Avrupa Çevre Ajansı'nın 2020 verilerini kapsayan çalışmasına göre, Avrupa'da belirlenen 22.000 civarındaki yüzme alanının yüzde 82.8'i mükemmel su kalitesine sahipken,bu noktada Kıbrıs, Avusturya ve Yunanistan başı çekiyor.
Avrupa Çevre Ajansı verilerine göre; bu oranlar 2019'a göre yaklaşık yüzde 2 daha düşük ancak bu pandemi ile bağlantılı toplama gecikmeleri nedeniyle veri içermeyen daha fazla sayıda yüzmeyle açıklanmaktadır. Bu veri eksikliği, özellikle Brexit'e rağmen sıralamada yer alan Polonya ve Birleşik Krallık'ı ilgilendiriyor.
Ülkelerin sıralaması nasıl?
Düşük kaliteli suya sahip bölgelerin sayısında 2019'da yüzde 1.4 ve 2013'te yaklaşık yüzde 2'ye karşı yüzde 1.3'e düşüşle eğilim çok yüksek bir su kalitesi seviyesinde kalmaya devam ediyor. Avrupa kurallarına göre, şu anda mevcut bir site (alan) bu kategori beş yıl üst üste kalıcı bir yasağa tabi tutulmak durumunda. Ülke sıralamasında, Kıbrıs, mükemmel su kalitesine sahip sitelerin 100'ünün maksimum puanını Avusturya ( yüzde 97,7), Yunanistan (yüzde 97,1), Malta (yüzde 96,6) ve Hırvatistan'ın (yüzde 95,1) önünde göstermekte.
Almanya yüzde 89,9, İtalya yüzde 88,6, İspanya yüzde 88,5, Belçika yüzde 79,7 ve Fransa yüzde 77,5 puan almış durumda. Avrupa Birliği'ndeki yıkanma-yüzme yerlerinin yaklaşık üçte ikisi, genel olarak daha temiz olan deniz kenarında ve üçte biri iç su yollarında yer almaktadır.
Alan sayısı arttı
Avrupa Çevre Ajansı'nın değerlendirmesine göre, AB'de en az yeterli kalitede yüzme suyunun payı 1991'de yüzde 74'ten 2003'te yüzde 95'in üzerine çıktı ve o zamandan beri bu seviye civarında. Avrupa'nın genişlemesinin ve boş zaman etkinliklerinin gelişiminin çifte etkisi altında, yüzme alanlarının sayısı otuz yılda neredeyse dört katına çıkarak geçen yıl 22.276'ya ulaştı.
AB Yüzme Suları Direktifi, Üye Devletlerin tatlı ve kıyı sularındaki popüler yüzme yerlerini belirlemelerini ve bunları mayıs ayından eylül ayına kadar süren yüzme sezonu boyunca mikrobiyolojik kirlilik (ve diğer maddeler) göstergeleri için izlemesini gerektirmekte.
