Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na yönelik şikayetinden vazgeçti
Erdoğan'ın 'şikayetten vazgeçme' dilekçesinde 'Birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle' ifadeleri yer aldı.

Oluşturma Tarihi: 2016-10-28 12:34:36

Güncelleme Tarihi: 2016-10-28 12:34:36

AA'nın haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yerel seçimler öncesinde Silifke'deki konuşmasında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan davadaki şikayetinden vazgeçti.

Erdoğan'ın avukatının Silifke Asliye Ceza Mahkemesine gönderdiği "şikayetten vazgeçmeye" ilişkin dilekçede, "Sayın Cumhurbaşkanımız, milletimizin asgari müştereklerde buluşması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle iş bu davada şikayetinden vazgeçmektedir." denildi.

Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından 8 Mart 2014'te ilçeye gelen Kılıçdaroğlu hakkında, o sırada başbakan olan Erdoğan'a yönelik ifadeleri nedeniyle dava açtı. İddianamede, Kılıçdaroğlu'nun "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan cezalandırılması istendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla davayı görecek olan Silifke Asliye Ceza Mahkemesine "şikayetten vazgeçme" dilekçesi gönderdi.

"BİR KEREYE MAHSUS AFFEDİYORUM" SÖZÜ

Dilekçede, Erdoğan'ın, 29 Temmuz 2016'da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kültür ve Kongre Merkezinin açılışında, "Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak affediyorum ve davalarımı çekiyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendirmezsek, 'millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur' diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin, ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum." dediği anımsatıldı.

"Demokrasinin gelişmesi ve bu çerçevede düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması yönünde gerçekleştirilen tarihi reformların mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, tüm özgürlükler gibi düşünce ve ifade özgürlüğünün de sınırları olduğunu, hak sahiplerinin sorumluluk içinde hareket etmelerinin ve özellikle başkalarının haklarına riayetin önemini sürekli vurguladığı" belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

"SİSTEMATİK HAKARET KAMPANYASI DEVAM EDİYOR"

"Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısının, özellikle son yıllarda başta siyasi parti liderleri olmak üzere muhalif kesimlerde karşılık bulmadığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yönelik sistematik bir hakaret kampanyasının yürütüldüğü bilinen bir gerçektir. Ayrıca, 2011 yılında bugünkü gibi dava ve şikayetlerinden vazgeçilmek suretiyle iyi niyet ortaya konulmuş olmasına rağmen, kısa süreli bir bahar havasından sonra sistematik hakaret kampanyasına kaldığı yerden devam edildiği de üzülerek müşahede edilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yönelik hakaret ve iftira teşkil eden saldırılara karşı yasal haklarını kullanmasının ve hukuk yoluyla mücadele etmesinin, muhalefetin susturulması veya baskı altına alınmaya çalışılması şeklinde yorumlanmasının iyi niyetli ve gerçekçi bir yaklaşım olmadığını bu vesileyle belirtmek isteriz. Bütün demokratik liderler gibi Sayın Cumhurbaşkanımız, muhalefetin, yapıcı ve yararlı eleştirinin vazgeçilmezliğinin idrakindedir ancak geldiğimiz nokta itibarıyla sorumsuz muhalefetin, yıkıcı, ölçüsüz eleştirinin ve hakaretin muhalefete ve ülkeye bir katkı sağlamadığı, sorunları çözmek yerine derinleştirdiği, birlik ve beraberliğimizi zedelediği anlaşılmıştır.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden ve milletçe ödediğimiz ağır bedellerden sonra tarihi bir fırsat yakaladığımız tartışmasızdır. Bu fırsat, kuşkusuz herkesin aynı fikirde olması değil, milletimizin asgari müştereklerde buluşması, başkasının varlığına, inancına ve düşüncesine saygı göstermesidir.
Fikirlerimizin farklılığı zenginliğimizdir ancak bu zenginliğin, karşılıklı saygı, empati ve özellikle üslup güzelliğiyle tahkim edilmesi zorunludur. Aksi takdirde sahip olduğumuz zenginliğin bir felakete dönüşmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, milletimizin asgari müştereklerde buluşması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle, iş bu davada sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmektedir."