Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

'Dünyadaki cenneti es geçmeden hiçbir hayırlı işe el atamazsınız'

Geçtiğimiz günlerde 80. yaşına giren şair İsmet Özel, yeni yazısında 'Dün olduğu gibi bugün de dünyada bir cennetin olduğu veya olabileceği beklentisinin türettiği gürültülerden ibarettir' hatırlatmasında bulundu.

2 Ay Önce Güncellendi

2024-10-10 10:33:55

'Dünyadaki cenneti es geçmeden hiçbir hayırlı işe el atamazsınız'

İstiklal Marşı Derneği Genel Başkanı şair İsmet Özel, derneğin resmi sayfasında yayımlanan yeni yazısında "dünyadaki cennet" hayaline ilişkin düşüncelerini paylaştı...

"ES GEÇTİM DÜNYADAKİ CENNETİ"

Ne demiş oldum es geçtim dünyadaki cenneti derken? Bana dünyada tepsi içinde bir cennet (bahçe?) sundular da onu reddettim anlamına gelebilecek bir söz mü sarf ettim? Hayır, her ne kadar kimlerin cennette nasıl bir yere sahip olacağı haberi verilmişse de ne bu çağda, ne de bir başkasında, ne bana, ne de bir başkasına peşinen cennet sunulduğu vakidir. Bilakis, cennetten her bahseden ağır bir bedel ödemeksizin oraya girilemeyeceği ikazında da bulunmaktan geri durmaz. Bedir'in arslanları cennet vaadi ile değil, bir İslâm cephesi oluşturmak niyetiyle cenge tutuşmuşlardır. İnsanlar arasında cennet söz konusu olduğunda konuşulan şey oranın bu dünyada mı, öte dünyada mı bulunduğu suali çerçevesindedir. Yahudiler ahiret hayatına inanmadıkları için cennetin de, cehennemin de bu dünyada bulunduğuna inanırlar. Hıristiyanlar ve Müslümanlar gerçek hesabın öldükten sonra verileceğine inanır. Dolayısıyla her iki dinin salikleri tatlısıyla acısıyla cennetin ve cehennemin kendilerini öte dünyada bildireceği inancı içinde ömürlerini tamamlarlar.

Kâinatta neyin kutsal, neyin ise kutsal-dışı olduğu Yahudi ve Hıristiyanlarca önemlidir. Bu tefriki mümkün kılan duygu her iki dinin saliklerinin de kuralları aşmasını kolaylaştırmıştır. Aşılmış kurallar önümüze yeniden tertiplenmesi imkânsız bir dünya çıkarır. Atomun yapısı hakkındaki açıklamalarıyla dikkatleri üzerine çeken Niels Bohr'un iddiasına göre Quantum fizikçileri kâinatın içini dışına çıkarmışlardı. Hâlbuki bu temelsiz bir iddiadır. Quantum fiziği insan zihninin hiç dokunulmamış yerlerine temasa yeltenmiştir, o kadar. Batı'da Descartes'tan sonra sıklıkla kullanılan bir yöntemdir bu. “Hume beni dogmatik uykumdan uyandırdı” diyen Kant da kullanıcılardan biridir. Bohr'un yakın “genç” arkadaşı Werner Heisenberg de Kant'ın benimsediği esaslar çerçevesinde felsefesini yürütmüş ve yine kendi iddiasına göre Alman bilim adamlarının nükleer silâha kavuşmalarına engel olmuştur.

Eğer bugün zihninizi yapay zekâ ve benzeri teknologi olaylarının seyrine kaptırdıysanız tedavisi imkânsız bir hastalığa yakalanmışsınızdır. Bu kolaylıkla epidemiye ve giderek pandemiye dönüşebilen bir hastalıktır. İtalyanlar Roma İmparatorluğu'nu ihya edemedi. Almanlar bin yıllık hayat sahasına kavuşamadı ve Bolşevikler dünya ihtilâlinin çok uzağına düştü. Zehirli olan “dünyadaki cennet” fikridir. Bu fikre insanlar kolaylıkla kapılabiliyor, çünkü insan cehenneme düşmek üzere değil, cenneti kazanmak üzere yaratılmıştır. Bu yüzden cennetin sahtesine, bunun bile bile lâdes olması halinde bile razıdır.

Benim karakterimde sağlam bir taraf varsa o da dünyadaki cennete inanmayışımdan doğmuştur. Sosyalizm ve nihayetinde komünizm benim için tatlı bir hayalden öteye geçemedi; ama bu benim bu yolda çaba göstermeme engel olmadı. Yani ahiret yurdunun dünya hayatından daha hayırlı olduğuna hidayetimden önce de inanırdım. Bu elbette hem benim hidayete ermemi, hem de hidayete ermiş numarası yapanları eleştirmemi kolaylaştırdı. Seksen yaşımdayım ve içimde bana yapılan haksızlıkların intikamını alma ateşi kor halindedir. Kur'an insanın aceleciliğinden sıkça bahseder. Müslümanlar da aceleci. Belki diğerlerinden daha aceleci. Kafalarını dünyada kasıtlı olarak gündemde tutulan kötülük ve çürümüşlüklerin bir boyacı küpüne daldırıp çıkarır gibi hayra dönüştürülebileceğine takmışlar. Böyle olmadığını apaçık gördüklerinde ise kolaylıkla ümitsizliğe kapılıyorlar. Ümitsizliğin küfür demek olduğunu bildiklerinden ümitsizliklerini âyan etmiyorlar.

Allah'tan korkmanın anlamı ancak Allah'tan gayrısından korkmamakla açığa çıkar. İnsanların binlerce yıl içinde Allah'tan ümidi kesmemekten daha sarsılmaz bir zırhı icat edemedikleri veya bulamadıklarını hatırdan çıkarmamamız gerekir. Rızkımızı Allah verir ve Hadis-i Şerif bunu fark etmemiz için bize kuşları örnek gösterir. Batı'yı Batı yapan ve böylece dünyayı yaşanmaz hale getiren şey en başta evrim ve ilerleme fikridir.

Benjamin Netanyahu Yahudilerin giriştiği soykırımı İbranî-Hıristiyan medeniyetin kendilerinden olmayanlara (bilhassa Müslümanlara) galebe çalmasının gerekli olduğu iddiasıyla savunuyor. Putin Ukrayna topraklarının gerçek bir vatan olmadığı ve Lenin'in kafasından çıkma yapay bir devletin hâkimiyet kurduğu ülke olduğu düşüncesiyle gerekli tedbirleri aldığı fikrinin uzantısı içinde yapacağını yapıyor. Bütün dünya ABD'nin aktif desteği olmadan ne Netanyahu'nun, ne de Zelenski'nin kılını kıpırdatabileceğini görüyor, biliyor. Dün olduğu gibi bugün de dünyada bir cennetin olduğu veya olabileceği beklentisinin türettiği gürültülerden ibarettir. Yani çatışan taraflardan bir tanesinin bile hasmına sunduğu bir teklif yoktur.

Yaşanabilir bir dünyada nefes almak isteyen varsa o kişi öncelikle düzeltme kaygusunu terk edip kendine bir düzelme yolu seçmelidir. İnsanı azdıran istiğna duygusudur. Dünyadaki cenneti es geçmeden hiçbir hayırlı işe el atamazsınız.

Haber Ara