yaptığınız şeylerin karşılığını” denecek. Birilerinin son pişmanlığın fayda vermeyeceğini bilmesi gerekiyor. Bedel ödeyeceksiniz. Koalisyonun nasıl bir şey olduğunu yaşayarak görecek, öğreneceksiniz.
Paralelciler, SP, BBP'liler mutlular mı şimdi bu sonuçtan.. Hani birilerine olan öfkeniz sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek, işi ehline verecektiniz. “Ama onlar...” Evet onlar, birilerinin yanlışlığı bir başkasına yanlış yapma izni vermez ki, sonra ne farkınız kalır.. Bir şeyi ancak daha iyisi ile değiştirebilirsiniz. Akılsızca tecihlerle Tosya'ya pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz sonra, örnekte görüldüğü gibi. AK Parti, iktidar yolunda mümkün olan özelliklere sahip bir parti olarak, tercih ettiklerinizin hangisinden daha kötü idi, söyler misiniz..
Neyse olan oldu.. Olanla ölene çare yok. O zaman önümüze bakalım. AK Parti çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendine batırması gerek.. Aslında AK Partililer %41'le üzüntülü. Ötekiler, , 16, 25 ile mutlu.. Aslında ötekiler kendi başarıları ile mutlu olmaktan çok, AK Parti'nin tek başına iktidar olamamasından mutlular. Oyunu belirgin bir şekilde artıran HDP'nin başarısı ise, kendi başarısından çok, öfke ve kıskançlık koalisyonunun bir başarısı. Ve bu başarı ona hayır getirmeyebilir..
Kendi partisine oy vermeyen adayınız, il başkanınız var ya hu! Nereden buldunuz bunları. Çok mu aradınız da buldunuz bu tipleri ya da bunları size kim getirdi? Biz size ulaşamaz iken birileri nasıl da kolay ulaşıyormuş demek.. Ya hu, size değil, nerede ise müşavirlerinize ulaşılmaz olmuştu. Mesaj bıraksanız geri dönme lütfunda bile bulunmuyorlardı.
Kendi partisine oy vermeyen belediye başkanlarınız var.. Oy vermemesini bırakın, aleyhte çalışanlar var.. Aynı şekilde kadın kollarınız var. Kelam, akaid kelimesini duymamış, yurtdışında okumuş, iyi eğitim almış “bizim iyi çocuklar”a gençlik teşkilatlarını emanet ederseniz olacağı buydu.. Reklam ajansları, toplantı organizasyonu şirketleri, bu media ve bu bürokrasi ile buraya kadar.. Abdurrahim Boynukalın yeni gelmişti, bir şeyler yapmak istiyordu, işler çok yoğundu. Tamam da sonuç ortada. Peki şimdi.. Evet, bekliyoruz.. Malesef hayat bizi beklemiyor.. Tabanın sesine kulak verilmesi ve onlara bir şeyler söylenmesi gerek. Yoksa söylenti umutsuzluğun ve çözümsüzlüğün ikinci adresidir. Hiçbir gerçek, söylenti kadar tehlikeli değildir.
Belediyelerinize çekidüzen vermezseniz, bugün parlamento seçimlerinde yaşadığınızdan daha vahim bir sonuçla karşılaşabilirsiniz.. Bu, yemekten doymayan lanet olası adamları başınızdan savın artık. Herkesin gördüklerini, duyduklarını siz görmüyor, duymuyorsanız, o zaman bırakın bu işi.. Birkaç kişinin yaptıklarının ceremesini bütün millete çektirme hakkı yok kimsenin. Zaten siz eğer kendinizi değiştirmeme konusunda ısrarcı olursanız, bu yanlışları bırakmazsanız, millet sizi bırakır. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Siz kendinizi değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Üniversite gençliği ne hallerde, ya da o kültür etkinliklerinde ne anlatılıyor biliyor musunuz. Ya da o belediye kamu kurumlarının dergilerinde yazılanlar. İşadamlarınızın reklam katalogları ne öyle.. Spor koçları spor yapmaya gelen gençlere ne anlatıyor..
Sahi sivil kimse kaldı mı? Herkes bilgisayar kullanıcısı, tüketicisi oldu da yazılımcılarımız nerde. İşin ihale ötesi bir boyutu var. Mesela kim çileye talip. Teşkilatınıza bakın bakalım, gelene “ne işin var, niçin geldin, kimi arıyorsun, randevun var mı” diye soruyorlar. Zaten gelen ya işadamı, ya işe girmek isteyen biri, referans ya da torpil bulmaya gelmiştir ya da bir şikayeti vardır. Böyle bir şey.
Sanırım gelinen noktada her şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerek.. Tamam bir lider değişikliği var.. Ray ya da vites değişikliğinde olur böyle şeyler. Yeni bir başlangıç için bu sonuç bir fırsat olabilir. Selâm ve dua ile..