Etyen Mahçupyan: Başkanlık ve düzeysizlik
Etyen Mahçupyan, Başkanlık sistemi üzerine konuşulanları ve tıkanıkları ele aldı...

Oluşturma Tarihi: 2016-01-12 07:10:09

Güncelleme Tarihi: 2016-01-12 07:10:09

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun fahri danışmanı ve Akşam Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü "Başkanlık ve düzeysizlik" başlıklı yazısında Başkanlık sisteminde gündemdeki son tartışmaları, tıkanıkları, AK Parti ve muhalefet cephesinden yaklaşımları ele aldı. Başkanlık sistemini ‘savunuyor olmanın' bir ikbal kapısı olduğu varsayımının tehlikeli olduğunu belirten Mahçupyan, "Ne var ki bir fikrin toplumsal kabulü, o fikrin taşıyıcılarının tıyneti ile de yakından bağlantılı. Böyle bir grubun görünür hale gelmesi hedefin de kalitesizleşmesine neden oluyor. Ama belki daha önemlisi doğrudan AKP'nin kalitesi hakkında kalıcı bir olumsuzluk üretiyor" dedi.

İşte Etyen Mahçupyan'ın yazısından bir bölüm:

Türkiye'yi geleceğe istikrarla taşıyacak yeni bir anayasa bugün artık acil bir ihtiyaç. Var olan hukuki çerçeve ve arka planındaki zihni yapıyla şu anki sorunların çözülme ihtimali olmadığı gibi, hızla yenilerinin yaratılacağı ve akılcı bir yönetimin neredeyse imkânsız hale gelebileceği gözüküyor. Bu değişikliği yaparken yönetim sisteminde de başkanlığa doğru geçilmesi, seçilmişlerin ve dolayısıyla toplumsal tercihlerin bürokrasi ve resmi ideoloji karşısındaki konumunu güçlendirecek. Eğer temsil yeteneğinden ödün vermeyen ve denetleme sistematiğini de hakkıyla oturtan bir alternatif üretilebilirse, toplumun söz konusu geçişe büyük oranda ‘evet' demesi şaşırtıcı olmaz. Çünkü nihayette bu sistem iktidar kadar muhalefetin de işine gelir. Hem parlamentonun özerkliği açısından, hem de alternatif tek aday çıkararak AKP'yi yenme şansı vereceği için.

Ancak bu değişimi bir anda yaşamayacağız. Tartışma ve süreç zamana yayılacak. Bu süre içinde yaşanan her şey, alınan tutumlardan kullanılan dile başkanlıktan ‘gerçekte' ne anlaşıldığını, yani nasıl ‘kullanılacağını' ima edecek. Örneğin Türkiye'nin yıllar sonra AB ile açtığı ilk fasılda merkez bankasının konumu ve özerkliği biçimlenirken, siz başkanlık sistemi geldiğinde merkez bankasının yürütmeye tabi olacağını ima etmeye kalkarsanız ortalıkta ne yerli ne yabancı yatırımcı bulamazsınız. Başkanlık sistemiyle birlikte Türkiye'nin ekonomik sıçrama yapacağı hayali, bizzat bugünkü saçma sapan söyleminiz yüzünden heba olup gidebilir. Kısacası, hedefin olumlu niteliği o hedefi gerçekleştirmek için yeterli değil. O noktaya nasıl ilerlediğiniz de en az onun kadar belirleyici. Bu açıdan bakıldığında AKP'nin önünde birbirine bağlı iki tehlike bulunuyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!