Program, Ankaralıların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Programa katılan binlerce kişi, ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla işgalci İsrail'in saldırılarına tepki göstererek, Filistin'e destek mesajı verdi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım yaptı. Mavi Marmara ile işgalci İsrail'in gerçek yüzünü tüm dünyanın gördüğünü belirten Yıldırım, “Dünyada 800 üs kuran ABD'nin İncirlik'teki üssüne gittik. Dünyanın çeşitli yerlerindeki aktivistler programlarımıza geldiler ve şimdi onlar da Batı'da ABD'yi protesto ediyorlar. ABD tarihindeki en zor durumunu yaşıyor” dedi.
“Bu dava Mandela'nın vasiyetiydi”
Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı davayı hatırlatan Yıldırım, “Bu dava Mandela'nın vasiyetidir. Mandela dedi ki; size vasiyetim, Filistin'in özgürleşmesi için elinizden geleni yapacaksınız. Güney Afrika'da bu davayı açanlar, Mavi Marmara Davası'nda da avukatlık yaptı. Bir güzel eylem yaparsınız, sonuçları çok farklı olabilir. Yeni gemilerle Ariş Limanı'nı geçeceğiz. Refah Sınır Kapısı açılacak. Hem karadan hem de denizden bu ambargolar kalkacak inşallah” dedi.
“Vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz”
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Dr. Fayed Mustafa, işgalci İsrail'in çocuklara, kadınlara ve sivillere saldırdığını belirtti. Mustafa, “Siyonizm ve İsrail, faşizmin ve Nazi ideolojisinin ürünüdür. İşlemedikleri suç kalmadı. Batı, işgalcilere destek vererek, işgal altındaki insanlara verilen yardımları keserek zulümden taraf oluyor. Filistinli Müslümanlar olarak toprağımıza kök salmaya ve vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. İslam dünyasının ülkeleri bu Siyonist çetenin Mescid-i Aksa'ya ve Filistin'e yaptığı saldırılara karşı kararlı bir duruş sergilemelidir. Bağımsızlığa dönük kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği ve sevgisi” ifadelerini kullandı.
“Duamız ve desteğimiz devam etmeli”
“Gazze için duamız, desteğimiz ve boykot devam etmeli” diyen Sosyal Doku Vakfı Onursal Başkanı Nureddin Yıldız ise, “Biz bir ümmetiz. Bu ümmet, hiçbir zaman mevsimlik ve yöresel bir ümmet olamaz. Çünkü biz evrenseliz, çünkü biz kıyamete kadar Allah'a kul olma sorumluluğu ile yaşayacağız. 70 defa 7 Ekim gelse biz ilk günkü gibi zulme karşı durmaya devam etmek zorundayız. Kudüs'ü, Gazze'yi imanımızın bir parçası olarak yüreğimizde tutmalıyız. Ömrümüz oldukça biz Gazze'deki kardeşlerimizle beraber olacağız” dedi.
“İsrail kınamadan değil, güçten anlar”
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen de, Filistinlilerin Mescid-i Aksa'yı ve ülkelerini işgale karşı savunduğunu belirtti. İşliyen, “Filistin'de kardeşlerimiz, biz ölsek de bizim evlatlarımız Mescid-i Aksa'yı ve Filistin'i koruyacak diyorlar. Rabbimiz; zalimlerin sonuna, mazlumların kurtuluşuna şahit olabilmeyi bizlere nasip eylesin” dedi.
“Emperyalistler bize diz çöktüremeyecekler” diyen Dr. Abdulaziz Kıranşal, “Biz zalimlere yardakçılık yapmayı yasaklayan bir dinin mensuplarıyız. Erbakan Hocamız'ın dediği gibi, İsrail kınamadan anlamaz, İsrail güçten anlar. Geçmişte Bosna'da, Çeçenistan'da, Afganistan'da, Arakan'da, Yemen'de ve işgale uğrayan diğer coğrafyalarda ne yaşandıysa, Gazze'de de o yaşanıyor” dedi.
“Sizi meydanlarda görünce cesaretimiz artıyor”
Yazar Abdurrezzak Ateş, Gazze'de masum insanların İsrail saldırılarına maruz kaldığını belirterek, “Kudüs 400 yıl boyunca Osmanlı'nın himayesinde huzur ve selam yurdu oldu. Tarih bizi yeniden çağırıyor. Filistinli bir kardeşimize, ‘size yeterince destek olamıyoruz, yalnızca mitingler yapıyoruz' dediğimde, ‘biz sizi meydanlarda gördüğümüzde cesaretimiz artıyor, yalnız olmadığımızı hissediyoruz” demişti” ifadelerini kullandı.
Program sırasında hayırsever bir katılımcı, Gazze'ye destek olmak için İHH İnsani Yardım Vakfı'na gayrimenkul bağışında bulundu.
Diriliş Buluşmaları Ankara Programı, Filistin için yapılan duanın ardından sona erdi.