Ermenek faciası davasında bilirkişi raporu mahkemede
Karaman'ın Ermenek ilçesindeki kömür ocağında 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı

Oluşturma Tarihi: 2016-05-31 16:09:41

Güncelleme Tarihi: 2016-05-31 16:09:41

Ermenek Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, mahkemenin istediği bilirkişi raporunun okunmasıyla başladı.

Bilirkişi raporunda, maden faciasının birinci nedeninin terk edilmiş imalat bölgesinde gaz ve su birikmesinin, olası boşluklar meydana getirdiği belirtildi. İşletmenin, iş tekniğine ve mevzuata uygun sondaj yapmadığı ifade edilen raporda, bunun da kazayı meydana getirdiği kaydedildi.

Kazılar sırasında sadece 3 metrelik sondajlar yapılmış

Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (MİGEM) sondaj yapılması konusunda işletmeye yönelik uyarısının Temmuz 2014 tarihli raporda görüldüğü vurgulanan bilirkişi raporunda, şu ifadelere yer verildi:

"Ocak içerisinde kazı ve kömür çıkarma faaliyetleri sırasında güvenlik amacına yönelik olarak tekniğine ve mevzuata uygun olarak sondaj çalışmaları yapılmamıştır. Kazıya başlamadan önce tekniğe ve mevzuata uygun 25 metrelik sondajların yapılması gerekmektedir. Oysa ocakta kazılar sırasında sadece 3 metrelik sondajlar yapılmıştır. Türkiye'deki madencilik faaliyetindeki gözetim ve denetim yetkisini elinde bulunduran ve kamu otoritesi olan MİGEM'in, iş kazasının meydana geldiği işletme sahasındaki maden üretim faaliyetlerini yeterince ve etkin bir şekilde denetlemediği ortadadır. MİGEM heyetinin düzenlediği 21.08.2014 tarihli raporda, iş kazasının meydana geldiği ocakta icra edilen kazı çalışmaları sırasında, "eski imalatlı bölgelerden su ve gaz degajlarının yüksek olma ihtimali yüksektir" tespitinde bulunulmasına rağmen bu tür teknik hataların tekrar etmemesine yönelik olarak işletme ruhsat sahibi şirket, MİGEM tarafından yeterince ve etkin uyarılmamış ve yönlendirilmemiştir."

Uyar ve Özbey'e "bilinçli taksir" değerlendirmesi

Raporda, şirketin müdürü olarak işletme ruhsatı sahibi Abdullah Özbey'in, ilgili yükümlülükleri yerine getirmediği ifade edilerek, "İş kazasının meydana gelmesi üzerinde etkili olan faktörlerin bilincinde olan adı geçen kişinin, bu faktörün mevcudiyetine rağmen bir iş kazasına ve buna bağlı olarak ölümlerin meydana gelmeyeceği ümit ve beklentisiyle (bilinçli taksirle) hareket ettiği değerlendirilmiştir" denildi.

Duruşma, verilen aranın ardındın raporun mütalaasıyla devam ediyor.

Olayın geçmişi

Maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanıyor.

Teknik nezaretçi Ali Kurt, "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" ve "özel belgede sahtecilik", ocakta çalışan Naci Özsoy, "özel belgede sahtecilik", puantör Mustafa Ayan, "bildirim yükümlülüğünün ihlali"nden hakim karşısına çıkıyor.

Ermenek'teki özel linyit kömürü madeninde 28 Ekim 2014'te su baskınının ardından mahsur kalan 18 işçinin cesetlerine faciadan 38 gün sonra ulaşılmıştı.