Dilipak: Üst aklın hedefi...
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye ve bölgemizde son haftalarda artan olayların müsebbipleri arasında gösterilen “üst aklın” hedeflerini anlattı.

Oluşturma Tarihi: 2015-08-13 09:00:42

Güncelleme Tarihi: 2015-08-13 09:00:42

Vahdet'in sorularını cevaplayan tecrübeli Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye ve bölgemizde son dönemde artan terör olaylarıyla ilgili olarak gündeme gelen “üst akıl” konusunda çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.  Dilipak, “üst akıl” denilen aklın “üstün bir akıl” değil, derin ve paralel devleti dizayn eden güçlerin aklı olduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgede Batı'nın askeri ve siyasi taşeronu olmasının istendiğini kaydetti. 

 Suruç'taki intihar saldırısının ardından artan PKK saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet. Bu bir milat. Hem barış süreci, hem de Türkiye'nin bölge güvenliğine ilişkin politikalarında yeni bir dönemin başladığını görüyoruz. Bu saldırılar sadece Türkiye'yi hedef almıyordu. Irak ve Suriye'yi de hedef alıyordu. Evdeki hesapları çarşıya uymadı ve bu silah geri tepti. Türkiye'nin kararlı duruşu Suriye üzerindeki kirli planları da boşa çıkarttı. Dahası, bu saatten sonra artık Esed Suriye'nin devlet başkanı değil, ülkenin %20'sini kontrol eden Nuseyri silahlı gruplarının örgüt lideridir..

 Bu değişimin olumlu sonuçlar doğurabilmesi için ne gibi adımlar atılmalı?

Kararlılık, süreklilik ve gelişmeler hakkında düzenli olarak basına bilgi akışı sağlanması, bölge ülkeleri ve müttefiklerin ilkelden bilgilendirilmesi gerek..

KIZIM SANA SÖYLÜYORUM GELİNİM SEN ANLA

 Türkiye IŞİD ve PKK unsurları ile mücadelesinde nasıl bir denge kurmak istiyor?

Tehdit kimden gelirse gelsin, misli ile mukabele. İçeriden gelen tehditlere karşı da anında etkin ve sıcak tepki verilmesi sözkonusu. DAEŞ'e verilen cevap bu anlamda aynı zamanda PKK ve PYD'ye ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle' kabilinden bir mesaj.

 Bu mesaj ilgili tüm yerlere ulaştı mı sizce?

Herkes Ankara'nın mesajını aldı. Dış dünya da aldı mesajı. Bundan sonra da bu kararlılığın sürmesi bekleniyor... 

ÜST AKLIN AMACI NE?

 Bölgedeki gelişmelerin bir ‘üst akıl' tarafından yönlendirildiği konuşuluyor. Bu ‘akıl' kim ve hesapları arasında Türkiye'ye biçilen rol nedir?

Üst akıl denilen akıl üstün bir akıl değil. Derin ve paralel devleti dizayn eden güçlerin aklı. Türkiye'nin bölgede batının askeri ve siyasi taşeronu olması isteniyor. İsrail'in varlık güvenliği, batı kavram ve kurumları ve sisteminin korunması, ABD ve NATO'nun askeri ve stratejik hedefleri ile uluslararası örgütler, sözleşmeler ve düzenin sürdürülmesinin önünde engel olunmaması, bu üst aklın öncelikli hedefi.

 Türkiye bu hengamenin nihayetinde ne tür neticelerle karşılaşabilir?

Bu kendi içimizde bütünlüğümüzü korumamıza bağlı. Tabi ekonomik ve siyasi dengelerin korunması, gelecek vizyonu, saygınlık önemli. Gideceği yeri bilmeyen kaptana hiç bir rüzgar fayda sağlamaz. Dürüst, bilgili, cesur yöneticiler, bu davaya gönül veren sivil kadrolar da aynı şekilde önemli.

Her şeyi Ankara'dan beklemek olmaz

 Türkiye'nin iç huzuru noktasında ailelerin, imamların, öğretmenlerin, kanaat önderlerinin ne gibi sorumlulukları var?

Herkesin bu taşın altına elini koyması gerek.. Basın da, iş dünyası da, aile reisleri, okul, cami, herkes bu yolda bir sorumluluk üslenmeli.. Her şeyi Ankara'dan beklemek olmaz.

 Kimi ‘Akil İnsanlar Heyeti' mensuplarından son terör olayları vesilesiyle gerekli tepki gelmediği; hatta bazılarının terör odaklarına destek veren beyanlarda bulunduğu eleştiri ve değerlendirmeleri yapılıyor... Neler söylersiniz?

Akil adamlardan pek azı savruldu.. Ekibin çoğu çizgisini sürdürüyor.. HDP çizginin dışına savruldu. Hükümet kendi çizgisini koruyor. Bu süreçte durduğu yer itibarı ile kim kimdir, şimdi daha iyi anlaşılıyor.