Dursun Ali Erzincanlı’nın Gelseydin şiiri
Şair Dursun Ali Erzincanlı’nın pek çok sevilen şiirleri bulunuyor. Onlardan birisi de ‘Gelseydin’ şiiri. Peki şiirin sözleri neler kim tarafından yazıldı.

Oluşturma Tarihi: 2021-04-13 20:59:20

Güncelleme Tarihi: 2021-04-13 20:59:20

İşte sözleri Dursun Ali Erzincanlı'ya ait olan şiirin sözleri:

GELSEYDİN

Sevgili!

Ümmü Mektum gibi

Seni görmeden sana sesleniyoruz

Alıp verdiğin nefesi duyar gibi

Sanki açınca gözlerimizi

Seni görecekmişiz gibi

Sana sesleniyoruz.

Senin huzurunda ses yükselmez.

Edeple konuşulur; edeple susulur.

Hele biz ki bu kapının dilencileri,

El açıp beklemekten başka

Bize bir şey düşmezdi ama

Şu araya giren yıllar olmasa

Medine'ne uzak yollar olmasa

İsmin anılınca yürek yanmasa

Kapında beklemekten başka

Bize bir şey düşmezdi.

Bekliyoruz Sultânım!

Rüyada olsa bile

Belki teşrif edersin diye

Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.

Seni bekliyoruz.

Gelseydin,

Bizim için cennet olurdu gelişin.

Gelseydin,

Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,

'Kardeşlerim' deyişini

Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.

Gelseydin,

Dolaşsaydın sofralarımızı,

Bir tabak fazla görecektin,

Bir bardak, bir kaşık fazla...

Ve sofrada bir yer boş,

Baş köşe! ..

Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.

Gelseydin,

Dolaşsaydın gecelerimizi,

O 'Kutlu Doğum' gecelerini,

Anneler görecektin.

Sen yeni doğmuşsun gibi,

Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,

Mışıl mışıl uyuyasın diye

Seni sabahlara kadar

Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.

Sevgili!

Gelseydin,

Medine-i Münevvere'den dünyaya yayılan Ashabın gibi,

Eyyüb Sultan gibi,

Kab bin Malik gibi,

Bir fecir vaktinde,

Henüz yirmisinde yirmi beşinde,

Bırakarak yurtlarını ocaklarını,

Hedeflerine ilahi rızayı koyan,

Arkalarına bakmayı ar sayan,

Yiğitler görecektin.

Onlar senin yiğidin,

Elleri, o öpülesi elleri,

Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,

Senin köyünün hayaliyle ısındılar.

Gelseydin,

Gecenin zifiri karanlığında,

Uykunun en tatlı aralığında,

Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa

Gençler görecektin.

Gözyaşı dökerken günahlarına,

Veysel Karani'den istediğin gibi,

İnsanlığa dua eden gençler görecektin.

Gelseydin,

Asr-ı saadet gibi olmasa da,

Koklanmaya değer güllerimiz vardı.

Yine senin ikliminde yetişen.

Ama sen gelseydin,

Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !

Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek...

Hz.Vahşi gibi...

Hani sen Hane-i Saadet'ten Mescid-i Nebevi'ye giderken

Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.

Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı'nınsa

Bakışları yerdeydi.

Edepten göz göze gelmezlerdi.

Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.

Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,

Bir de Ömer(R.A.) ...

Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi

Pencerelerde, kapı önlerinde,

Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.

Gelseydin,

Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,

Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.

Sevgili!

Hakiki aşıkların sana doğru uçarken

Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.

Dünya güzelliğiyle kollarını açarken

Bize düşen el açıp kapında beklemekti.

Sevgili!

Bekliyoruz! ...