Erdoğan'ın konuşması, Hulusi Akar'ı ağlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit aileleri ve gazilere verdiği iftar yemeğindeki konuşması sırasında Hulusi Akar duygulu anlar yaşadı...

Oluşturma Tarihi: 2016-06-08 02:56:59

Güncelleme Tarihi: 2016-06-08 02:56:59

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'

ın şehit aileleri ve gazilere verdiği iftar yemeğinde yaptığı duygu dolu konuşma karşısında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, gözyaşlarını tutamadı.

Ajanslarda yer alan bilgide; Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit aileleri ve gazilere iftar verdi. Erdoğan'ın konuşmasının bir bölümü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı duygulandırdı.

Ramazan ayının ilk iftar sofrasında şehit yakınlarını ve gazileri Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye'yi terör örgütleri aracılığıyla, terör eylemleriyle, teröristlerle terbiye edeceğini, istediği şekilde yönlendireceğini sananlar beyhude uğraşıyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör operasyonlarında hayatlarını kaybeden şehitlerin yakınları ve operasyonlarda yaralanan gaziler ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftar sofrasında bir araya geldi.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASI, HULUSİ AKAR'I DUYGULANDIRDI

İftar sonrasında misafirlerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anlattığı bir hikaye Hulusi Akar'ı duygulandırdı.

Erdoğan şunları anlattı:

"Yüzbaşı Halil Özdemir, 27 Mart'ta Nusaybin'de şehit olmadan birkaç gün önce teröristlerle çıkan çatışmada ayağından yaralanır, tedavisinin ardından doktor kendisine istirahat verir. Yüzbaşı Özdemir, raporu kabul etmeyerek, 'Biraz evvel kardeşlerimi şehit verdim, istirahat bana haramdır, lütfen raporumu iptal edin' diye rica eder. Doktorun 'Bu halde sizi raporsuz gönderemem' sözü üzerine hastaneden ayrılan yüzbaşımız, durumunu soran komutanlarına, 'Çok iyiyim, küçük bir demir parçasıydı, hemen çıkardılar, pansuman yaptılar' diyerek cevap verir.

Ertesi sabah da pansumanlı ayağına bir numara büyük bot giyip, erkenden bölüğünün başına geçer. 3 gün boyunca ayağının acısından gözleri yaşararak mücadele eder ve sonunda şehadet şerbetini içer. Anadolu'yu bize vatan kılan ruh işte budur. İki gün önce Genelkurmay başkanı ile bir aradaydık. Gazetelerde bir resim çıkmıştı, Binbaşı Necmettin üşüyen yavruyu, kendi avuçlarından o ruhundan gelen sıcak buharla onu ısıtmaya çalışıyordu ve ondan bir müddet sonra gözlerinden yaralandı, GATA'ya getirdiler.

GATA'da kendisiyle komutanımız bir görüşme yaptı. Kendisine 'hadi kırsala' deyince de 'emriniz olur, komutanım' dedi. Bana bunu anlatınca 'Telefon var mı komutanım' dedim, 'Hemen bağlayalım' dedi. Ben de kendisini telefonla aradım, yarın da inşallah ziyaretine gideceğim. Muhabbetimizi yaptık, 'Bak dedim, komutanımız şu anda yanımda, seni kırsala bekliyor' dedim. 'Emri olur' dedi. İşte şehadete iman, şehadete koşmak budur. Çanakkale'de yedi düvele karşı koyan inanç işte budur."