Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü "Bakın, anlamıyor musunuz?.." başlıklı yazısında 1 Kasım seçim sonuçlarının kamuoyunda ve AK Parti çevresinde yarattığı durumu değerlendirdi. Gururlanmayın! Yüklendiği sorumluluğun idrakinde olanların omuzlarına binen yükün, onların nefesini kesmesi gerekir aslında, ifadesini kullanan Dilipak, "Bu dünya bir imtihan yeridir. Her şey geçicidir.. Bu dünyada sahip olduğunuz her ne ise, onu Allah'ın rızası için vermeye, kurban etmeye hazır değilseniz, o şey sizin için sırtınızda faydasız bir yüktür.. Siz o şeyi Allah'a kurban ederseniz, Allah size ondan daha hayırlısını verecek" dedi.
İşte Abdurrahman Dilipak'ın yazısından bir bölüm:
Basındaki tartışmalara bakıyorum da, siz ne diyorsunuz ya hu! Sadece ötekiler değil, bizimkiler de savrulmuş gidiyor.
AK Parti, Erdoğan, Davudoğlu olmasaymış ne olurmuş!. Öyle hemen ne korkuya kapılın, ne de umuda.. Havf ile Reca arasında bir yerde durmak gerek.. Böylesine büyük bir emanetin sorumluluğu altında, nasıl bir yük yüklendiğinin farkında olan insanların dudakları titrer.. Öte yandan Allah'a güvenin. Ümitsizliğe kapılmayın, eğer biz Onunla isek, “O, bizimledir.” Hani Erdoğan'ın o klibinde dediği gibi..
Aynı soruyu bir kez daha sorayım, “babam kız olsaydı ben kim olurdum”.. Ne Tanrıyı kıyamete ne de Allah'ı iktidara zorlayabilirsiniz.. Vazgeçin bu boş işlerden.. “Kaderin üstünde bir kader, göklerden gelen bir karar vardır”.. Bunu görmüyor musunuz!..
“Allah, (cc) servet ve iktidarı, halklar ve ülkeler arasında evirir çevirir”.. “Allah, bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.” Haşa, Allah'ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen parasına para, yetmeyen aklına akıl yetirecek değilsiniz..
Gururlanmayın! Yüklendiği sorumluluğun idrakinde olanların omuzlarına binen yükün, onların nefesini kesmesi gerekir aslında.. Unutmayın, sadece yaptıklarınızdan değil, yapmanız gerekirken yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz..
Şunu aklımızdan çıkarmayalım, bu zaferi bahşeden Allah size sadece çalışmanızın karşılığı olarak bunu ihsan etmedi, bu zaferin harcındaKudüs'teki, Gazze'deki, Mısırlı, Suriyeli, Morolu, Myanmarlı, Bosnalı Müslümanların dualarının bereketi de vardır..
“Kasımpaşalı Tayyib” ya da “Davudoğlu Ahmet bey”e bu iktidarı verenAllah (cc), Kuyudaki Yusuf'u Mısır'a Sultan eden Allah'tır. O Allah ki, verdiği iktidar ve servetin hesabını da sorar. O aynı Allah, Allah'ın arslanı, ilmin kapısı, ehlibeytin kaynağı olan Hz. Ali (RA)'a iktidar vermedi..
Bu bir imtihandır. Hz. Süleyman bütün zamanların en zengini idi. Hz. Eyyüb yaşadığı zamanın en zengini oldu, sonra en yoksulu oldu, sonra iki katı bir güce ve servete erişti.
Eba Zer'in iktisat teorisi vardı, ama o acından öldü.
Hz. Ömer Halid b. Velid'i niçin görevinden azletmişti.. “Müslümanlar nerede ise zaferi Allah'tan değil, Halid b. Velid'den bekliyor olacaklardı”.Halid her gittiği savaştan zaferle ve ganimetlerle dönüyordu.. Halid'in kumanda ettiği her savaşta kaybeden taraf karşı taraftı. İnsanlar artık öyle düşünmeye başlamışlardı ki, Hz. Ömer, Halid b. Velid'i görevinden azletti. Çünkü insanlar zaferi Allah'tan değil, Halid'den bekliyor olacaklardı. Halid b. Velid azledildi, yerine komuta edecek olan kölesi Zeyd'di.
Erdoğan seçim sonrası Eyyüb sultanda sabah namazına gitti. Yönünü kıbleye döndü ve yüzünü yere koydu. Ona bu zaferi ihsan edene kulluğunu arz etti. Onu yücelten, arzı ihlas ettiği kıblegahdı.. Tüm dünyadaki müminlerin sevgi ve duası o “istikbal-i kıble” yüzü suyu hürmetinedir. Bu böyle biline.. Hadi gelin, bizi öldürmeye gelenler, o kulluğun enginliğinde yeniden hayat bulun..
Bu dünya bir imtihan yeridir. Her şey geçicidir.. Bu dünyada sahip olduğunuz her ne ise, onu Allah'ın rızası için vermeye, kurban etmeye hazır değilseniz, o şey sizin için sırtınızda faydasız bir yüktür.. Siz o şeyi Allah'a kurban ederseniz, Allah size ondan daha hayırlısını verecek. Onun 10 katı, 100 katı, hatta 700 katını ikram edecek, can sunarsanız sizi ölümsüz kılacak.. Ondan çalarsanız, O sizin için azab vesilesi olacak..
Bu ölümsüzlük ve zenginliğin sırrı bizi Allah'a yaklaştıracak.. Ve biz o zaman Hakk'ın yeryüzündeki gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Allah o zaman bizim ellerimizle zalimleri cezalandıracak ve mazlumlara yardım edecek. İşte Allah o zaman yeryüzünü bize mescid kılacak..
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetyiz. Yeryüzünden hesaba çekileceğiz.. Müminlerle müttehid, yeryüzünün bütün erdemli insanları ile müttefik, değer üreten herkesle nimet ve külfet dengesi ile itilaf üzre olacağız.. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı duracağız, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek.. Şiarımız odur ki, herkes için adalet, meşruiyet temelinde herkesle barış ve temel emniyetler konusunda tehdit oluşturmayan herkese özgürlük..
Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak dışında bir kurtuluş yoktur bizim için..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!